Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bağımsız, bağlantısız!

Bağımsız, bağlantısız!

Önümüzdeki haftasonu Tahran’da Bağlantısızlar Hareketi, 16. Liderler Zirvesi yapılacak.
31 Ağustos’a kadar sürecek Liderler Zirvesi’nin ardından İran, Bağlantısızlar Hareketi’nin yeni dönem başkanlığını Mısır’dan devralacak.. Mısır Cumhurbaşkanı Mursi bu maksatla Tahran’a gidiyor..
Zirve için oluşturulan resmi internet sitesinde, Tahran’da yapılacak zirveye 120’ye yakın ülkenin davet edildiği belirtilirken, 40’a yakın ülkenin, devlet ve hükümet başkanı seviyesinde katılımının beklendiği açıklandı.. Zirveye BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da katılacak.
Beşşar Esed’in zirveye katılıp katılmayacağı bilinmiyor, ama davet edilenler arasında o da var.. Esed’in katılımı konusunda iki sorun var, biri Suriye’den ayrılıp ayrılamayacağı, ikincisi de zirvede protesto edilmesi ihtimali. Çünkü, daha geçen hafta İslam İşbirliği Konferansı’nda üyeliği askıya alınmıştı. Konferansın 57 üyesi olduğu düşünülürse Bağlantısızlar Hareketi’nin nerede ise yarısını İslam ülkeleri oluşturuyor. Geri kalan ülkeler Latin Amerika, Asya ve Afrika’da yoğunlaşıyor.. Bu hesaba göre, Suriye’nin Bağlantısızlar Hareketi içinde destek görmesi pek mümkün gözükmüyor..
Dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in açılış konuşmasıyla başlayacak zirvede, bölgesel ve uluslararası gündemi oluşturan konuların ele alınacağı belirtiliyor. Zirvede Myanmar yanında Mali’de yaşananlar da gündeme gelecektir.. Zirvenin ana gündem maddelerinden biri de Filistin, İsrail, Irak ve Afganistan konusu olacaktır..
Bu arada İran’ın Gaziantep’teki bombalı saldırırın ardından yaptığı açıklamayı anlamakta güçlük çektiğimi de hemen söylemeliyim.. Bu tür tepkiler İran’a yakışmıyor ve İran bu tür tepkileri son zamanlarda çok sık veriyor.. Böyle bir siyaset Humeyni’nin kurduğu bir devletin siyaseti olamaz!
İran özellikle bu zirvenin ülkesi için bir dayanışma gösterisine dönüşmesini istiyor.. Onun için de ne lazımsa yapılıyor. Güvenlik tedbirleri en üst seviyede.. Toplumsal gösteriler kontrol altında tutulacak.. Bağlantısızlar Hareketi’nin liderliğinin İran’a geçmesi ile, İran bu rolünü, İsrail ve ABD için bir dayanışma gösterisine dönüştürme çabasında. Böylece ambargonun baskısını zorlayacak ve uluslararası planda yalnızlığını gidermeye çalışacak..
İran’ın zirve öncesi sırtındaki en büyük kamburlardan biri Suriye. İran Esed kamburu ile hayallerini gerçekleştirmekte zorlanabilir.. Bağlantısızlar Hareketi, İran’la birlikte sessizliğe gömülebilir.. Onun için sadece İran merkezli politikalar değil, genel dünya sorunları üzerine yoğunlaşması ve bu anlamda bölgede saygın ve işbirliğine açık bir ülke vizyonu çizmesi gerek.. Sadece İsrail ve Amerika’ya karşı bir propaganda üssüne dönüşecek ve İran’ın siyasi hesaplarına malzeme olacak bir propaganda merkezi görüntüsündeki bir hareket, çok fazla destek bulamayabilir..
Zirve için alınan önlemler kapsamında başkent Tahran’da resmi daireler ile diğer bazı kurumları beş gün süreyle tatil ilan edildi ama, bütün bunlar olurken, dünyada anlamsız tartışma ve imajlara sebep olacak bir takım açıklamalar da gelmeye devam ediyor. İstihdam alanı olmadığı gerekçesi ile bazı fakültelerin kız öğrencilere kapatılması gibi.
Politikacıların, ne söyledikleri kadar bu sözlerin dışarıda nasıl anlaşılacağına dikkat etmeleri gerekir. Onun için bir açıklama yaparken, “efradına cami, ağyarına mani olması”na dikkat edilir..
