Madem sivil ve delikanlısınız...
Sivil olmadan solcu oldunuz... Sivil olmadan demokrat oldunuz... Sivil olmadan liberal oldunuz...
Rahmetli İdris Küçükömerin söyledikleri bir kulağınızdan girip bir kulağınızdan çıkıyor.
Kalkmış bir de, Türkiyenin gelmiş geçmiş en sivil, en resmiyetten arınmış, en halkla yakınlaşmış yönetimine ayar veriyorsunuz...
Referansınız da, ilginçtir, sivil toplum oluyor.
Bu düşünceyle ne zaman kesiştiniz?
Hangi sivil basamakları ne zaman tırmandınız?
Rol çalmayı, mış gibi yapmayı, toplum önderliğine soyunmayı kimden, hangi ideologdan öğrendiniz?
Sevgili Yücel Yaman ağabeyin de söylediği gibi, yeri geliyor en darbeci siz oluyorsunuz, en militarist siz oluyorsunuz, en Özalcı siz oluyorsunuz, en ABci siz oluyorsunuz, en Kürtçü, en Yeşilci, en İkinci Cumhuriyetçi, en vicdanlı, en Tayyipçi, en Tayyip karşıtı siz oluyorsunuz...
Sansürden ve sıkıdüzenden şekva hakkı, sadece size ait...
İşinize geldiğinde Recep Tayyip Erdoğan halk devrimi yaptı, maaşınız kesildiğinde Aratonun da söylediği gibi, Türkiye sivil faşizme kayıyor...
Hangisi?
Faşizmden bu kadar şekvacıydınız da, bunun askeri olanı karşısında neden kılınız kıpırdamadı?
Karargah karargah dolaşıp brifing alan kimdi?
Meslektaşlarını (polise, askere, suç örgütlerine hedef gösteren) kimdi?
Dindar kitlelerin iktidarına karşı darbe seçeneğini her daim masada hazır tutan kimdi?
28 Şubat sürecinde, Üst düzey bir general beni aradı, dedi ki... diye başlayan yazıları yazan kimdi? Hangi sivil gazeteciydi?
Bugün mesleğin içler acısı halinden yakınan hangi Paşa torunu ünlü gazeteci, meslektaşları 28 Şubat sürecinde şelek şelek mahkemelere taşınırken, Devlet yönetimini dini esaslara dayandırmak kabul edilemez şeklinde yazılar yazıp bir anlamda yapılanları meşrulaştırıyor; Peki usta, devlet yönetimini Kemalist esaslara dayandırmak kabul edilebilir mi? sorusuna cevap vermiyordu, cevap vermekten kaçıyordu?
Hangi ünlü gazeteci, Amerikalı bir yetkiliden takiye diye bir sözcük öğrendim; Erbakan takiye yapıyor olabilir... diyerek, kendi cehaleti, kendi toplum dışılığı, kendi zavallılığı üzerine tüy dikiyordu?
Maoculuktan kırmış hangi liberal ağabeyimiz, bugün yüzüne gülümseyerek baktığı meslektaşlarını (biri bu satırların yazarıdır) köşesinde Selam Terör Örgütü üyesi ilan ederek, haklarında ağır ceza davaları açtırmıştı?
Uzatılabilir...
En sivil sizsiniz, tamam da, sivillik sadece iktidar karşıtlığı değildir.
Bu halkla, bu halkın değer tercihleriyle barışık olmadan sivil olamazsınız.
Birtakım özeleştiri ve nedamet kitapları yazarak, alnınızdaki militarist lekeyi temizleyemezsiniz.
HAMİŞ:
Ne güzel söylüyorsun, Orhan Miroğlunun yazılarındaki vuruş sayısı fazlaydı, o cihetle... diyerek müdahalelerine haklılık kazandırıyorsun da, neden şu yazı işleri müdürün Tuncer Köseoğlunu çağırıp, Miroğlunun yazılarına son vereceğimizi aylar öncesinden maille Ahmet Kekeçe bildirdin mi, bildirmedin mi? diye sormuyorsun?
Delikanlısın, anladık da...
Miroğlu eskiden birinci sayfadan anons edilirdi.
Neden bu anonsu kestin?
Başbakan hakkında olumlu düşündüğü için bir yazarı birinci sayfadan ketmetmek hangi delikanlılığa sığıyor?
Daha doğrusu, delikanlılığa sığıyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.