Dokunulmazlık istismarı
Siyasî hayatını yolsuzluk ve haksızlıklarla mücadeleye vakfetmiş bir eski politikacı olarak yıllarca 'dokunulmazlığın' kaldırılmasını savundum. Milletvekillerinin 'yasama dokunulmazlığı' zırhına sığınarak yolsuzluk yapabilmeleri ihtimali, beni her zaman çok rahatsız etmiştir. Anayasa'nın 83. maddesi ile düzenlenen 'yasama dokunulmazlığı'nın ya tamamen kaldırılmasını veya sadece 'kürsü dokunulmazlığı' (masuniyeti) hâline getirilerek daraltılmasını savunuyordum.
Ancak, özellikle 28 Şubat Dönemi'ndeki yargı uygulamalarını gördükten sonra bu kanaatimi değiştirdim. Daha doğrusu, yapılacak bu düzenlemelerin ancak güvenilir bir yargı uygulamasından sonra gerçekleştirilebileceğini düşünmeye başladım.
Şöyle düşünüyordum: 'Hukukun üstünlüğü' yerine 'üstünlerin hukuku'nu uygulamaya çalışanlar, dokunulmazlık kaldırıldığı takdirde, Meclis Başkanı'nı ve Başbakan'ı herhangi bir beyanından dolayı makamından alıp götürmeye kalksalar, böylesine lâyüsel bir hukuk mekanizması içinde buna kim mânî olabilecekti?!...
***
Şunu altını çizerek belirtmek gerekir ki, anayasal kurumların yerine oturmadığı, demokrasinin ancak sınırlı şekilde uygulanabildiği ve yargı bağımsızlığının tam olarak sağlanamadığı ülkelerde 'dokunulmazlık' kurumu, demokratik mekanizmanın işleyişinin ve fikir hürriyetinin en önemli teminatıdır. Düşündüğü ve düşüncesini ifade ettiği için her an gözaltına alınma tehlikesi içinde bulunan bir siyaset adamının özgürce siyaset yapabilmesi mümkün müdür?
'Dokunulmazlık' kurumunun, -CHP'nin teklif ettiği gibi- sadece 'kürsü masuniyeti' ile sınırlı kalabilmesi için, önce 'Yeni Anayasa' hazırlanarak yürürlüğe konulmalı; sonra gerçek bir 'Yargı Reformu' yapılmalı ve yargı, tam olarak âdil ve güvenilir duruma getirilmelidir.
***
Son haftalarda terör örgütü alçakça eylemlerini arttırmış ve örgütün Meclis'teki uzantısı olan PKK-BDP de terör örgütüyle kucaklaşarak ve terörü açıkça destekleyerek bu eylemlerin propagandasını yapıp suç işlemiştir. PKK-BDP'nin bu eylemleri karşısında, Anayasa'nın 14. maddesi hükmü açık iken, terör teşvikçilerinin işledikleri suçlar konusunda seyirci kalınamaz.
BDP'nin kapatılması mümkün değilse bile, terörü destekleyen milletvekillerinin cezalandırılmaları şarttır.
Bunun için, MHP'nin teklif ettiği gibi terör suçu işleyenlerin ve bu eylemleri destekleyenlerin 'yasama dokunulmazlığı'ndan yararlanmalarına engel olunmalıdır.
Bu maksatla, Anayasa'nın 83. maddesinde bir değişikliğe giderek terör konusunda dokunulmazlığın kaldırılması gerekir.
***
Esasen, 'Yeni Anayasa'dan ve 'Yargı Reformu'ndan sonra dokunulmazlık sadece kürsü masuniyeti olarak sınırlanabilir. Zira artık Türkiye'de bağımsız yargı yerine oturmaya başlamıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.