Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Vahşi medya dünyasında kurban

Vahşi medya dünyasında kurban

Köktenci laikler, rahat olun!


Sizi temin ederim ki bizim mahallede sizin istikbalinizi tehdit edecek, korkulacak bir şey yok! Gördükçe paniğe kapıldığınız, muhafazakar mahallenin basit bir ekran koruyucusu sadece! Yoksa tuşlara dokununca ortaya çıkan asıl içerik aynen siz!

Tesettürlüyü sıfırlama konusunda sizden hiç de farklı değil dindar kesimin erkekleri de! Samimiyet sahibi, birkaç adam gibi adam müstesna, çoğu muhafazakar erkek için başörtü meselesi, sadece basit bir kavga malzemesi, muhalefet sermayesidir sadece! Amaç değil, araç...

Vahşi medyada da durum aynı, siyasette de, edebiyatta da, iş dünyasında da... İşlerine gelince muhafazakarcılık oynayan ama icraatta, başörtülüleri en az sizin kadar sıfırlayan, kale almayan, şerefini haysiyetini hiçe sayan adamlarla doludur bizim mahalle de! Hani bizim mahallede, M.Ali Birand’a emsal teşkil edecek kalibrede “başörtüsüz kadını ekrana çıkarmam!”, köşe yazdırmam diyecek yönetici yok! Hatta, başörtü konusunda pozitif ayrımcılık yapacak, öteki mahallede iş imkanı bulamayan kabiliyetli başörtülüleri istihdam edecek yüreklilikte muhafazakar erkeklerin soyu neredeyse tükenmek üzere!

(Bu başörtü fırsatçıları, elde kalan çok az “numunelik muhafazakar erkeğin” şah damarına yapışıp, damardan sahtekarlık yüklemeden önce bir şeyler yapıp ari ırkı koruma altına almalı belki de!)

H.O Tercüman Gazetesi’nden topluca tasfiye edildiğimiz vakit, bizim mahallenin sözde muhafazakar yöneticileri, başlarını kuma gömmüştü! Yeni Akit bana kapılarını açıncaya kadar, liberal, Ermeni, hatta ailesi dağda olan PKK’lı kızların istihdam edildiği, bizim mahallenin gazetelerinde biz, dış kapının mandalı sayılmıştık uzun süre! Şimdi, Teodora Doni, Yenişafak Gazetesi tarafından cami avlusuna bırakıldı. Yok mu sahip çıkan?

Çıt yok...

Mahallede herkes sus pus... Gizli onay olarak mı yorumlamalıyız bu durumu, yoksa muhafazakar camia şahsiyet kaybına uğruyor olarak mı? Hangisi?

Yok efendim, Teodora yazı göndermemiş, arasaymış diyorlar! Hem zaten telifle yazan bir yazarmış! Peki, soruyorum size, eğer yıllardır gazetenizde yazan bir başörtülü hanımı hâlâ telifle yazdırıyorsanız, kapıda bekletiyorsanız, bu utanç vesayetçi başörtü düşmanlarına mı ait size mi? Bari kamuoyunun gözünde düşürmeyin kendinizi. Baksanıza, öteki mahalle bile acıyor düştüğünüz hale!

Yazık, çok yazık... Başörtülülerin kendi mahallelerindeki konumu ne hazin ki bu işte! Lütfen yer verilen, yazısı gelmeyince tenezzül edilip aranmayan, yazmazsa yazmasın cinsinden varlıklar, muhafazakar erkeklerin gözünde?

Merak ediyorum... Acaba AK Parti, sn. Başbakan ne diyor bu muhafazakar camianın, başörtülü kadınların haklarının çiğnenmesine. Bir yanda M.Ali Birand gibi “Öyle bir ortamı var ki kanalın, buraya yaklaşamıyorlar”, “Başörtülüyü ekrana çıkarmam. Kanalın imajına zarar verir.” diyebilecek ölçüde çakma liberaller, apaçık hakkı hayat tanımayan başörtü düşmanları, diğer yanda ise bizim mahalleden görüntü veren, ancak başörtülülerin haklarını hukuklarını bırakın, sayfalarında, ekranlarında yer vermeye tenezzül etmeyen, gıcık olan çakma dindarlar.

Yanlarındaki annelerinin, hanımlarının, kızlarının örtüsüyle muhafazakar kesilip, iş verme konusunda laikten daha laik kesilen, hatta bazen daha kesici bir dille Kemalist kesimin başörtü karşıtı söylemlerini birebir tekrar eden çift yüzlü, çok aparatlı, oynar başlıklı, portatif zihniyetli dindar erkekler.

Ne diyeyim? Başörtülülerin görmezden gelinen haklarına Allah sahip çıksın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi