Mısırda ittihatçı dönemi bitti
Üçüncü dünya ülkeleri ve insanları orduların darbe yapmasına alışıktır. Hatta şerbetlidir.
Ama tersine alışık değildir. Biz şimdi tersi bir süreci yaşamaya başladık. Bu tahavvulat bariz karakteri darbeler olan cebabire ve decacile döneminin sonuna işaret ediyor. Mısırda devrim, orduya darbe vurdu. Hacamat yaptı. Yunus Emrenin Bir serçe bir kartalı Salladı vurdu yere Yalan değil gerçektir Ben de gördüm tozunu ifadesi bu olayla birlikte bir kez daha gerçekleşmiştir. Kartalın kartal olmadığı görülmüştür. Mısır basını Cumhurbaşkanı Muhammed Mürsinin Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tantavi ve Genelkurmay Başkanı Sami Ananı yağdan kıl çekercesine ve sigara söndürür gibi çok kolay bir biçimde alt ettiğini yazmaktadır. Bu Mürsinin gücünden ziyade Allahın ona bu gücü bahşetmesidir ve sekine vermesidir. Böylece Nasırın geride bıraktığı karizma sönmüştür. Esasında İttihat ve Terakki orduyu politize ve polarize ettiğinden dolayı Balkan bozgununu yaşadık.
1967 yılında Mareşal Abdulhakim Amir de Mısır ordusunu yolsuzluk girdabına soktuğundan bu ordu daha savaş başlamadan İsrail karşısında bozguna uğramış ve devre dışı kalmıştır. Abdulhakim Amir, Verdi gibi şarkıcılarla meşgul olurken orduyu ihmal etmiş ve savaşta Mısırın çocuklarını İsrail ordusunun önüne yem olarak atmıştır. Amir ve arkadaşları vur patlasın çal oynasın tarzı eğlenirken İsrail ordusu disiplinini muhafaza etmiştir. Orduyu kullanarak iktidara gelenler ve iktidarlarını sürdürenler aynı başarıyı cephede gösterememişlerdir. Ordu keyfi idarelerinin bekçisi olmuştur. Bundan dolayı seçilmiş başkana karşı efelenen Tantavi ve Anan onun kararlılığı karşısında balon gibi sönmüştür. Fiske bile atamamışlardır. Darp ederken darbe yemişlerdir. Daha düne kadar Mürsinin pısırıklığı ile dalga geçenler şimdi ise ordu ve Anan ve Tantavi ile dalga geçiyorlar. Güce tapınanların hali hep böyledir. Güç el değiştirince onlar da yön değiştirirler. Güç kime geçtiyse ona yaltaklanırlar. Eski rejimin devrettiği azgın laik grup orduya dayanarak ve güvenerek bütün sınırları aşmıştı. Bu nedenle her şeylerini kaybettiler.
¥
Eymen Zevahirinin uzantısı tekfircilerin Sinada hem de iftar vakti 16 Mısır askerini öldürmesinden sonra harekete geçen Mürsi cesur bir kararla önce İstihbarat Başkanı Murat Muvafiyi görevden aldı. Batı ve İsraile yakın Murat Muvafi bir çırpıda tasfiye oldu. İkinci güçlü adım ise Tantavi ve Ananın görevinden el çektirilmesiydi. Bu siviller karşısında hem ordunun gücünün sınırlı olduğunu hem de Tantavi ve Ananın sanıldığı kadar güçlü olmadığını ve kağıttan kaplan olduklarını ortaya koydu. Tantavinin yerine Müslüman Kardeşler hareketine yakınlığıyla bilinen Abdulfettah Sisi getirildi. Böylece devri sabık fulul ve kalıntılarıyla birlikte gitti. Mısırda İttihatçı dönemi böylece sona erdi. 23 Temmuz 1952 tarihinden itibaren siviller ilk kez inisiyatifi ele geçirdiler. Kararlı bir şekilde yürüyor ve önlerine çıkanı da tasfiye ediyorlar. Mısırda geriye dönmek mümkün değil. Böylece Allah ezilenleri iktidara taşıdı. 1952 sonrasında en çok ezilenler Müslüman Kardeşlerdi ve Allah onlara iktidarı lütfetti ve ödüllendirdi. Mürsinin zaferi aynı zamanda bir ramazan zaferidir. Ramazan zaferlerinin sonuncusudur.
¥
Eski kalıntılar baştan beri Mürsinin altını oymaya ve onu başarısız kılmaya ve yıpratmaya çalışıyorlardı. Bu kötü niyetleri cezasız kalmamış ve tasfiye olmuşlardır. Tasfiye olmasalardı Mürsiye de Nasır ve toy arkadaşlarının Muhammed Necipe yaptıklarını yapacaklar ve iktidar yüzü göstermeyecekler ve muktedir kılmayacaklardı. Lakin Mürsi sandıklarından daha dişli çıktı ve onların pençelerini söktü aldı. Generalleri emekliye ayırırken aynı zamanda askerlerin sivil idarenin önüne takoz olarak diktikleri tamamlayıcı anayasayı da iptal etti. Böylece hem yasama ve hem de yürütme başkanın eline geçmiş oldu. Bu yüzden bazıları şimdi onu kıskanıyor ve Mübarekten daha geniş yetkilere ulaştığını düşünüyor. Bu onların kötü niyetlerinin bir ürünüdür. Hazımsızlık yapacaklarına Mürsiyi hazmetselerdi daha paylaşımcı bir iktidar modeli ortaya çıkacaktı. Lakin yolsuz ve otokrat Mübarek rejiminin otoriterliğini hazmettikleri halde Mürsinin paylaşımcı ve uzlaşmacı iktidarını hazmedememişlerdir. Bu da zıtlaşmaya götürmüş ve zıtlaşmada kendileri kaybetmiştir. Kendi düşen ağlamaz. Her türlü kışkırtma ve tehdide başvurdular. Lakin kendileri kaybetti. Ultra laiklerle veya liberallerle birlikte ABD ve İsrail ekseni de yeni Mısırda müttefiklerini kaybetti. Hiçbir şeyle tatmin olmayan karşı devrimciler şimdi layık oldukları şekilde terbiye olma, ehlileşme sürecine girdiler. Arap Baharının ilahi yönünden şüphe edenler Mısırda yaşananları bir kez daha tahlil etsinler. Mübarekin devrilmesi sırasında ABDde olan Tantavi ve Anan üzerinden devrime gölge düşürmeye çalışanlar bakalım onların tasfiyesinden sonra devrime ne gibi bir kulp takacaklar? Banu Avar, Hüsnü Mahli gibiler tablonun bir tarafından veya çok boyutlu bir yapıda bir boyuttan bakarak devrimin tamamı hakkında karar vermeye daha doğrusu karalamaya çalışıyorlardı.
Bunlar, anahtar deliğinden odayı görme meraklıları.
Halbuki, gerçekler daima onların sınırlı bilgilerini ve izansızlıklarını ve insafsızlıklarını aşar. Tantavi ve Anan gibilerin enkazı altında kalan onların tezleridir.
Türkiyeden sonra İttihatçı kalıntıları Mısırda da yıkılıyor. Yaşasın devrim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.