Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu gidiş nereye?

Bu gidiş nereye?

Hiç mantıklı değil, polise saldıracaksa niye Amerikan Konsolosluğu’nun önünü seçti? Eğer Amerikan Konsolosluğu’na saldırmak istiyorlardıysa, o zaman niye polisleri vurdular?..
2 yaralının olduğu, 3’ü polis, 3’ü saldırgan 6 kişinin hayatını kaybettiği olayın kilit ismi kayıp..
Gri Ford ele geçtiğinde olay biraz daha aydınlanabilir.
Daha olayın ilk anında, saldırganların Suriye pasaportu taşıdıkları belirtilmişti.. Ardından Afganistan’a gidip geldikleri söylendi. Oysa ölü ele geçen kişilerden biri, daha önce hırsızlıktan sabıkalı..
Olayda gözcülük yapan başka biri var mı, bilinmiyor, ama bir görgü tanığına göre gri bir Focus, çatışmadan hemen sonra olay yerinden hızla uzaklaşmış. Araçta iki kişi olduğu söyleniyor..
Ergenekon olayının söküldüğü bir zamanda böyle bir olayın yaşanması dikkat çekici.
Ergenekoncuların, daha önce Amerikalıların bir senaryosunda sözü edildiği gibi, Taksim’de 50 kişinin ölümüne yol açacak bir sabotajı planladıkları haberleri de çıktı basında..
Bir iki üst düzey generale de suikast düzenleneceği dedikodusu yayıldı. O da yetmedi, Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya ve Anayasa Mahkemesi üyesi bir iki kişiye daha saldırı planlandığı iddiası ortaya atıldı..
Daha başka iddialar da sözkonusu..
Ergenekon iddianamesi açıklandığında birçok iddianın kaynağını öğreneceğiz. Dava aşamasında yeni ilginç, sürpriz iddialar gündeme gelecek.. Belki yeni bir iddianame hazırlanacak.
İddianamenin 2500 sayfa civarında olacağı söyleniyor ve 5-6 milyon sayfalık belgeden söz ediliyor..
Bütün bu olaylar bir arada düşünüldüğünde, kimine göre bu iş sıradan bir terör eylemi değil. Birileri bu soruşturmayı yürüten polisleri cezalandırmak istedi. Bu iş için kiralık katiller kullanıldı.
Kimine göre, Ergenekoncular düğmeye bastı. ABD’yi, Emniyet’i ve hükümeti bu işten sorumlu tutuyorlar. Hem darbe zemini oluşturmak, hem de birilerini infaz etmek için terminatörler harekete geçirildi.
İlginç bir iddia da, Ergenekoncuların, komşu ülkelerdeki mafyavari örgütlerle dirsek teması içinde oldukları...
Bazı üst düzey yöneticilerin bir dönem Yunan vatandaşı korumalarla dolaştıkları söyleniyor.. Mesela o malum kanlı 1 Mayıs’ın işaret fişeğini atan Türk biri ama, halkın üzerine ateş açanların Şah zamanında İran istihbaratında görev yapan İran Kontrgerillası içinde de rol alan SAVAK ajanları olduğu söyleniyordu..
İşin bundan sonraki seyri daha da riskli olacak.
Biliyorsunuz, Akşam gazetesinin sahibi Karamehmet de, TMSF tarafından devletin 500 milyon dolarlık alacağı için takibe alındı.
Aydın Doğan’ın sadece bir taşeron ve paravan patron olduğu iddiaları gündeme geldi.
Tam da böyle bir zamanda Abdüllatif Şener’in AK Parti’den koparak yeni bir parti kuracağı haberlerinin gündeme gelmesi dikkat çekici.
Şener’i kim kullanıyor, kimin kılavuzluğunda hareket ediyor bilmiyorum ama, birileri Şener’i siyasetin mayınlı yollarına sokmaya çalışıyor..
Şener’i destekleyen isimler belli. Hisarcıklıoğlu ve ATO Başkanı Sinan Aygün.. Hedefleri belli. AK Parti’yi bölüp parçalamak... Hisarcıklıoğlu’nun gözaltılara tepkisi bu açıdan önemli.. Hisarcıklıoğlu siyasî konularda TOBB’daki kadar başarılı değil!?
Onlar da biliyorlar ki, çetenin şantajı altında ve dirsek teması ile AK Parti içinde grup kuracak kadar milletvekilleri var.. AK Parti’nin içinden birilerinin, bunları alıp çıkarması gerek.. Sonra Şener’in ipini çekmek kolay. çünkü arkasında halk yok. Ağlayanı olmaz.. Şener’in peşine birkaç kişi takarlarsa da, talimatı onlar Şener’den değil, kendilerini oraya tayin eden çevrelerden alırlar..
Bu süreçte, Demirel’e, Yılmaz’a ve Sezer’e dikkat.. MHP içinde bazı isimler ve Yaşar Okuyan’a da dikkat.. Koç’a, Doğan’a, Karamehmet’e, Baykal ve bazı CHP’lilere dikkat.. Karadayı’nın adı bu bu arada bu tartışmalara dahil edilirse şaşmamak gerek ve tabii 28 Şubat’ta adı çokça anılan paşalar ve şu rektörler taifesi ile malum media mensupları..
Böyle bir zamanda PKK’nın Ağrı Dağı’nda Alman bir grup dağcıyı kaçırması da ilginç.. PKK’nın Barzani’ye kafa tutması da...
Bu işten anlayanlar, iki orgeneralin tutuklanmasının, gidişattan rahatsız olan, kurtulmak ve kopmak isteyenler için bir fırsat ve mazeret oluşturduğunu belirtiyorlar. Ama gırtlaklarına kadar yolsuzluğa batmış, kana bulanmış, uyuşturucu müptelası bazı isimler ve bazı tetikçiler direnecekler. Operasyonların giderek yayılması, dinleme olayı ve devam eden takiplerin, koordinasyonu ve oryantasyonu bozduğu ve dolayısı ile başsız kalan timlerin kendi içlerinde infazla gerçekleştirebilecekleri ya da kontrol dışı bir şekilde tehlikeli işlere kalkışabilecekleri ileri sürülüyor..
Durum hiç de iç açıcı değil. Bu olayların arkası gelecek gibi.. Herkesin dikkatli olması gerek.. Bu arada AK Partililer için de durum hiç iç açıcı değil.. Birileri ellerindeki bilgi ve belgeleri ortaya dökecek. Malum medianın hazırladığı dosyalar her an servise sunulabilir.. Bazı AK Partililer ise yola getirilmek için tehdit ve şantajla karşı karşıya kalabilir..
Kesin olan bir şey var; işler bu noktaya geldikten sonra bu işin geri dönüşü yok.
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi