Beyaz Türk ideolojisi talim terbiyenin de etkisiyle öyle içimize işlemiş ki...
Aile bağı ve derin etnik kökenleri bakımından hayli esmer olanlarımız bile...
Suriyeli mülteci istemiyor.
Lafta pek hümanistler, pek yardımseverler ama Ortadoğu'dan gelen her sığınma talebini neredeyse sosyal bir "kirlilik" gibi görüyorlar.
Bu garip tutumun Beyaz Türkler arasında nasıl kemikleştiğini sıradan eş dost sohbetlerinde daha iyi anlıyorum.
Belki bir on, on beş yıl sonra muratlarına ererler; belli mi olur, çöken Avrupa ekonomisinin ardından İtalyan ve İspanyol mültecileri ağırlarız da, onlar da yüksek insancıl duygularını (!) tatmin edebilirler.
***

Bir de şu terane var...
"Benim vergilerimle Hatay'da ne işler çeviriyorsunuz?"
Soru önergesi vermeye kalkan CHP'liler var. Neden? Çünkü "mülteciler için paralarımızı heba ediyormuşuz!"
Yuh, demek, ayıp yahu, diye bağırmak geliyor içimden.
Türkiye'nin son yıllarda yaptığı en doğru işlerden biri böyle karalanmak istiyor.
Dün Taraf'ta Melih Altınok'un bu vesileyle kaleme aldığı şu sözlerinin altına imzamı atıyorum.
"En azından benim vergimi mültecilere, kadınlara, çocuklara, yoksullara, kısacası dezavantajlı, mağdur ve muhtaç kim varsa bonkörce harcayabilirsiniz."
***

Aslına bakarsanız, genel olarak "benim vergimle bunu yapamazsınız, şunu yapamazsınız" çıkışlarındaki yapaylığın üzerinde uzun boylu durmak gerek.
Demokratik bir "doğru" maalesef ABD'den ithal ve ayakları yere basmayan türden bir çığırtkanlığa dönüşüyor.
Üstelik komik!
Çünkü bu memlekette vergi toplanamıyor.
Kimse gönüllü olarak vergi vermeye yanaşmıyor. Devlet şimdi ÖTV'de yaptığı gibi zor yoluna başvurmak zorunda kalıyor.
Her dönemde böyle...
Yaşı 18'i geçmiş 50 milyonluk nüfus içinde sadece bir buçuk milyonu faal gelir vergisi mükellefi..
Beyanname verenlerin durumu nasıl derseniz...
Daha yeni Ali Babacan açıklamadı mı! Avukatlarımız, doktorlarımız, mimarlarımız bir resmi daire odacısından daha az vergi veriyor.
Ama "Benim vergimle bunu yapamazsınız" türünden afra tafralarda üzerimize yok!