Savaş Siyaseti Olarak Tecavüz ve İşkence
Sadece barışın değil savaşın da bir ahlakı ve hukuku olmalı. Savaş kötüdür ama ahlaksız ve hukuksuz savaş tek kelimeyle iğrençtir, insanlık dışıdır. Savaşı göze alanlar önce ahlaki ve hukuki açıdan haklı olmak durumundadırlar. Mesele her ne olursa olsun savaşmak ve düşmanı yok etmek değil ahlaki ve hukuki çerçeveyi çiğnememektir.
İşkenceci ve Tecavüzcüler Arasındaki Fark?
ABDnin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Irakta gerçekleştirdiği büyük katliam ve yıkım Ebu Gureyb hapishanesinden sızan görüntülerle zirve yapmıştı. Dünya halkları nezdinde emperyalist işgal ve yıkım denince Ebu Gureyb hapishanesinden Irak halkına görülen muamele özlü ve sarsıcı bir özet gibiydi.
2003 Mart ayından itibaren ABD ve İngiltere öncülüğündeki işgal ordusu yakıyor, yıkıyor, katlediyor, yağmalıyor ama en önemlisi işkence edip tecavüz ediyordu. Irak halkını sadece mağlup etmek, esir almak değil aynı zamanda onurlarını çiğnemek, insanlıklarından utandırmak istiyorlardı. Çünkü Irak dışındaki Müslüman halklar da bu mesajla korku salmak, karşı konulamaz bir emperyalizm imajını zihinlere kazımak istiyorlardı.
Amerika ve işbirlikçisi işgal orduları çekildi ama işkence ve tecavüz Irak halkı için sona erdi mi acaba? Maliki Hükümetinin işkence ve tecavüze yaklaşımı nasıl acaba? Birinci soru için akla gelen ilk ve kesin cevabın emperyalist işgal bitince işkence ve tecavüz bitmiştir elbet şeklinde olması beklenir. Hele ikinci soru için Maliki Allahtan korkan bir liderdir işkence ve tecavüze yeltenen adamın kafasını koparır tarzı bir cümleden başkası kurulamaz diye düşünüyor insan.
Peki, işin aslı faslı böyle mi? Maliki Hükümetinin iktidarını korumak için Irakta işkence ve tecavüz metodunu kullandığı yönündeki feryadları daha ne zamana kadar duymazdan geleceğiz? Hiç de sıradan olmayan bir adamın sıradan olmayan bir çığlığına şöyle bir kulak verelim isterseniz.
Rafi İsavinin başında olduğu Irak Maliye Bakanlığını birkaç gün önce basan Malikinin JİTEMi bakanlıktaki tüm memurları ve 150 korumayı tutuklayıp götürdüler. Rafi İsavi ise tabloyu şöyle özetledi: Bu üslup hükümet üslubu değil. Bilakis bu çete davranışı.
Fakat daha önemlisi bu konuşmanın yapıldığı toplantıda İsavi Malikinin serbest bıraktığı kadın mahkûmlara tecavüz edilmesinden bahsetti. Ne var ki ajansların geçtiği bu önemli iddiayı birçok gazete-tv haber metninden çıkarmıştı. Neden böyle yapıldı? İddia mı, iddia sahibi mi ciddiye alınmamıştı acaba? Yoksa adalet ve merhamet timsali Malikinin işkence ve tecavüze asla müsamaha etmeyeceğine duyulan kesin bir inanç mı oluşmuştu kamuoyunda?
Maliki eliyle Tarık Haşimi, Rafi İsavi gibi bir isimlerle beraber Bağdat, Ramadi, Felluce, Samarra, el-Anbar, Selahaddin gibi kentlerden silinmek istenen bir Sünni varlığı söz konusu.
İftira, komplo, işkence, tecavüz, suikast, gözaltında kaybetme, yolsuzluk girdabına sürüklenen bir Irak tablosu var karşımızda. Fakat sorunun kaynağı olarak işi ABD ve İngilterenin mezhep savaşını kışkırttığıyla alakalandırmak hiç de gerçekçi değil. Mezhep fanatizmi o kadar zirve yapmış ki Maliki başta olmak üzere iktidar hırsıyla yanıp tutuşanlar sayesinde ABD, İngiltere veya İsraile ihtiyaç kalmıyor.
Maliki ve destekçisi İran işkence, cinayet, tecavüz, yolsuzluk üzerine bir Irak kurulamayacağını bakalım ne zaman ve nasıl anlayacaklar?
Şebbiha=Tecavüz, Muhaberat= İşkence
İşkence, tecavüz, katliam, yıkım emperyalist ABD veya İngiltere, Fransa eliyle olunca insanlık suçudur da Baas-Esed rejimi eliyle icra edilince mukavemet-direniş mi sayılıyor? Baas-Esed çetesinin tipik bir yerli despotizm olduğundan kimsenin şüphesi yok.
Şebbiha ve Muhaberat Suriye halkının kanını döküyor, canını alıyor, iffetini kirletiyor ve bütün şehirleri yerle bir ediyor. İran ve Rusya ise bu iğrenç rejimin baş destekçileri olarak sahne alıyor. Peki, Huccetul İslam ve Ayetullahlar ülkesi İran, İslam inkılâbının Rehberi Ali Hamaney bu işkence, tecavüz ve cinayet şebekesine nasıl olur da tam destek verir?
Baasçıların tecavüz ve işkencesine destek olmanın itikadi ve siyasi hiçbir meşru gerekçesi yok. Tersine bu destek itikaden küfür, siyaseten zulümdür. Bizden hatırlatması: Irak ve Suriyedeki işkence ve tecavüzler üzerine sadece Maliki ve Esed hanedanının değil Rehber Hamaneyin de oturma imkânı yoktur, olamaz. Çünkü Bir diyar küfür ile ayakta kalabilir belki ama zulüm ile asla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.