Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Halkla ilişkiler

Halkla ilişkiler

Halkla ilişkiler diyince akan sular duruyor..

Çeyrek ekmek arası döner, bir kutu ayran ve yarım sayfalı reklam spotuna benzer, bir konuşma metni ile adamın biri %7 oy aldı..
Ulusalcılar Cumhuriyet mitingleri ile yüzbinleri meydanlara toplamaya çalışmışlardı.. Emir komuta ile okul öğrencileri Anıtkabir ziyaretine götürülürdü bir zamanlar.. Sonra rakamlar açıklanırdı..
Kamuoyu böyle oluşturuluyor..
Son olarak AK Parti’nin İstanbul İl Kongresi’ni hatırlayın.
Ve Türkçe olimpiyadlarını..
Bir o kadar kalabalığı Mustazafder, kutlu doğum vesilesi ile Diyarbakır’da toplamıştı..
Bu işler artık bir sanat.. Ya da illizyon. Ne derseniz diyin.. Herkes rolünü iyi oynadı. Dekor, kostüm, arkestrasyon yerli yerinde..
“Beyaz Türkler” bu işlerin artık kendi tekellerinde olmadığını görmeli. “Kara derililer” de bu işi biliyorlar artık..
Hatırlıyorum da köşklerin işletmesi Turing’den alınıp İBB’ye verilince birileri kıyameti kopartmıştı.. Hele bu mekanların halka açılmasını “cinayet” olarak tanımladılar.. Sonra onlar da alıştı..
Türkçe olimpiyadlarındaki başarı ve ambiyansı, mesela İSMEK’le tekrarlayabilirsiniz!
Amerika’ya da gidiyor insanlar, Adıyaman-Menzile de..
Hemen belirtmeliyim ki, Türkçe olimpiyadları, hem performanslarını sergileyen öğrenciler açısından, hem de organizasyon, izleyici profili, media sponsorluğu bakımından çok iyiydi.. Hatta öyle iyiydi ki, aynı başarıyı her yıl tekrarlamaları o kadar kolay olmayacak.. Bu 20. Yıla özel bir performanstı..
Bu iş, öyle anlaşılıyor ki, bir PR çalışması olduğu kadar, aynı zamanda bir lobi çalışması idi.. Cemaat ya da camia açısından bu tarihin bir milad olarak kabul edilmesi gerek..
Birileri bu etkinliği bu şekilde planlamışsa, başka şeyleri de planlamış olmalılar.. Onların ne olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz..
Bana kalırsa etkinlikte sürpriz olanın Erdoğan’ın finale katılıp, hocaefendiyi Türkiye’ye davet etmesi oldu ve bu talep ciddi bir alkış aldı..
Öyle sanıyorum ki, bu tartışma bu günden yarına bitmeyecek.. Cemaatla ilgili çok yönlü bir tartışma başlayacak..
Cemaat daha çok Ergenekon ve Balyoz’a odaklanmış gözüküyor. Okullardan çok siyaset konuşuluyor bu çevrelerde.. Bürokrasi ve iş dünyası ile ilişkiler daha sıcak konular..
Bu süreç dini grublar arasındaki rekabeti de tahrik edecek gibi gözüküyor..
İlginç bir gözlemim var, cemaat mediasında bir traj hareketi gözükmedi. Sosyal Media’da da uzun soluklu bir performans görmedim doğrusu.. Hatta biraz, böylesine dikkat çekici bir çıkış, cemaatin üzerinde bir paratöner etkisi de yapabilir.. Çok fazla merak uyandırdılar, dikkatleri üzerine çektiler, spekülasyonlara sebeb oldular.. Şimdi camiaya yakın politikacılar, bürokratlar ve iş adamları daha çok takip edilecekler.. Projektörler, onlara yönelecek. Bu sadece yurt içinde değil, yurt dışında da dikkatlerin bu okullara ve o bölgedeki iş adamlarına yönelmesine sebeb olacak ve basın bu konuyu yakın takibe alacaktır..
İşin bu yanı dikkatlerden kaçtı, ama sanırım önümüzdeki günlerde bunun yankısı duyulacaktır.
Önümüzdeki günlerde, içeride ve dışarıda gündeme oturacak bir diğer konu da İktidar-Cemaat ilişkisi.. Hatta hocaefendinin Türkiye’ye gelmemesini buna bağlayanlar da olacaktır..
Bu işin bu yanının çok iyi düşünüldüğünden emin değilim. Bu konu parti ve cemaat dışında tartışılmaya devam edecek gibi gözüküyor.. Bu çevrelerden yapılacak her açıklama, tartışmayı daha da artıracak..
Bu tartışma karşısında kişi ve kuruluşların tavrı da bu gün ayrı bir anlam taşıyor ve bu da spekülatif bir durum..
Bu gün Türkçe Olimpiyadlarının tetiklediği tartışma, olimpiyadların biçim ve içeriği ile ilgili tartışmaların önüne geçmiş durumda. Bu da herhalde hiç istenen, beklenen bir şey olmasa gerek..
Keşke bu olaylara daha saf bir gönülle yaklaşabilsek.. Doğru ise doğru, yanlışsa yanlış.. Kimse kıskançlıkla birbirine saldırmasa, ya da birileri birilerine bir şeyi dayatmasa.. Ama yeteri kadar arı duru olamıyoruz nedense.. Güç ve iktidar gösterisinin arkasında gizli bir kibir her zaman vardır. Hatta bazen bu kibir tevazu ile maskelenmeye çalışılır.. Oysa Allah kibirlenenleri sevmez.. Hz. Allah (cc) Hz. Ali’ye kamil bir iktidar vermedi.. Biz kalpleri çeviren ve onun efendisi değiliz.. Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. Allah servet ve iktidarı, halklar ve ülkeler arasında evirir-çevirir..
Bu dünya bir imtihan yeridir..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi