Daha fazla umut
Korkularımız çok fazla. Daha fazla umuda ihtiyacımız var.
Tamam, korku ile umud arasında bir yerde duralım ama, umudumuz korkumuza, sevgimiz nefretimize, merhametimiz gazabımıza baskın gelsin.
Önyargılarımız beynimizi kemiriyor..
Hayır, insan değişir.. Kötü her zaman kötü değildir, iyilerin her zaman iyi olmadığı gibi..
Kazanmayı denemeliyiz.. Hayat devam ediyor.. Yeni bir sayfa açabiliriz..
Kavganın kimseye bir faydası yok..
Dünyamızda çok fazla kan, çok fazla gözyaşı ve çok fazla öfke var..
Kurgulanmış sanal bir dünyada yaşıyor birçoğumuz.
Her birimiz bir savaşçıyız sanki..
Dua ile savaş istenmez..
İnsanları cezalandırmak ya da yoketmek yerine kazanmayı deneyebilsek..
Şeytan bizi kazanmak konusunda bizim günahkarları kazanmamızdan daha sabırlı ve daha uzun soluklu bir çaba içinde..
Kimsenin “el emin” olmak gibi bir çabası yok sanki. Herkes “Yeryüzü zebanisi” olma derdinde..
Keşke daha çok okusak, düşünsek, felsefi derinliğimiz daha fazla olabilse, estetik kaygılarımız daha çok öne çıksa, daha ahlakçı bir yol izleyebilsek..
Herkes Makyavelist.. Gayeye giden her yol meşru birileri için sanki.. Temiz hedeflere temiz yollardan ulaşılacağını hesaba katmıyor birçok kişi..
Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet vermez..
O bize, bilmediğimiz şeyin peşine düşmememizi söyler.
İşi ehline vermemizi, bilgili, dürüst ve cesur insanlarla yol arkadaşlığı yapmamızı ister. Hakkı inkar eden, müfsit ve fasıklardan uzak durmamızı öğütler..
Ne yazık ki, çok sabırlı değiliz. Affetme konusunda çok cimriyiz..
Oysa affetmeyenler, affedilmeyecekler..
Ramazan başlıyor.. İçinde Kadir Gecesi olan, bin aydan daha hayırlı bir aya giriyoruz..
Ramazan için bir önerim var. Gelin Kur’an-ı Kerim’i, ramazan boyunca hem aslını, hem tercümesini birlikte okuyalım. Meali daha önce okuyanlar bu defa nüzul sırasına göre bir okusunlar. Okurken de kendi hayatımızı, işlerimizi, ilişkilerimizi Kur’an-ı Kerim’e göre bir gözden geçirelim ve sonunda da okuduğumuz kitabın sonuna, kalemi elimize alıp “okudum, anladım, kabul ettim” yazalım.. Ve tabii daha sonra da kabul ettiğimiz şeyi yapalım.
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın (cc) açıklanmış rızası ve aynı zamanda bizimle yaptığı bir sözleşmedir.. Karşılığında mallaırn, canların, sevdiklerin istendiği, onun karşılığında da cennetin vadedildiği bir sözleşme.
Ramazanda dargınlar barışsa keşke..
Çünkü, biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir..
Biz hep hakkımızda olanın değişmesini istiyoruz, ötekileri değiştirmeye çalışıyoruz. Kendimizi değiştirmemiz gerektiğini sanki hiç hesaba katmıyoruz..
Bu ramazan bizim için bir özeleştiri vesilesi olsa keşke..
Dilerim Ramazanı bir “eğlence”ye dönüştürmeyiz bu sene.. Yardımlaşma güzel. Yoksula sahip çıkmak da, ama sadece bunlar da yetmez. Yani Ramazanı vicdana da indirgememek gerek. Sonuçta Ramazan bir ibadettir..
Ramazanda daha çok ibadet etmek lazım, ama unutmamak gerekir ki, ibadetin çok olanı değil, sürekli olanı makbuldür..
Ramazanda çok zikretmek, çok dua etmek gerek.
Dualarımız olmasaydı, ne işe yarardık ki.
Başa dönecek olursak, Allah’tan umud kesilmez. Daha fazla umuda ihtiyacımız var. Bazı şeyler ters gitse de, unutmamak gerekir ki, karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır..
Hayat bir şekilde devam ediyor.. Gece ve gündüz birbirini izliyor. Tepelerden sonra ovalar, ovalardan sonra dağlar..
Sonuçta Allah (cc) bizi, mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan etmektedir..
İman edenler, iyi iş işleyenler, sabredenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna, herkes hüsrandadır. Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.