Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Şuubilik terörü

Şuubilik terörü

Siyonizm dini ırkçılıktır ve silahı terördür.

Bugüne kadar Ortadoğu’da ne huzur ve sulh ne de sükunet bırakmıştır. PKK ideolojisi de bir yönüyle Mecusilikten yani ateşperestlikten beslenen bir kısmıyla da Marksizmden beslenen bulanık ve yarı dinsiz bir ırkçılıktır. Hem Mecusilikle hem de ateizmle temas hattındadır. Yine aracı ve vasıtası terördür. PKK 28 yıldır terör estiriyor ve terörle besleniyor ve şuubilik adına taraftar topluyor. PKK bir şuubi yani seküler bir ırkçılık hareketi ve terörüdür. Sosyal ve ideolojik bir hastalıktır. İslam tarihi boyuncu iki ırkçılık dalgası olmuştur. Birincisi, Şuubilik adıyla bilinen Abbasiler dönemindeki Fars milliyetçiliği şeklinde gelişmiştir. İlk ırkçılık şuubilik şeklinde Pers bölgesinde gelişmiştir. İkincisi de Osmanlı öneminde Batı’dan gelen bir Frenk illetidir. Ürün ve türevlerinden birisi PKK’dır. İki ırkçılığın silahı da zındıka cereyanı olmuştur. Zira din buluşturucu ve kaynaştırıcı bir havuzdur. Şuubiliğin panzehiridir. PKK’da her iki terkip de bulunmaktadır. Hem şuubilik hem de zındıka eğilimi. Yöntemlerinden birisi yalancılık ve takiyyedir. Bundan dolayı Gaziantep olayını sahiplenmemiştir. BDP ve Hüseyin Aygün’ün PKK militanlarıyla mahrem ve yasak buluşmaları veya başka ve doğru bir ifadesiyle dağa çıkmayı ‘kazara’ diyerek özendirmeleri gibi. Veya muzaffer olarak dağdan ovaya inmelerine rehberlik yapmaları gibi.

Taraf gazetesinde Veysi Polat adlı şahsın yazdıkları tam bir şuubi kafanın ürünüdür. ‘Bir zamanlar Erdoğan’ başlıklı yazıda zehir zemberik şuubi kinini kusuyor. ‘Eşitliği sağlamak yerine...’ cümlesiyle başlayan bildik ifadeler tam da bana Pers şuubiliğini hatırlattı. Zira Arap tarihçiler şuubi/ırkçı Pers hareketine ‘şuubilik’ demezler ‘tesviye’ hareketi yani eşitlikçi hareket derler. Nitekim İbni Kuteybe gibi Arap yazarlar bu şuubiye hareketinden ‘ehl-i tesviye’ olarak bahseder (Eş Şuubiyye, Prof. Zahiye Kaddure, s: 100, 101, El Mekteb el İslami, Beyrut). Eşitlikçilik tamamen suret-i haktan bir değerlendirmedir. Eşitlikçilik adına bölücülük istiyorlar. Bölücülüğü eşitlik olarak kamufle ediyor ve ambalajlıyorlar. Eşitlikçilik yani tesviye kılıfıyla herkesi aldatmaya ve kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

