Dışarıdan bakınca
Sorunlarımız Ergenekon, darbe teşebbüsleri ve kapatma davası olarak özetlenebilir. Bu sorunların hepsinde temel belirleyici iç aktörlerdir ya da dış faktörler sadece etkileyici düzeydedir. Dünya ölçeğindeki büyük hesaplaşma ve değişimin belirleyici meydan muharebesinin ülkemizde yapılacağı biçimindeki değerlendirmem, bu durumda, anlamsız kalıyor. Başkaları olan biteni sadece not edecekler ama genel gidişi etkileyecek bir durum söz konusu olmayacak.
Tartışmalar bir model çerçevesinde yapılmadığı, her olay tek başına analiz edildiği için genel yaklaşımla aramızda ciddi bir fark oluşuyor. Modelim yanlış olabilir ama onu mukayese edebileceğim farklı bir model ileri sürülmüyor. Eğer ülkemizdeki gelişmelerin AB’nin nihai biçimini önemli ölçüde etkileyeceğini, birliğin ya bir güç odağı ya da başka güçlerin yörüngesinde dolaşan bir uydu konumuna geleceğini ve bunun önemli ölçüde ülkemizin konumuyla belirleneceğini söylesem çok fazla abarttığım düşünülür.
Bu nedenle ben de çeşitli konularla ülkemizdeki gelişmeler arasında bir bağ olup olmadığını irdelemekle yetineceğim. İran’la ABD arasındaki gerginliğin İran’ın nükleer silah üretme projesinden kaynaklandığını düşünmüyorum. Kaldı ki küçük ülkelerin nükleer silah üretmesi güvenli olmalarını sağlamaz aksine ciddi bir tehdit altında olmalarına sebep olur. Büyük güçler, sadece bu nedenle, ülkenin varlığına son verebilir. Nükleer silahı olmayan küçük bir ülkenin büyüklere zarar vermesi çok daha kolaydır.
ABD’nin İran’la sorunu enerji kaynaklarını kontrol etmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda ABD’nin sorunu İran’la değil kendisine rakip olabilecek Avrupa ve Uzakdoğu iledir. Eğer Türkiye ABD dışında bir ülkeyle, mesela AB ya da Uzakdoğu güçleriyle birlikte hareket ederse İran aynı çizgiyi kolaylıkla izleyebilir. Yani Türkiye üzerindeki mücadele, sanılanın aksine, laiklerle dindarlar ve benzeri ideolojiler ekseninde değil dünya dengeleri üzerinedir.
Türkiye yönünü belli etmese ama bugünkü gibi bir karmaşa ve belirsizlik içinde olsa ABD İran’a müdahale edemez. Böyle bir şeye teşebbüs ederse ciddi bir yenilgiye uğrar. O halde Türkiye’deki istikrarsızlık İran için bir güvencedir. ABD’nin bölgedeki etkisini sınırlamak isteyen bir güç, onunla çatışacak yerde, Türkiye’yi belirsizliğe iter ve sonuç ABD ve İran’ı etkiler. Yani bir güçle savaşırken ona saldırmak gerekli değildir. çok farklı bir yerde yapacağınız bir operasyon çok daha etkili olabilir.
Türkiye’yi yöneten ya da ona karşı olan birisi olsaydım karşı tarafı kahve içmeye davet eder ve ne yapılması gerektiğine birlikte karar verirdim. İçerde bir zafer kazanmak yarış atı olmaya benzer. Yarışı birisi kazanır ama asıl kazanan yarışla ilgili olan insanlardır. Artık üzerimizden başkalarının kazanmasına izin vermeyelim ve yarış atı olmak yerine at sahibi, jokey, iddiacı gibi rollerden birini oynayalım. Mesela Avrupa’yı güçlü kılmak yerine onun uydulaşmasına göz yumabilir ve bölgenin etkili gücü olabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.