Dünya tarihini özetleyen iki siyasî âyet
Kurân-ı Kerim bakıp da görmediğimiz hazinelerle doludur. Sözgelimi, onun iki âyeti iki bin yıllık siyasî tarihe ışık tutmaktadır. Geçmişi ve geleceği bağrında saklamaktadır. Bu hususta bu iki âyeti nazarlarınıza vermek istiyorum.
Kurân-ı Kerimde bakıp da görmediğimiz, ama günümüze ve geleceğe ışık tutan âyetlerden birisi Duribet aleyhimuzzilletü eynama sukifu illa bihablin minallahi ve hablinminennasi âyet-i kerimesi İngilterenin ve ABDnin yardımı ve muavenetiyle modern (sahte) İsrail devletinin kurulacağını ortaya koymaktadır. Eynama sukifu kıtası bile başlı başına bir mucizedir. Onlar nerede olurlarsa olsunlar kendilerine zillet damgası vurulmuştur deniliyor. Sürgün ve diasporaya kadar Cenâb-ı Hakkın ipi veya sebebi onlarla birlikte olmuştur. Onların muini Allahu Teâlâ olmuştur. Birinci ve ikinci mabetlerin yıkılmasıyla birlikte maruz kaldıkları diaspora, yani dağınıklık döneminde Cenâb-ı Hakkın onlara olan imdadı kesilmiştir. İmdat-ı İlâhî inkıtaya uğramıştır ve bunun sonucunda meskenet ve zillete düçar olmuşlardır. İkinci büyüklenme ve ifsad dönemlerinde ise Allahın ipinden ziyade İngilizlerin ve ardından da Amerikalıların ipiyle (hablunnasi) payidar olmuşlardır.
Bununla birlikte, Ahmedinejad veya İranlı yetkililerin Amerikalı generalle söylediği burada da geçerlidir. Ne demişti: Bushun ipiyle kuyuya inilmez. Zira Amerikalı generaller savaşa karşı. Irak savaşına da karşıydılar. Ama beynelmilel Yahudinin güdümüne girmiş iradeler Irak savaşını tetiklemişlerdi. Zaten Kurân-ı Kerim, Ne zaman savaş kıvılcımını tutuştursalar ifadesiyle kimi Yahudilere atıfta bulunur. Kralları Yavakimle birlikte 10 bin kişilik Yahudi Buhtunnasır tarafından Babile sürgüne götürüldüğünde aralarında Hazkiyal Peygamber (Mö: 597) de bulunmaktadır. Bu zillete düçar olmalarının yegâne sebebi bozgunculukları ve irtikap ettikleri günah ve measidir. Bunlar Allahın gazabını dâvet etmiştir. Ermiya Peygamber Buhtunnasıra şöyle seslenecektir: Mağrur olma. Sanma ki, bu üstünlüğün sendendir ve senin kuvvetindendir. Allahın halkına ve seçilmiş halkına olan galebenin yegâne sebebi onların arsız günahlarıdır ki onları bu derekeye isal etmiştir
***
Nübüvvetin ve vahyin kesilmesi ve yani Hazreti İsa ve ardından da vahyin İsmailî cenaha intikaliyle birlikte Allahın ipi ve yardımı kendilerinden ebediyen kesilmiştir. Bu defa topladıkları ve yığdıkları sermaye ile, güç devşirmeye ve siyaset ve vicdanları satın almaya çalışmışlardır. Ahirzaman diliminde ise İngiltere ve ABDnin yardımıyla Natura Karta cemaati gibi cemaatlerinin de ifadesiyle ikinci İsraili (gerçekte sahte devlet) kurmayı başarmışlardır. Mutabakatül ihtiraat kitabında muhaddis Ahmed İbni Muhammed Es Sıddik el Gimari hablunminallahi ve hablumminennasi âyetinden İngiltere ve ABDyi çıkarmıştır. Bu sahte devlet ahirzamanda kimi Yahudiler arasında çıkacak olan tek gözlü Deccal devresine denk gelecek veya takaddüm edecektir (S: 87, 88)..
***
Dünyanın kaderini özetleyen ikinci âyet ise Hıristiyanlarla alâkalıdır. Yahudilere dair âyet 3 bin yıllık süreyi nasıl icmal ediyorsa Hıristiyanlarla alâkalı Kurân buyruğu da iki bin yıllık tarihi özetlemektedir. Bu da yine bakıp da görmediğimiz âyetler cümlesindendir. Al-i İmran Sûresinin 45inci ve 55inci âyeti bizlere şöyle hitap eder: İsa, dünyada da ahirette de itibarlı ve Allahın kendisine yakın kıldırdıklarındandır
, Sana uyanları kıyamete kadar kâfir olanlardan üstün kılacağım
. üstün kılacağım âyetinin ihbar-ı gaybîsi tamamen tarihle mutabakat halindedir. Kevnî siyaset veya âyetler Kurânî âyetleri tasdik etmektedir. Bu âyet-i kerime kesinlikle 2 bin yıllık tarihi özetlemektedir. Bunun tek istisnası Hıristiyanları şaşırtan İslâmiyetin zuhuru ve onları yenmesidir. Bununla birlikte, ahirzamanla ilgili hadisler kıyamete yakın Rumun, yani Batılıların kesrete sahip olacaklarını ortaya koyar.
Bernard Lewisin dediği gibi, modernizme kadar İslâm, Batı ve Hıristiyanlık üzerine hep galebe çalmıştır. Modernizm ise, bir nev'î içinde Deccaliyet barındırdığı ve din namına hareket etmediği için, onun galebesi Hıristiyanlık namına geçmez. Belki onun galebesi bütün dinler üzerine galebedir. Belki bu dalga hem İseviliğe, hem de İslâmiyete vurmuştur. Ve 2 yüzyıllık bir genel fetret döneminin de adıdır. Bu fetretin nedeni Fransız Devriminin getirdiği Deccalizm irhasatıdır. İslâmiyet Hıristiyanlıkla karşılaştığı yerlerde onun yerini almıştır. Zira Hazreti İsanın varis-i hakikîsidir. Bundan dolayı da, Mesihin nüzûlünden sonra İslâmiyetin metbuiyet, İseviyetin ise tebeiyet (iktida ve uyma) makamında olması da bunu göstermektedir. İslâmiyet imamet makamında, İseviyet ise iktida makamındadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.