Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Futbolu, düşmanlık zemini yapamayacaklar...

Futbolu, düşmanlık zemini yapamayacaklar...

Vesayetten demokrasiye ya da eski Türkiye'den yeni Türkiye'ye geçişi, yani büyük değişimi anlamayan/anlayamayan/kabul edemeyen güç odakları, tekere taş koyma adına sanki yeni bir hamle deniyorlar. Futbol zeminini bir saldırı, bir düşmanlık zemini yapma emareleri var.


Neden böyle bir zemin? Çünkü bu zeminde milyonlarca taraftar var. Tek ölçüleri, takımlarının kazanmaları. Bu zeminde algılar, paradigma, hisler çok farklı. O taraftar kitlesinin büyük çoğunluğu doğruları değil, takımları lehinde sözleri, hükümleri dinlemeye teşne. Böyle meşhur bir arkadaşım var. Çok ciddi konularda yazdığı yazılar, isabetli analizlerle tanındığı halde, tuttuğu takım söz konusu ise bambaşka bir insan oluveriyor. Son derece hakperest olmasına, haksızlıklara isyan etmesine rağmen, takımı için akan sular duruyor. Hak, hukuk, adalet kavramlarını unutuveriyor. Bir gün kendisini eleştirmeye kalktım. "Taraftarlık böyle bir şeydir." dedi. Ve bir örnek verdi. "Mesela bizim oyuncu golü elle attı ve hakem görmedi. Ben buna itiraz etmem." dedi. "Hatta buz gibi gol diye savunurum da, çünkü biz gol atmış olduk." dedi. En aklı başında insanların farklılaştığı böyle bir zeminden bahsediyorum. İşte otoriter-totaliter toplum mühendisi vesayetçiler, şimdi bu zemini kullanmaya karar verdiler.

Bu millete ve değerlerine saldırma, onları tehdit haline getirip vesayet sistemini sürdürme zihniyetinin uygulamaları üç dönemden geçti. 1950'ye kadar tek parti döneminin ceberut uygulamaları, korkutmaları vardı. 1946'da dış dünyanın zorlamasıyla çok partili sisteme geçildiğinde, bundan hiç hoşlanmadılar. Kendi aleyhlerine bir zihniyet uyanması olabilirdi. Öyle de oldu. 1950'de Demokrat Parti iktidara geldiğinde kimyaları bozuldu. Hele bir ay sonra, 18 yıldır Türkçe okunan ezanın aslına çevrilmesi onları çıldırttı. Daha geçenlerde 28 Şubat'ın Genelkurmay Başkanı Çankırılı İsmail Hakkı Karadayı, Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda, "Adnan Mende-res'in en büyük hatasının, ezanı aslına çevirmek olduğu"nu söylemedi mi?

Sayın Kara-dayı'nın yakın akrabaları hâlâ köylerinde cami cemaatinden. Ve onlar, ezanın aslından çok memnunlar... Sayın Karadayı da zaten bu eleştiriyi, "ezanı Türkçe okutursanız, biz de camiye geliriz" anlamında yapmıyor. "Menderes, bizim rejimimize meydan okudu, milletin aklına Müslümanlığını getirdi, kapı araladı" demek istiyor...

Vesayetçiler o kızgınlıkla İslâm'ı bir tehdit, en tabii dini hakları savunanları "mürteci", "Cumhuriyet düşmanı" ilan ettiler. Ellerindeki medya, üniversiteler ve yargılamalarla "irtica" korkusunu gulyabani haline getirdiler. Dinî sohbetler için bir araya gelenler bile birer cani gibi muamele gördüler. TCK'nın 163. maddesi bir giyotin gibi kullanıldı. Dinî değerleri öne çıkaran milliyetçiler de tehlike ilan edildiler.

En son 28 Şubat'ta, irtica korkusunu başörtüsü ve imam hatip düşmanlığına çevirdiler. Açıktan, "Şu kadar imam hatip var, şu kadar mezun veriyor, on yıla kalmaz, imam hatiplilerin desteklediği parti otomatikman iktidar olur." dediler...

AK Parti'nin iktidar günleri başlayınca da onunla uğraştılar. Ekonomik kaos korkusuyla kapatmaktan ürktükleri için "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" ilan edip yeni bir suçlu yaftası buldular. 12 Eylül 2010 referandumunda, demokratikleşme ve özgürlüklerin genişlemesi adına yüzde 58 evet çıkınca, hele bir de AK Parti üçüncü defa yüzde 50 ile iktidar olunca, imam hatip düşmanlığı üzerinden yürütülen mühendislik projesini, "cemaat" düşmanlığı üzerinden götürme yoluna gittiler. Önce "AK Parti'yi ve Gülen'i bitirme" planları yaptılar. Tutmayınca, fitne tezgâhlarını çalıştırdılar. Şimdi de futbol zemini üzerinden, doğrudan cemaat düşmanlığı yapmak isteyenler çıkabilir.

Ama tutmaz. Çünkü eski Türkiye yok artık. Vesayetten güç alan aktörler sahneden iniyorlar. Yeni siyaset anlayışı, yeni ekonomik-kültürel-sosyal tabakaları, yeni potansiyelleri ile yeni bir Türkiye var. Anlayana...


[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi