D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Balkanlar’da “rekonqüsta” ne zaman tamamlanacak?

Balkanlar’da “rekonqüsta” ne zaman tamamlanacak?

Rekonqüsta “geri alma, istirdat, kurtarma” demek… İspanya’dan müslümanların “temizlenmesi” sırasında kullanılan bir kavram olduğunu biliyoruz.


Katolik İspanyollar, sekiz asırlık müslüman varlığını İspanya’dan tedricen tard ettiler. Müslümanlar sırf araplar veya Afrika’dan gelen berberilerden filan ibaret değildi. Bir hayli yerli ahali de müslüman olmuştu…

Ayırım yapılmadı! “Bunlar İspanyol müslüman” denilmedi! Tabiî İspanya’nın rekonqüstası tamamlanınca, sonraki safhaya girildi: Kalan müslümanların hıristiyanlaştırılması… Son safha ise, hıristiyanlığı kabul edenlerin, dönmelerin gerçekte hıristiyanlar olmadıkları iddiasıyla engizisyon zulmüne maruz kalmaları…

Avrupa zihninde hıristiyanlıktan kazanılmış topraklar olarak görülen Anadolu’da onuncu asra girdik. (Şimdilik, kendimizi emniyette hissedebiliriz!) Balkanları ise beşinci asırda kaybettik…

Bu tam bir kayıp sayılmayabilir belki. Çünkü Balkanlarda müslüman (Türk -veya Türk-) unsurlar tamamen yok edilemedi. Arnavutluk’ta, Bosna Hersek’de, Makedonya’da, Kosova’da ve Bulgaristan’da önemli bir müslüman varlığı hâlâ mevcut. Bugün Arnavutluk’ta veya Kosova’da dinden çok etnik yaklaşımlar ağır basıyor. Arnavut etnikçiliği keskinliğini koruyor. Katolik ve ortodoks arnavutların varlığı –nisbetçe az olsalar da- işin başka bir vechesi. Makedonya biraz farklı görülebilir, burada arnavutçulukla birlikte dinî referans da tesirini koruyor.

Ya Bosna-Hersek?

Bu bölge 1912-1913 Balkan savaşlarının dışında kalmıştı. Çünkü 1878’den itibaren Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun kontrolü altında idi. Balkan savaşının birinci safhasında Osmanlıya karşı birleşen Balkan kavimleri, ikincisinde kendi aralarında hesaplaştılar, Osmanlılar da Çatalca hattının ötesine geçip Edirne’ye ulaştılar ve bugünkü sınırlarımızı belirlediler.

Bosna müslümanları, fetihten sonra İslâmı seçen yerli halktır. Tevhid akidesine yakın görüşlere sahip olan Bogomiller müslüman oldular. Elbette fâtih müslümanlarla karıştılar…

Sovyet sonrası dönemde Balkanların kaderini tayin etme yetkisini kendinde gören Sırp milliyetçileri, Kosova zaferinin yıldönümünde (1989) savaş sahasında toplandılar ve “Türk” olarak tesmiye ettikleri Balkan müslümanlarına karşı yürütecekleri siyaseti belirlediler. Bu açık bir siyaseti: Türkler (müslümanlar) Avrupa’dan, Balkanlar’dan kazınacaktı…

Üçüncü Balkan Savaşı böylece başladı… Makedonya’nın bağımsızlığına mâni olamadılar fakat Kosova’yı bir süre ellerinde tuttular, Bosna’da ise apaçık bir soykırım savaşı başlattılar, sonuçta istediklerine tam olarak ulaşamadılar ama, tamamen muvafakiyetsiz oldukları da söylenemez. Şöyle düşünülebilir: Yeni bir hamle için fırsat kolluyorlar!

3. Balkan savaşı biz yaşarken oldu! Yani Bosna’daki son haçlı taaruzunu gün gün yaşadık, acılarını derinden hissettik, Avrupa’nın müslümanlara bîgâneleğini apaçık gördük. Avrupa’nın ortasında cereyan eden müslüman kıyımını önlemek için kimimiz buğz etti, kimimiz diliyle veya eliyle engel olmaya çalıştı. En önemlisi, Aliya İzzetbegoviç gibi bir lidere sahip boşnaklar bütün olumsuz şartlara rağmen şanlı bir direniş sergilediler. Savaşın kaderini lehlerine çevirme belirtileri görülürken durduruldular ve çok da makbul olmayan bir barışa mecbur edildiler.

Bu barışın geçici bir barış olduğu anlaşılamayacak bir şey değil. Balkan savaşının 100. yıldönümü dolayısıyla Saraybosna’da Türkiye’den Bosna’dan, Balkanlar’dan ve Mısır’dan ilim ve fikir adamlarının katıldığı bir sempozyum düzenlendi. Türkiye Yazarlar Birliği’nin öncülük ettiği, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın desteklediği, Bosna’dan Yunus Emre Enstitisü ve TİKA temsilcikleri ile Uluslararası Bosna Üniversitesi’nin iştirak ettiği “Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı Sempozyumu” sahada bu konuların konuşulmasına da vesile teşkil etti.

Bosna Hersek’in milletlerası kontrol altında tutulan karmaşık, çok başlı yönetim tarzı ve önümüzdeki yılın nisanında yapılması kararlaştırılan nüfus sayımı endişeleri pekiştiriyor. Son sayım 20 yıl önce yapılmış. Geçen süre içinde nüfus yapısının nasıl bir seyir takip ettiği bu sayımla ortaya çıkacak. Boşnakları endişelendiren, Müslüman, Boşnak ve Bosnalı alternatiflerinin sözkonusu olması. Sırplar veya hırvatlar için böyle bir bölünme tehlike sözkonusu değil.

Balkanlarda “rekonqüsta” henüz tamamlanamadı. Önümüzdeki yıl bir teşebbüs daha yapılabilir mi?

Olmaz deme olmaz olmaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi