İstiklal-i yarım
Hem Amerikancı ama hem de Kemalist... Böyle saçmalık olur mu? "Hamile bakire" gibi bir şey... Bu memlekette oluyor. Biz "erkek kadın" deyimini bile icat etmiş bir ülkeyiz.
Hani şu darbeci takımının "NATO'dan çıkıp Rusya, Çin, Hindistan, hatta İran'la ittifak kurmak istediğini" yazmıştık ya... Hem de defalarca... İşin matrağı, Çin ve Hindistan'da kimsenin bundan haberi yoktu. Arslan parçası Kemalistler, şeriatçı İran'la ittifak yapmaktan utanmayacaklardı öte yandan.
İçlerinde meğerse "o kadar da ahmak" olmayanları da varmış.
Yani, Türkiye'de herhangi bir darbe yapabilmek için gene de Amerika'dan izin almak gerektiğini bilenler.
Doğrudan destek, onay, hoşgörü, en azından "yeşil ışık"... Bir şekilde bir okyanus ötesi parmağı.
"Amerika'ya rağmen" bir şey yapamayacaklarını kırk yıl önce yaşayarak öğrenmiş olanlar diyelim.
Fakat saflar yer değiştirmiş.
Eskiden Amerikan kaşığıyla mama yiyen "sağ darbeciler", yirmi birinci yüzyılın ilk yıllarında bu sefer Amerikan karşıtı olmuşlar, kırk yıl önce Amerika'ya nefret kusan "sol darbeciler" de bu sefer Amerika'yı kollar olmuşlar meğerse...
12 Martçılar Amerikancı, 9 Martçılar değillerdi ya, şimdi tam tersine bir gelişme gözlenmiş.
İsterseniz bunlara "sağ Kemalistler" ve "sol Kemalistler" de diyebilirsiniz.
Bu ne güzel Kemalistlik ki, biri Rusya'dan medet umar öteki Amerika'dan! Hani ne oldu sizin "karakteriniz" olan "istiklal-i tam" ilkesine?
Sağ Kemalistler'den bazıları Rus oligarkları ve Rus mafyasıyla enseye tokat olurken (Levent paşa, kulakların çınlasın), sol Kemalistler de Amerika'ya "onu bırak beni al" diye tutturmuşlar. Tutturmamışlar tabii de, böyle bir "arayış" içine girmişler.
Şimdi toprak altında olan İlhan Selçuk, Başkan Bush'a "AKP'yi bırak" çağrıları yapmış, geçen gün Alper Görmüş kardeşimiz kendi gazetesinde hatırlattı.
Tuncay Özkan ile Mehmet Haberal da aynı havalara girmişler. Özkan, aynı çağrıyı bu kez Başkan Obama'ya tekrarlamış.
Selçuk, partiyi Ankara'daki hukukçu bürokratlara tehditler savurarak kapattıramayacağını görmüş, Amerika'ya dönüyor...
Hani şu, AKP'yi iktidara getirmemek için MHP ile ittifak da arayan ve "işkencecilerimi affettim" yazan İlhan Selçuk. (Bunun üzerine birçok MHP'li "biz işkenceci miyiz ulan, o işkencenin aynısını 12 Eylül'de biz de gördük" diye kızıp köpürmüştü...)
NATO konusuna hiç girmemişler... Herhalde Amerika'yla anlaşabilselerdi, NATO'da kalacaklardı!
Gerekçe olarak, kendi saf müşterilerini yatıştırmak amacıyla "canım bu NATO eski NATO değil, ortada komünizm mi kaldı" diyeceklerdi belki de.
Bakınız Tuncay Özkan, Obama'ya seslenerek ne yazmış:
"Size inanmak, güvenmek, Türkiye ve Amerika'nın barış kültürüne, medeniyete, insan uygarlığına el ele katkı sunmasını görmek istiyorum."
Obama da "Mr. Özkan bana güvenmek istiyor" diye sevinmiş olsa gerektir.
Bunu derler, sonra da dönüp İsrail'e ve IMF'ye höt demiş olan başbakanı "Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanı olmakla" suçlarlar!
Üstelik "bizi niçin salıvermiyorlar" diye de şaşarak.
Aldırma darbeci, sen değil, sırf hükümete vurmak için seni basında destekleyen zibidi utansın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.