•

Şuubiye hareketinin yıkıcı araçlarından birisi zındıka cereyanıdır ve zındıka İslam’a karşı içten direnme hareketidir. Bunlar devletin silahıyla örgütün silahını eşitliyorlar. Devletin politikası yanlış olabilir veya silahı yanlış da kullanılabilir lakin silahlı bir örgütün varlığı ise temelden yanlıştır. Buna arka çıkmak da yanlışa tüy dikmektir. Ve PKK şiddet yolunu ilk günden itibaren benimsemiş ve ilk silahını da diğer Kürt örgütlere doğrultmuştur. Veysi Polat gibi isimler Gaziantep meselesinden sonra Başbakan’a seslenmek yerine PKK’ya ‘silahlarını indir’ demeli değil miydi? Demek ki silahı ‘haklı’ bir araç olarak görüyorlar. Onlara göre PKK değil devlet silahlarını indirecek ve PKK silahına teslim olacaktır. PKK Allah’ın izniyle bütün dünyanın münafıklarıyla da birleşse kıyamete kadar zafere ulaşamaz. Onun zaferi olsa olsa Kürtlerin kıyameti olur. Bu gibi isimler terörü onaylıyorlar. Verbal terör de en az fiili terör kadar suçtur. Kışkırtmak sözel terördür. Bu açıdan demokrasi içinde BDP ve hatta CHP’nin yeri ve işleyişi yasal organlar tarafından yeniden gözden geçirilmelidir. Zira şike buluşmalarla veya VIP buluşmalarla ülkenin bünyesini zayıflatıyor. Ve bunun daha büyük bir istikrarsızlaştırma kampanyasının parçası olduğu görülüyor. BDP, Siverek’ten başlayan bir mitingler serisi yani kalkışma provasına hazırlanıyordu. Hükümet ise çekingen davranıyor ve haklı olduğu zemini bile değerlendiremiyor. BDP’nin cesaretinin nedeni bu. Adamlar taksit taksit savaştan topyekün kalkışmaya geçmek istiyorlar. Dağda yaptıkları gibi. CHP’nin Meclis’te yapmak istediğini onlar Siverek’te ve dağda yapıyorlar. Türkiye içte ve dışta bir düşman sarmalıyla karşı karşıya. Bu sarmal içinde içeride CHP, BDP olduğu gibi dışarıda İran, Suriye rejimleri ve PKK vardır. Kimileri bunlara ‘iki buçuk düşman’ diyor. Yeniden başını çıkartan ASALA da cabası. Zaten ASALA ile PKK halef seleftir. Kürt meselesi de Ermeni meselesinin bir devamıdır. Taraf gazetesi tam da Ermeni Tasarısı Fransız Senatosunda görüşürken ne idüğü belirsiz Taner Akçam’a Türklerin tam tamına ne bir eksik ne bir fazla 1.5 milyon Ermeniyi kestikleri iddiasını yazdırdı. Gazete buna çanak tuttu. Taraf, Orhan Pamuk gibilerin tarafında bulunuyor. Pamuk da artık Türkiye’nin sözcülüğünü yapmak istemediğini söylüyor. Kim kendisini Türkiye’nin sözcülüğüne atamış ki?

•

Türkiye’nin birlik ve beraberliği ulusalcılara bırakılmayacak kadar kutsaldır. CHP ulusalcıları temsil ediyorsa kiminle saf tuttuğu belli. Türk ulusalcılığı adına Kürt ulusalcılarına göz kırpıyor! Zaten ulusalcılar ve Kürtçüler madalyonun iki yüzüdür. Kimi liberaller de temsil ettikleri gazetelerle küsurat olarak Kürt ulusalcıların sözcüsü ve hamisi kesilmişlerdir. Kemalizmin Kürtçülüğü azdırdığından şüphe yoktur. Lakin ‘su-i misal misal olmaz’ derler. Burada yola çıkarak PKK’yı aklamak paklamak masumları suçlamaktır. PKK, Esat’ın faşizmine sahip çıkarken, Türkiye’nin çoğulculuk zeminini tahrip etmek ve iç barışı yok etmek istiyor. Bu, şuubi kinlerinin bir sonucudur. Bunu söndürmek sadece nasihatle olmaz aynı zamanda her zeminde ırkçı kafa ile hesaplaşmakla olur. Güya Kemalizmle mücadele eden liberallerin PKK ile mücadele etmesi gerekmez mi? Yoksa birisi yetmiyor da ikizine ve ikincisine mi talipler? Kemalizmle mücadele edenlerin PKK ile de mücadele etmeleri gerekir. Etmiyorlarsa onların derdi Kemalizm falan değil ülkenin birlik ve beraberliğidir. Birlik ve bütünlüğü hazmedememeleridir.

Eba Müslim Horasani şuubilik Mehdisidir. Abdullah Öcalan da Kürtçülük yani ‘bölücülük Mehdisidir’. İshak Türki adlı Abbasi asisine göre Zerdüşt ölmemiştir ve yeniden dünyaya gelecektir ve Eba Müslim Horasani ise beklenen Mehdidir. Cemal Şener’in yazdığı gibi bazı Aleviler Mustafa Kemal’i Mehdi suretinde görmektedirler, bazı Kürtçüler de Apo’yu Mehdi olarak görme eğilimindeler. Bu bir seraptır ve çıkmaz bir yoldur ve bu yolu tahrik eden kimi gazeteler de yapıcı değil, yıkıcıdır. Yıkıcılık kolaydır, onlar da bunu yapıyorlar. Zira mayaları ona yatkındır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi