Mehmet Âkif, Kemalist Cumhuriyete Karşıydı
İstiklâl Marşının fikirleri hayatımıza ve kamuya girdikçe Atatürkçü Cumhuriyet gücünü kaybedecek, Mehmet Âkife Arapçı ve şeriatçı diyen generallerin ruhî durumları yine bozulacak.
Zorba Cumhuriyetin zihniyetine göre, İstiklâl Marşının devri çoktan kapanmış gözüküyor. İstiklâl Marşıyla millet arasındaki köprüleri yıkmaya çalışanlar pusuda bekliyorlar. Bundandır ki, Mehmet Âkif ve İstiklâl Marşı Atatürkçü Cumhuriyete karşıdır.
Resmî elden yapılan Mehmet Âkif ve İstiklâl Marşı anma günleri, millet çocuklarının dimağında ihya edici tesiri kısırlaştırılmış ve seküler hâle getirilmiş kültürel gevezeliklerdir. Ali Yurtgezen, İstiklâl Marşı söylenirken çocuklar niye gülüyor? sualiyle, İstiklâl Marşının millete aidiyet fikriyle ve inancıyla söylenme gücünün sulandırıldığını, vakarını kaybettiğini ve mecburî bir merasim sıkıcılığına dönüştürüldüğünü dile getiriyor.
İstiklâl Marşının Hakka tapan Türk milleti olmaya dâvet eden gücünü yok etmeye çalışanlar, Mehmet Âkifin İslâmcı fikirlerine düşman olan Devrimci Cumhuriyetçilerdir. İslâmî bir Türkiye Cumhuriyetine geçit vermeyen Onuncu Yıl Marşı taraftarı Kemalistler, İstiklâl Marşı ve Mehmet Âkife karşı olanlardır. Ruşen Eşref, Aka Gündüz ve Ataç gibi pozitivist CHP aydınlarının İstiklâl Marşının değiştirilmesini teklif etmeleri bu sebeptendir. Karşı olanların eşkâli ve zihniyeti târif edildikçe karşımıza daha bir yığın adres çıkabilir?
ATATÜRKÇÜLER HAKKA TAPAN MİLLET FİKRİNDEN KORKUYORLAR
Atatürkçüler İstiklâl Marşının fikirlerinden ve Hakka tapan millet çağrısından korkuyorlar. Çanakkale Şiirini yazan maalesef Türk değildir. Çünkü Türk olmayan birinin şiirini okuyacağız diyenler Pozitivist ve Atatürkçü Cumhuriyetçilerdir. Bu şenî sözü duyan Mehmet Âkif gözyaşlarını tutamaz. Onun gözyaşları, Hakka tapan milletin gözyaşlarıdır.
Atatürkçü Cumhuriyetin yayın organları onun İslâmcı şair şahsiyetine de atıf yaparak hakâret ediyorlar: Hadi git artık, sen kumda oyna. Âkif, devir değişti, artık Ankarada senin gibilere, Arap yavelerine de yer yok...
İSTİKLÂL MARŞININ, ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETE AİDİYETİ YOKTUR
İstiklâl Marşı yazdırdığı insanını polise takip ettiren, çember sakallı ve gerici diyen bir başka ülke var mıdır? İstiklâl Marşının Atatürkçü Cumhuriyetin bir parçası olduğunu söylemek, Mehmet Âkife ve İstiklâl Marşına hakârettir. İleri gelen bir Atatürkçünün yazdıkları bu zümrenin kıyamete kadar değişmeyeceğini gösteriyor:
Emperyalizme karşı kazanılan zaferin üzerine kurulan Kemalist cumhuriyeti kendisine ne kadar yabancı hissetmiş olmalı ki, onun şerrinden ülkesini terk ederek darülislâm olarak seçtiği Mısıra göç edecek. Âkif, ulusal kurtuluş savaşına İstiklâl Marşı ile katılıyor ama, cumhuriyeti görmüyor, göremiyor, benimsemiyor. Cumhuriyetin kurucusu ondan Kuranı, Türkçeye çevirmesini istiyor. O, küfre hizmet saydığı için olacak ki reddediyor.
MEHMET ÂKİFİN HAYÂLİ HAKKA TAPAN TÜRK CUMHURİYETİDİR
Bu satırların anlattıkları doğrudur. Mehmet Âkif için Kemalist rejim bir küfürdür. O, Türkiye İslâm Cumhuriyeti dâvâsı olan bir şahsiyetti. Atatürkçü Cumhuriyet yandaşları, Mehmet Âkifin varlığını ve İstiklâl Marşını hegemonyalarına karşı olarak görürler. Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklâl diyen İstiklâl Marşı, Kemalist Cumhuriyete ve dolayısıyla Batılılaşmaya itiraz eden bir beyannamedir. Dile getirdiği fikirler, din ü millet mânasını yüklenmiş olan Millî Mücadelenin ifadesidir. İstiklâl Marşının fikirleri 1923den sonra yürürlükten kaldırıldı.
Türkiyede yaşayanları Hakka tapan millet kimliğine davet eden, İsrafilin sûru gibi heybetli bir dildir İstiklâl Marşı. Bu bakımdandır ki önce kabul edip sonra pişmanlık duyanlar, Altı Ok ilkelerini Cumhuriyet sistemi yerine geçirenlerdir. İstiklâl Marşının milletin dimağına ilahî bir çağrı gibi yerleşmesinden korkan Cumhuriyet oligarkları, defalarca yeni İstiklâl Marşı arayışına girdiler. CHP ile aynı mânaya gelen Cumhuriyetin kurucuları, Mehmet Âkifin ve İstiklâl Marşının fikirlerini takdir etmiş olsalardı Sebilürreşad Dergisini kapatırlar mıydı?
Şeriatçı, gerici, hilafetçi avının ve Kemalist devrimlere karşı olan her şeyin tepelenmeye başlandığı bir zamanda aldatan cumhuriyetçilerin şenî inkılâplarına karşı, Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem / Hak namına haksızlığa ölsem tapamam diyerek Mısıra gitti.
İSTİKLÂL MARŞINA VE ÂKİFE SALDIRAN GENERALLER CUMHURİYETİN ÜRÜNÜDÜR
Mehmet Âkif denen adam Arap hayranı. İstiklâl Marşının yazarı olması dışında ülkeye ne faydası olduğu gerçekten tartışılır. Cumhuriyet ilân edilip devrimler birbiri ardına yapılmaya başlayınca Mısır'a kaçtı. Tam bir devrim karşıtı... diyenler, Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli diyen İstiklâl Marşının hilafına ezanı Türkçeleştiren Cumhuriyetçilerdir. Doğrudur. O güzel adam Tam bir devrim karşıtıdır. Bu, onun nâmına bir şereftir.
Hakka tapan milletten irtidat etmiş Atatürkçü bir general çocuğunun İstiklâl Marşına kuduz köpek salyasından daha şenî sözlerle saldırması Cumhuriyetin bir ürünüdür. O general çocuğunun Asımın Nesliden olmadığı belli.
Atatürkçü Cumhuriyet hükümferma olduğu müddetçe İstiklâl Marşını okutmanın hiçbir mânası yoktur. Ya Atatürkçüler çekilmeli, ya da İstiklâl Marşı. Birinin var olduğu yerde diğeri hükümsüzdür. Çünkü İstiklâl Marşına inanmıyorlar. Biz, Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakkın diyen Âkifin sözüne katılmıyoruz. Çünkü Kurtuluş Savaşı gökten gelen ilâhî bir zafer değildir diyenlerin varlığı, İstiklâl Marşı için züldür.
Onun (Mehmet Âkifin) düşünce evreni Bedir Savaşının ötesine gidememiş. Kuranı Türkçeye çevirmedi. Atatürkün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz kılanlar şimdilerde Mehmet Âkif Üniversitesi kurma çabasındalar. O üniversiteden çıkan kafalar bilinmelidir ki, Al Azhar kafalı adamlar olacaklar. Arabın adamı olmak adamlık değildir, ulusun adamı olmak yaraşır adam olacak adama. Biz bu adamlara adam sende demeyeceğiz, bu adamları belleyeceğiz... diyen Atatürkçü general ve benzerlerinin Arabın adamı olmak sözüyle Hz. Peygamberimize hakaret ettiği yüzlerine karşı okunup azledilmedikçe ve Cumhuriyet üstündeki tesirleri yok edilmedikçe, İstiklâl Marşı toplum üzerinde ağırlığını hissettiremez.
