Faşist İtalyanın Mustafa Kemal-İnönü değerlendirmesi
Kont Galeazzo Ciano, Mussolininin damadı, Faşist İtalyanın 1936-1943 yılları arasında Dışişleri Bakanı ve ünlü Ciano Günlüklerinin yazarı. Gaeazzonun eşi Edda Ciano, günlükleri İsviçreye kaçırdı ve 1945 yılında basılmasını sağladı. Kont Cianonun Nazilerin baskısı sonucu Mussolininin emriyle idam edilmesinden önce, Gestapo Avrupanın altını üstüne getirdi günlükleri bulmak için, hatta 1 milyon altın mark ödül vereceğini açıkladı günlükleri teslim edene.
Günlüklerde beni ilgilendiren Faşist Konsey üyesi, Dışişleri Bakanının Kont Cianonun, Mustafa Kemal ve İsmet İnönüyle ilgili anlattıkları:
31 Aralık 1939: Türk Büyükelçisi geldi gene! Bilmem kaçıncı kez Ankaraya davet etti. Halbuki ben 1936dan başlayarak 1938in yazına kadar Ankaraya gidip Kemalle görüşmek istediğimi bildirmiştim, hem Büyükelçiye hem de Ankaradaki büyükelçimiz kanalıyla Türk Dışişleri Bakanlığına. Doğru dürüst cevap alamamıştım bir türlü. Sonra, Türk Büyükelçiliğinde çalışan bir adamımızın çalarak getirdiği telgrafları okudum. Kemal, bizden de Hitlerden de nefret ediyormuş meğer! Hani 1937de bazı CHPli milletvekilleri ziyarete gelmişti ya? İçlerinden, Mussolini hayranı, Şükrü Kaya adında bir milletvekili, bir rapor yazmış, bizim Faşist Konsey gibi bir kurulun kendi meclislerinin çıkaracağı kanunları denetlemesini önermiş. İsmet de bu raporu imzalayıp Kemale vermiş. Kemal küplere binmiş ve İsmeti görevden almış. Çok yorulduğu için kendine sunulan raporları bile okuyamayacak kadar beyin yorgunluğu da görevden alma gerekçesiymiş. Çünkü İsmete bu raporu sorduğunda, İsmet çok yorgun olduğu için raporu okumadan imzaladığını söylemiş.
Şimdi İsmet başa geçti ya, bizimle dost olmak istiyor Türkiye. Hele biraz daha beklesinler...
28 Temmuz 1939: Alman Dışişleri Bakanı Ribbentrop, Türkiyeye yüz vermezsek İngilizlerle kol kola girebileceğini söyledi. Kemal, sağlığında, İngiliz desteğiyle Balkanlarda at oynatmak istiyordu. Yunan ve Bulgar sınırına asker bile yığmıştı. İsmet böyle bir şeye hayatta kalkışamaz tabi. Ante Markoviç, (Yugoslavya Krallığı Başbakanı 1939-41) telaşlanmış; yüzyılların Türkler geliyor korkusu adamın ruhuna işlemiş. Balkan ülkelerini Türkiyeye karşı kışkırtmayı düşündümse de vazgeçtim. Kemalden sonra Türkiyenin pek bir anlamı kalmadı Balkanlarda. Hitlerde, Ribbentropa aynı şeyi söylemiş: Kemal olsa Türkiyeyle yakından ilgilenmemiz gerekirdi... O öldükten sonra, onun çapında kimse yok Ankarada. Ayrıca İsmet kendine Milli Şef dedirtiyor, tıpkı Hitlerin Führer, Mussolininin de Il Duce dedirtmesi gibi. Partisi de faşizme son derece yatkın artık; her ne kadar içlerindeki Kemal taraftarlarından çatlak sesler çıksa da arada bir.
11 Eylül 1939: İngiliz Büyükelçisi Percy Loraine geldi. Önce Lloyd Georgeun aleyhimize yazdığı yazı için özür diledi. Bu arada Türklerle de konuşmuşlar; Balkanlardan uzak durmalarını, İtalya ne derse onu yapmalarını önermişler. Ankara da, Kemalden sonra, Türkiyenin var olan sınırları dışında hiçbir ülkeyle ilgilenmediğini açık açık söylemiş... Ne Balkanlarda ne de Ortadoğuda.
Bu anıların üzerinden yetmiş küsur yıl geçti. Türkiye sınırları dışındaki ülkelerle ilgileniyor, hem de çok yakından ilgileniyor. Milli Şefin bugünkü uzantısıysa böylesi girişimleri destekleyeceği yerde k.çıyla gülenlerden (!) söz ediyor, engin deneyim, kültür, ve bilgi birikimine dayanarak! Bendenizse onun bu laflarına, sadece ağzımla gülüyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.