Bosna aynasında Suriye!
Suriyede; Bosna Hersek ve Afganistan karması yaşanıyor.
Suriye olayları bir yönüyle Afganistanda, bir yönüyle de Bosna Hersekte yaşananlara benziyor. Kimi arkadaşlar Bosna ile Suriye arasında benzerlik olmadığına dair görüşler serdettiler. Ahmet Davudoğlu ise, baştan beri Bosna Hersek ile Suriye olayları arasında benzerlikler kurdu. Doğrusu da budur. Sırp Çetniklerle Şebbiha sürüsü arasında milim fark yoktur.
Esasında Arap Baharı ile Bosna arasına bazı noktalarda benzerlikler var. Arap Baharının kurmaca, düzmece mi, yoksa sahi mi olduğuna dair baştan beri muhtelif yaklaşımlar var.
Nerede olursa olsun ulusalcı kafalara bakacak olursanız Arap Baharı kurmaca ve arkasında Batılı güçler var. Zira onlar öyle görmek ve kendi ideolojilerini tehdit eden Arap Baharını karalamak istiyorlar. Onlar karalama ile ideolojik zeminlerini savunuyorlar. Dolayısıyla her vesile ile kara çalmak işlerine geliyor. Yoksa kendilerinden şüphe edecekler. Keşke mevcut sistemler değişmese, zira yerine kaos geliyor diyorlar.
Acaba bunu diyenler kendileriyle yüzleşip öyleyse keşke Kaddafi de gelmeseydi Sunusiler yerinde kalsaydı diyorlar mı? Onun da ötesine geçip Osmanlının yıkılmasına ne lüzum vardı ve birlik beraberliğimizi sağlıyordu, keşke elbirliği edip yıkılmasına mani olsaydık diyorlar mı? Yoksa bu temennileri sadece şeytanları Kaddafiye münhasır mı? Bunlar Arap Baharıyla birlikte yerle bir olan ideolojilerinin derdindeler. Bunun için Kaddafi Libyasını ön cepheleri olarak gördüler. Arap Baharı gibi aslında Birinci Dünya Savaşı da ansızın patlak vermiştir. Otların kuruduğu çayır ve çimenlere atılan bir kibrit çöpü gibi ortalığı aleve verdi. Peki neden?
Derin tarihî ve sosyal ve siyasî nedenleri vardı. Berlin Muahedesiyle birlikte iğreti bir düzen kuruldu ve bu iğreti düzen savaşın da esbabını hazırladı. Savaş 1903te patlak verecekti, lakin bazı nedenlerden dolayı 1914e sarktı. Avusturya-Macaristan Arşidükü, Saraybosnayı ziyarete geldi. Bu Sırpları kışkırttı. 1989 yılında nasıl ki Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Kosova Sırpları ve Miloseviçi kışkırtmış ise, aynı nedenle Bosnalı Sırplar Avusturya-Macaristan Arşidükü Franz Ferdinandın Saraybosna ziyaretinden dolayı tahrik oldular ve kendisine ve eşine pusu kurdular. Suikastın başarılı olmasından sonra Avusturya bunu savaş nedeni saydı ve Birinci Dünya Savaşı patlak verdi. Belki de Kissingerin dediği gibi akıbeti ve sonucu kestirebilselerdi suikastın üzerine hiç gitmeyebilirlerdi. İmparatorlukları savaşa ecelleri çekti. İğreti Berlin Muahedesi ve Balkanları paylaşma Birinci Dünya Savaşının yakıtı oldu, bahanesi ise suikasttı.
İkinci Dünya Savaşı da aynı nedenden dolayı patlak verdi. Bu da Birinci Dünya Savaşından sonra Berlin Muahedesinin yerini alan adil olmayan başka bir paylaşım anlaşmasıydı. Versay... Barışı bozan barış oldu. Bu defa kendisini kandırılmış muğber ve mağdur sayan Almanlar savaşın nedeni oldular. Versay Antlaşması barışı bozan barıştı. Böylece adil paylaşım üzerine teessüs etmeyen zoraki anlaşmalar bir sonraki savaşın da yakıtı oluyordu.
Bu nedenle Bosnadan Arap Baharı veya Kartacaya bir yol gidiyor. Osmanlı İmparatorluğunun ardından gelen sömürge düzeni iğreti bir sistem bırakarak bölgeden sureta çekilmişti. Araplar bölük pörçük ve Filistin, İsrailin işgali altında bulunuyordu. Sömürgeye istihlaf eden ve yerine geçen yeni idareler de keyiflerince bir idare tarzı sürdürüyorlardı. Soymaktan ve korkutmaktan başka halklarıyla bir ilişki tarzları yoktu. Topraklar çiftlik ve üzerindekiler de ecirleri ve ırgatlarıydı. Bu sistem üzerine iki dünya savaşı geçmiş ve dünyada her şey değişmiş bunlar değişmemişti. Ve durum daha da kötüye gidiyordu. Cumhuriyet adını taşıyan idareler birer-ikişer Suriyeden başlamak üzere adı konmamış kraliyet rejimlerine geçiş yapıyorlardı. Halka danışan falan yoktu. Suriyede yapıldığı gibi yaşı ileriye almak ve anayasayı yarım saatte değiştirmek kafiydi. İdeolojik klişelerin gerisine sığınan yeni rejimlerin tufeyli teorisyenleri ve ideologları veya keneleri de bu rejimleri aklayan sihirbazlara dönüşmüşlerdi. Tiran firavunların sahte sihirbazları. ABD düşmanlığını gösterip yerli sömürgeleri kutsuyorlardı. Adeta yel değirmenleriyle savaşıyorlardı. Halbuki, 80 yıldır İngilizlere ve Amerikalılara rüşvet vermekten başka bir şey yapmamışlardı. Bu liderlerin yönetimindeki ülkeler dışa karşı kendilerini savunacak güce malik değillerdi. Rejimler sadece halklarına karşı, bir de komşularına karşı hazırlık yapıyorlardı. Birinci Dünya Savaşının nedeni Berlin Muahedesi ve çarpık paylaşım antlaşmaları ise Arap Baharının patlak vermesinin nedeni de Osmanlı sonrası kurulan çarpık siyasi yapılar ve rejimlerdi. Araf Sûresi 34üncü âyetin ifade ettiği gibi; milletlerin ve devletlerin de bir eceli, yani ölüm anı vardır. Bu ölüm anı gelip çatmıştır... Ölüm geldi cihane, baş ağrısı bahane. Gelen, gider...
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.