Hudson senaryoları, Balbay ve Balyoz
Bu bizim DERİN DEVLET yapılanması Osmanlıdan beri gelir.. Bu işin izlerini Tanzimatta da görebilirsiniz.. Osmanlıda bu yapının son halkası İttihat Terakki idi. İttihat Terakkinin askeri kanadı 2. Meclisten sonra yeniden yapılandı ve kısa süre sonra da, eski ilişkiler canlandırılarak Uluslararası sisteme entegre oldu..
Bu yapıya daha sonra ABDde eklemlenecektir.. İşin başında İngiltere, Almanya, Fransa hepsi var. 2. Dünya savaşından sonra ABD öne çıktı.. İsrail kurulduktan sonra da işin rengi iyiden iyiye belli oldu.. Konum; derin devletin kısa tarihi değil. Balyoz ve bizim ulusalcı gazeteler ve gazeteciler ve TSKnın da işin içine çekildiği uluslararası sistemle ilgili birkaç şey söylemek.
Genelkurmay eski 2. Başkanı, emekli Orgeneral Ergin Saygun, GATAda tedavi görürken kaleme aldığı Türk Ordusuna Balyoz kitabı vitrinlerdeki yerini aldı. Kitapta 2007 yılında kamuoyunda çok konuşulan Hudson senaryosuna da değiniyor..
Basın, ABDdeki Hudson senaryosunda konuşulan bir konunun daha sonra nasıl ulusalcı bir gazetenin, solcu bir yazarı tarafından servis edildiğine ilişkin ayrıntıyı öne çıkardı..
Sözkonusu ulusalcı gazete Cumhuriyet. Gazeteci ise, Ergenekon davasındaki sanık gazeteci Mustafa Balbay.. Hatırlarsanız Genç subaylar rahatsız manşeti.. Bu manşet olay olmuş, Genç Siviller de Genç Siviller rahatsız diye afiş asmıştı..
Sağ-sol-liberal, dinci, ateist fark etmiyor, Amerikalıların, Almanların, İngilizlerin, Fransızların her kesimde adamı var..
Bu servis işi Cumhuriyetin hiç de yabancısı olmadığı bir şey.. Nazi hayranlığından Stalin hayranlığına, Amerikan muhibliğinden Fransız dostluğuna kadar uzanır.. Hatta 1954de bir yıllığına şeriatçı da olmuştu. Hatta gazete ekinde Ravza-ı muratta bir gül-i Muhammedi açtı diye manşet atıp, Türk İstanbulun üstünde İslamın mührü: Camilerimiz diye yazı dizisi yayınlamıştı.. İlhan Selçuk öldü ama hâlâ Türklüğü, Türkçülüğü, Müslümanlığı, Bektaşiliği, hatta solculuğu, demokratlığı, darbeciliği tartışılmaya devam ediyor..
Bunlar mı 6. Filoya karşı halkı sokağa dökenler, Kahrolsun Amerika diye ortalığı birbirine katanlar!.. Emperyalizme karşı bunlar mı mücadele ediyordu!
Önce Hudson senaryosu neydi tekrar bir hatırlayalım: ABDnin başkenti Washingtondaki Hudson Entstitüsünde PKKnın Beyoğlunda bomba patlatması, 50 kişinin patlamada ölmesi, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcunun suikastla öldürülmesi gibi senaryoların tartışıldığı 13 Haziran 2007 tarihli bir toplantıdan söz ediyoruz. Toplantıda konuşulanlar Prof. Henri Barkey tarafından dışarı sızdırılmış. Kim bilir, belki de bu da senaryonun bizimkilerin bilmediği bir başka ayrıntısı idi. Sayguna göre Gizlilik, bu seminerleri düzenleyenler ve katılımcıları tarafından titizlikle korunan bir prensiptir. Hudsonda ise bu kural ihlal edildi dedi. Saygun, Türk askeri heyetinin de katıldığı toplantıda Amerikanın PKKnın Kuzey Iraktaki liderlerini yakalayıp Türkiyeye teslim etmesi tartışılırken, bir Türk subayının, PKK liderleri bu aşamada yakalanıp teslim edilirse, siyasi açıdan AK Partiye fayda sağlar diyerek bu ihtimale karşı çıkmasının basına yansıdığını hatırlattı.
Milli ordumuzun kahraman subayı(!)na bakar mısınız, kendi hükümetinin saygınlık kazanmaması için, yabancıların terör liderini teslim etmesine karşı çıkıyor!
Kim bu subay!
Saygun, ABDli Henri Barkeyi suçluyor ve İçeride ne konuşulursa konuşulsun, siz bunlar konuşuldu deyin diyerek ortam hazırlaması yapılmıştır. Barkey, TSK düşmanı ve PKK hayranıdır diyor.. Peki, iyi de, madem bunları biliyordunuz, orada işiniz neydi ve niye sesinizi çıkarmadınız? ABDde bir senaryo yazılıyor. Ardından gün geliyor, bu senaryoda değerlendirilen bir konu Cumhuriyette, Balbay imzası ile manşet oluyor. Balbayın bu konuda bir diyeceği olmalı.
Asıl üzerinde durmak istediğim konu şu: Bu Balyoz planı, 12 Eylülün Bayrak planının kopyası. Onu da 27 Mayıstan intihal etmişlerdir. Bu planların patenti ABDye aittir. Bunlar orada eğitilmiş, orada öğrendiklerini, oradaki senaryoların buradaki figüranlıklarıdır bunların yediği haltlar.. Vatan, millet, Atatürkçülük, laiklik, cumhuriyet, anti emperyalizm bu işin kandırmacası.. Aslında Mumcu, Aksoy, Hablemitoğlu cinayeti gibi cinayetler, Bitlis, Özal, Yazıcıoğlu suikastını da eşelerseniz bir ucundan bu çeteye ulaşırsınız.. Bu memlekette olan olayların çoğu kendiliğinden olmuyor..
Balyoz, bu derin yapının kötü bir kopyası olmanın ötesinde, biraz da çırakların ustalarından öğrendiklerini kendi başlarına uygulama, büyük patronun ılımlı İslam politikasına geçme isteğine, laikçi, ulusalcı, sol-kemalist / Alevi kesimin karşı çıkmasından kaynaklanan bir iç hesaplaşma bu iş biraz da. Ben bir de bu işin bu yanına dikkat çekmek istedim.
İddiaları inkar etmelerinin bir anlamı yok. O gizli ses kayıtları filan, sizin eski patronlarınız tarafından servis edilmiyor.. Büyük patron söz dinlemeyen yaramaz subayları cezalandırıyor olmasın sakın.. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.