Bir dâva adamıydı Mehmet Âkif. Eyvallah etmedi zorba Cumhuriyetin cellâtlarına. İstiklâl Savaşında Müslümanca bir cumhuriyet vaat edip sonra aldatanlara yaltaklanmadı. İstiklâl Marşının fikirlerine sonuna kadar bağlı kalarak, Kemalist cumhuriyetin emir kulu olmadı. Rejimin nimetlerine imrenmedi. Zaruret içindeki yıllarını kanaatle geçirdi.
MEHMET ÂKİF, KEMALİST CUMHURİYETİ TASDİK ETMEDİ
Medeniyet denen tek kişi kalmış canavarın kanunlarından yapılma Kemalist Cumhuriyeti tasdik etmedi. Edebiyattan da, felsefeden de muazzez olan yazdığı İstiklâl Marşı, Müslüman milletin yüreğini ve imanını koyduğu dîn ü millet ve vatan-ı İslâmiyye mücadelesinin beyannamesiydi. Ezelden beridir hür yaşarım diyen milletin şahadetnâmesi ve inkırazın dirilişe dönüşmesinin destanıydı. Millî hâkimiyetin cumhura ait olduğunu yüreklere kazıya mukaddes bir sayhaydı.
Zarf ve mazrufuyla Hakka Tapan milletin bir numunesiydi. Vakur, mahzun ve mütedeyyindi. Müslüman millete angajeydi. Gücünü ve imanını milletinin ulularından alıyordu. D. Mehmet Doğanın ifadesiyle Câmideki Şair di. Câmi cemaatindendi.
Millî Mücadeleye hiçbir yardımı olmayan pozitivist Tevfik Fikreti en büyük Cumhuriyet şairi olarak ilân eden ve İstiklâl Savaşı sürerken, Avrupa şehirlerinde bohem hayatı yaşayan agnostik Abdülhak Hamidi milletvekili yapan Kemalistlerin Mehmet Âkife ve İstiklâl Marşına niçin karşı olduğuna idrak edemeyen nadanlar var aramızda.
CENAZESİNDE ALTI OK CUMHURİYETİNİN KARA YÜZLÜ BÂNİLERİ YOKTU
Cenazesinde Altı Ok Cumhuriyetinin kara yüzlü bânileri ve İstiklâl Savaşında ona irşad vazifesi verip sonra aldatan Kemalistler yoktu. Ne gam! Tabutuna ay yıldızlı bayrağı sardırmayan Atatürkçü resmî zevatın kara vicdanlarına karşı, Hakka tapan millet mensupları ve Asımın Nesli vardı.
Onun hüzünlü ve Müslümanca simasını taşıyan portresini kışlalarda ve Atatürkçü müesseselerde göremezsiniz. İslâmcıydı, İslâmî cumhuriyet taraftarıydı.
----------------------------------
İLÂVE YAZI:
İSMAİL GÖKTÜRK: MEDENİYETİMİZİN KAYNAKLARI KURAN VE SÜNNETTİR
KSÜ Öğrt.görevlisi ve Türkiye Yazarlar Birliği K. Maraş Şube Başkanı İsmail Göktürk, Aksu Televizyonu Felsefe Akşamları / İnsan ve Medeniyet Programında yine hakikatleri dosdoğru dile getirdi. İnsan ve medeniyetimizin kaynaklarının Kuran ve Sünnet olduğunu sarahat ve selaset ihtiva eden târiflerle izah etti. Öyle ki, medeniyet ancak bu kadar doğru anlatılabilir. İçine Batı uygarlığından ve Cumhuriyet ideolojisinden bir zerre dahi katıştırmadan insan ve medeniyet değerlerimizin İslâm tasavvufunda ve medrese kültüründe olduğunu anlattı.
Hep onun fikirlerinin isabetli olduğunu anlatmaktan maksadım şudur ki: Etrafta hâlâ kirli zihniyet olduğu gibi, bizden bildiğimiz en güzide insanımızın zihniyet ve bakışından bile Batıdan katkılar alan eklektik düşünceler sâdır oluyor. Ondandır ki İsmail Göktürkün sağlam zihniyeti ve fikirleri, iki kuşaktır özlemini çektiklerimi dile getirdiği için yüreğimi âbad ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.