12 Eylül sonrası mahkemelik olduğum isimlerden biri de Bahriye Üçok’tu..
“Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder, Bahriye Üçok da CHP’yi altı oktan edecek” dedim, tazminata mahkûm oldum..
Bahriye Üçok infaz edildiğinde üzüldüm.. Olayı yakından izledim o günlerde.
Üçok öldürülmeyecekti. Bomba gönderilecek ama Üçok paketi açmayacaktı. Emniyet olaya el koyacak, savcılık devreye girecek, Şeriatçılara karşı bir operasyon başlatmak için bu olay kullanılacaktı. Bahriye Üçok’u istihbarattan gelip uyardılar. Sana şöyle bir bombalı paket gelebilir diye, gelecek bombanın benzerini kendine gösterdiler. Paket gelince; kendinin, yakınlarına “bizim bomba geldi galiba” diye şaka bile yaptığı söyleniyor. Paketin ipini çekmemesi gerekiyordu. Ecel gelmiş, unutkanlık, heyecan neyse, paketin ipini çekince bommm!
Bahriye Üçok operasyon zayiatı olarak kaybedildi.

Habere bakar mısınız? “Prof. Dr. Bahriye Üçok suikastındaki korkunç gerçek sonunda aydınlandı. Bir MİT görevlisi, Bahriye Üçok’u öldüren bombalı paketi kargoya verdi... Paketi kargodan alıp Üçok’a getiren PKK’lının BDP’de yöneticilik yaptığı ortaya çıktı... MİT görevlisini de TİKKO infaz etti.” “6 Ekim 1990’daki suikastın ardından, bombalı paketi teslim alan Gülay Calap, PKK bağlantılı bir örgüt operasyonunda 22 yıl ceza aldı. Hapisten çıktıktan sonra da BDP’de Genel Başkan Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Bombalı paketi kargoya teslim eden dönemin MİT İstanbul Bölge Başkanı’nın şoförü MİT elemanı K.T., suikasttan 4 gün sonra TİKKO tarafından öldürüldü.”
Bu işin ucu Kürt Ergenekonuna, Kozmik odaya, JUSMAT’a kadar uzar!

Balyoz bitti, Ergenekonda sona yaklaşıldı ama hâlâ biz orta sahada top çeviriyoruz. Kalenin önüne bile gelmedik. Kale Ankara’da. Kale direklerinin nerede olduğu da belli. Kale çevresinde hakem filan da yok..
12 Eylül ve 28 Şubat davaları da, olayın merkezinden çok uzaklardan başlatılıyor.. Hep yazdım, yine yazacağım: Bu işin için de Şeyh de var, Fahişe de. Türk de var Kürt de, Alevi de var Sünni de. Müslüman da var Mason da, Yahudi de, Hıristiyan da. Ermeni de var, Rum da. Sağcı da var solcu da,.. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, Sanatçı, Asker, Polis, Diplomat, kimi ararsan var. Bu işin içinde MOSSAD da var, CIA da, FBI da, MI5 de, İtalyan, Fransız, Alman, Yunan, Eski yeni KGB, Eski yeni SAVAK/SAVAMA, El Muhaberat. Kimi ararsan var.
Radikal İslamcı örgütler de var, radikal sol örgütler de. Maocusu da var Rusçusu da. Homoseksüelinden Lezbiyenine, Mafia babasından Futbolcusuna kadar eksik kimse yok anlayacağınız. İşadamı kılıklı olanı, Profesörü, Bankacısı..
Bulgaristan’dan alınan diplomaların bir kısmı sahte çıkmış. Bizdeki sahte diplomalara baksınlar bir. Bir sürü adama bu işlerin içinde sahte diploma, hatta akademik unvarlar verip, önemli görevlere tayin etmediler mi?
Türkiye’de 1990’a kadar yabancılara hizmet eden 132 Casus yakalanmış. Bunlardan 82’si Türk vatandaşı 18’i Bulgar, 12’si Suriye, 6’sı Sovyet, 6’sı Yunan.. Geri kalan 8 casusun 3’ü Iraklı, 2’si Ermeni, 1’er tanesi de Alman, Avusturya, Romen..
Askerden ajan çıkmaz diyorlar ya, yakalanan ajanların bir düzineye yakını ordu mensubu idi, bu arada.. Her meslekten hain vardır..

Bu ajanların hizmet ettikleri ülkelerin başında Bulgaristan geliyor.. Bulgaristan, Yunanistan, Suriye gibi ülkeler istihbarat taşeronluğu yapan ülkeler.. Şahın SAVAK’ı da öyle idi..
Alın size bir iddia: 1 Mayıs’ta tetikçilik yapmak üzere SAVAK’tan ajan getirildi. Maraş olaylarının içinde Suriye’den El Muhaberat’tan tetikçi getirdiler.. Evren bunu bilmiyor mu şimdi!
Uğur Mumcu Bulgaristan’da Türk Ergenekonu ile Kürt Ergenekonu, sol örgütlerin ve Uyuşturucu ve Silah işi yapan bir Mafianın kesiştiği bir merkeze ulaşmıştı.. “Kısmetim”de Asker-Mafia ilişkisini görmüştü.. Öldü diye gömülen bir Mafia babasının yurtdışında yaşadığı bilgisine ulaşmıştı. Çok şey biliyordu, infaz edildi.. Bulgaristan hem CIA, hem MI5, Alman İstihbaratı, Fransız ve Yunan İstihbaratı, Suriye İstihbaratı ile Rus İstihbaratının ortak oryantasyon merkezi idi..
Bunların hepsi tamam da Güldal Mumcu ya da Ceyhun Mumcu nerede duruyor? Ben bu ifritten sualin cevabını bulmuş değilim. CHP’lilerin Mumcu olayının tartışılmasının niye CHP’ye zarar verdiğini söylemelerinin arkasındaki derin gerçek bu olsa gerek. Bu iş böyle olmayacak. Daha kapsamlı bir plan çerçevesinde bu işin üzerine gitmek gerek..
Selâm ve dua ile..