İran, özellikle Ahmedinejad döneminde fincancı dükkanına giren fil gibi. Türkiye konusunda, Suiye ve Irak konusunda çok agresif mesajlar verdi.. Mesela ABD ile sorunu olmasına ragmen Afganistan konusu ile o kadar ilgili değil gibi sanki.. ABD ve İsrail konusu ise bir stratejik ve taktik hesaplaşmanın ötesinde, sanki iç politikaya yönelik, dış tehdit algısını güçlendirme çabası ile kullanıyor gibi sanki.. Bir de tutarlılık yok. Terörden çok çeken bir ülke olmasına ragmen PJAK konusunda bir anda değişebiliyor. PKK konusunda Türkiye’ye karşı bir tavır içine girebiliyor..
Bu atraksiyonlarla dolu keskin sirke politikası göz doldurucu gösterileri ile dostların alışverişte görmeleri görüntüsü için uygun görsel ve işitsel efektler oluştursa bile, saygınlık uyandıracak kalıcı ve derinlikli bir siyaset için ciddi bir risk oluşturduğunu malesef bu insanlar görmüyor.. Bir kere bu yola çıktınız mı da, geri dönüşü zordur.. Yokuş aşağı koşar gibi gidersiniz, ama sonuç bir felakettir.
Bağlantısız hareketinin başarılı olmasını istiyorsak, İran’ın başarılı olması gerekir. İran’ın başarılı olabilmesi için de 40 tane şart var.. Bugüne kadarki politikası ile bu çok zor. Suriye bu anlamda bir turnosol kağıdı görevi görecek. Esed kamburu ile İran bu yarışı kazanamaz..
Haber vereyim, İslam ülkeleri arasında güçlü bir lobi, Suriye’nin üyeliğinin askıya alınması için üye ülkeler nezdinde girişim başlatmış durumdalar.. İran bu lobinin girişimini engellemeye kalkarsa, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir. Örgütü işlevsiz hale getirebilecek derin bir bölünmeye sebep olabilir..
O zaman da örgüt, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, kendi içinde dini, mezhebi, etnik, ideolojik ve politik sorunları çözmekten aciz, yoksul ülkelerin ağlama duvarına dönüşebilir..
Hem zaten bu ülkeler gerçekten bağımsızlar mı ya da ne kadar bağımsızlar?.. Tito’nun, Nasır, Sukarno’nun kurduğu, Kuzey Kore, Özbekistan gibi diktatörlüklerle yönetilen ülkelerin de üyesi olduğu bir uluslararası topluluktan söz ediyoruz. Zaten uluslararası örgütlerin böyle bir zaafı hep var.. Önemli bir kısmı ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya gibi ülkelerin arka bahçesi durumundaki ülkeler.. Bir başka yönü ile “yoksullar kulübü”. Sömürülen, imtiyazlı geri kalmış mazlum halklar topluluğu. Çoğu ülkenin halkı iş başındfaki iktidarların kölesi durumunda..
Bağlantısızlar Hareketi 1961 yılında, Soğuk Savaş yıllarında Batı ve Doğu Bloğu’nun arasında 3. Blok olarak ortaya çıktı. Aslında Rusya bu ittifaka destek vererek, onlarla batının arasına bir mesafe koymak istiyordu.. 1979 I. Havana Bildirisi’ne göre birliğin amacı, “üye ülkelerin milli bağımsızlığını, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini, sömürgecilikten, yayılmacılıktan, ırkçılıktan, ve her türlü dış baskı, istila, işgal ve dış müdahaleden korumak”tı. İlk zirvenin Küba’da toplanması da asıl hareket noktasını belirlemek açısından önemli. Küba, Domuzlar Körfezi krizinde ABD ile Rusya arasında Türkiye ile takas edilen ülke.. Yani Küba’nın Rusya ile yakınlığı, o zaman için Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiye nisbet edilebilir.. Bağlantısızlar Hareketi’ne üye ülkeler dünya nüfusunun % 55’ini, BM üyelerinin 2/3’ünü oluşturuyor. Harekete 120 ülke üye ve 21 ülke gözlemci.
İran zirvesi, Suriye için bir umut olabilir mi? Mısır ve İran arasında kurulacak bir diyalog ve uluslararası temaslar, İran’ı ne kadar etkileyecek, bunu hep birlikte göreceğiz. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi