Organize işler
Libyadan yeni geldim..
Birkaç gün önce ABD Libyada El Kaideye bir operasyon düzenledi ve örgütün 2 numaralı ismini öldürdü.
Ardından Sanada iki ya da üç bomba yüklü araç patlatıldı ve 12 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.
Hedefte Savunma Bakanı Muhammed Nasır Ahmed vardı..
İlk akla gelen, bunun El Kaidenin intikam saldırısı olduğu yönündeydi. Savunma Bakanı, ABDye teröre karşı ülkede operasyon yapma yetkisi vermişti.. Ve bu operasyon da o çerçevede yapılmıştı.
Üstelik savunma bakanı aslında eski Cumhurbaşkanı Salihin ekibindeydi. Ama süreçte araları açıldı ve Nasır Ahmed o günden bugüne tam beş suikasttan kurtuldu.. İşin ilginç yanı, Salihin internet sitesinde olayın gerçekleştiği saatle, duyurulduğu saat aynı idi!?
Selefi liderin bağlı olduğu aşiret, hem Suudi Arabistanda, hem de Yemende mensuplarının bulunduğu etkili ve önemli bir aşiret.
ABD, bölgede hem Selefilere karşı, hem de İranın desteklediği Husilere karşı Selefilerin yanında. Bu denklemde kimin kimin yanında olduğu belli değil..
Husileri silahlandıran da Salih idi, Husilere karşı Suudilerle işbirliği yapan da!
ABD hem Suudi Arabistanın yanında hem de Selefilere karşı..
Dün Sanada yüzbinlerce kişi sokaklarda idi.. Libyadan sonra Mısırda yaşanan gelişmeler dikkat çekici..
Bu film meselesi durup dururken nereden çıktı derseniz, bana kalırsa zamanlama filan öyle durup dururken bu işlerin olmadığını düşündürüyor.
Daha önce İngilterede Şeytan Ayetleri olayı yaşandı. Bir karikatür krizi yaşandı. Hollandada benzer olaylar oldu.
Zaman zaman birileri, İslama ve Müslümanlara karşı kışkırtıcı oyunlar oynuyor. Bu çevrelerin maksatları belli. Suları bulandırmak istiyorlar. Daha doğrusu bulanık suda balık avlamak istiyorlar..
Filmin yapımcılarına baktığımızda bunun Siyonist bir komplo olduğunu düşünmeden edemiyor insan.. Zaten ABD ve İsrailin nerede başlayıp, nerede bittiğini kestirmek de kolay değil..
Filme destek verenler arasında Türkiyeden bazılarının da olduğu söyleniyor.. O zaman bu işin ucunun Türkiyeye de dokunması gerekir.. Tam da İsrail ile Türkiyenin arasını bulmak isteyenlerin arabuluculuk yapmaya soyunduğu bir zamanda bu olayın ortaya çıkması dikkat çekici..
Türkiyeye karşı bir yandan İsrail, öte yandan Suriye, beri yandan İran ve Irakın aynı cephede buluşmaları da bir raslantı olmasa gerek.. PKKnın son zamanlardaki hareketliliği de buna bağlı. ASALA cephesindeki kıpırdanmalar, iktidara karşı sivil cephe oluşturma çabaları dönüp dolaşıp aynı noktada buluşuyor..
Libyada yaşanan cinayet bu planın neresinde oturuyor bilmiyorum. Ama Amerikan elçisinin Kaddafiyi hatırlatır bir şekilde öldürülmesi ilginç..
Birçok İslam ülkesinde birçok batılı ülkenin diplomatları artık gece sokağa çıkamaz hale geldi.. Kimileri gecelerini yeraltındaki sığınaklarda geçiriyorlar bazı ülkelerde..
Herkesin bu İslamifobia konusunu yeniden düşünmesi gerekiyor. Bu Bumerang döner sahibini vurur..
Birileri İslamı insanlık düşmanı bir inanç olarak, Müslümanları terörist olarak göstermek istiyor. O da yetmiyor, Müslümanları batı değerlerine karşı düşman bir ideoloji olarak göstermek adına, batı değerlerine uygun bir özgürlük anlayışını savunmak adına, cinsel özgürlük ve alkol, uyuşturucu kullanma özgürlüğünü savunuyor..
Cinsel özgürlük sınırları, yine ABDde yapılan bir film de ensest ilişkinin meşruiyetini savunma sınırına dayandı. Erkekle erkek, kadınla kadın evlenebildiği gibi, onlara göre kardeşler de evlenebilmeli..
Aslında Yemende yaşanan olaylar, bize bu süreçte yaşananları anlamak için bir kılavuz olabilir mi?
Bu kadar olumsuz gelişmeden sonra birkaç güzel haber vereyim. 20 gün sonra Yemende alimler Yemen sorununa İslami çözüm için bir araya geliyorlar. Bu arada Yemende geçiş hükümetinin eylem planını ve Yemenin geleceğini karara bağlayacak olan kongre kasımda toplanacak. Bu arada Bülent Arınç ve Ahmet Davudoğlunun Yemene gitmesi bekleniyor. Yemende siyasi belirsizlik sona erdikten sonra ise, iki ülke arasında vizeler kalkacak..
Bir de batıdan iyi bir haber. Hollandada İslamifobia politikaları geri tepti ve erken genel seçimi çok az farkla Başbakan Mark Ruttenin liderliğini yaptığı Liberal Parti (VVD) kazandı. Euro Bölgesinin güçlü savunucularından iktidardaki Liberal Parti karşısında ırkçı Geert Wilders ise ağır bir yenilgi aldı. Seçimde 4 Türkiyeli aday doğrudan seçildi.
Selâm ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.