Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Tekasür suresi ve ulusalcılık

Tekasür suresi ve ulusalcılık

“Ulus devlet” ve “ulusalcılığı” tartışıyoruz günlerdir.

Ulusalcı geçinenler kaba meydan okumaları dışında bir şey yapmıyorlar.. TC tartışıyorlar. Resmi dairelerin tabelalarında TC olmalı mı olmamalı mı? Artık kimse dağa taşa yazılan, “Ne mutlu Türküm diyene” ya da “Türkiye Türklerindir”i konuşmuyor..
Mesela yeni gündem “Milli Eğitim”, “Milli Savunma”… Eğer bakanlıkların adında “Milli” olacaksa, mesela neden Milli Gençlik, Milli Sağlık, Milli Maliye, Milli Adalet Bakanlığı yok?.. O bakanlıkların adının başında milli kelimesi yoksa diğerlerinde niye var?
Mesela Milli olan Savunma Bakanı protokolde bilmem kaçıncı sırada da Milli olmayan Genelkurmay Başkanı ilk sırada. Her meydana Cumhuriyet ve Atatürk adı vermekle devlet yücelmiyor. Devlet adaletle yücelir çünki.
Bugünlerde Tekasür suresini çok okumak gerek. O kesretle övünenlere ilahi ikazları hatırlatmak gerek. Kimi parasının çokluğu, kimi gücünün büyüklüğü ile övünüyor.
Eskiler, “Rabbim beni bana, bizi bize bırakma” diye dua ederlermiş. Bizim içimizde nefis var. Ve nefsimiz şeytanın içimizdeki ajanıdır..
Bana sorarsanız iki çeşit insan var. Kadın ve erkek; bir de derisi farklı insanlar var. Beyaz derili, kara derili, kızılderili, sarı derili. Bundan sonrası doğduğu ana-baba, zaman ve yerle ilgili. İlk ırkçı şeytandır. Geç zamanlarda İsrailoğulları da üstünlük iddiasında bulundular. İlk ari ırk iddiası önce Yahudilere aittir. Oysa bir diğerinin İsrail olan Hz. İshak’ın babası Hz. Yakub, Hz. İsmail’in kardeşidir. Biri Arapların ötekisi Yahudilerin atası kabul ediliyor ki, bu iki kardeşi bölmektir. Hz. Sare kimlerden. Mısırlı idi. Hz. Hacer de Mısır’dan gelmişti ama Mısır’a da Habeşistan’dan gelmişti. Hz. İsmail’in eşi de Yemen’den gelen Curhum aşiretindendi. Yemenliler, Etyopyalı idi aslında. Peki Araplar, İsrailoğulları kimdir. Hz İbrahim ailesini bölen ve parçalayan anlayış bizim anlayışımız olabilir mi? Irkçı düşünce komünizm, kapitalizm, faşizm gibi Siyonizmden beslenmektedir. Nasıl Siyonistler her şeyi Yahudi ırkının üstünlüğü ile açıklıyorsa, faşistler; Yahudiler yerine kendi ırkını koyuyor. Kapitalistler sermayeyi koyuyor. Komünistler aynı yere işçi sınıfının adını yazıyor. Sonuçta aynı kaynaktan besleniyor ve aynı davaya hizmet ediyorlar bir bakıma. Bugün Türkiye’nin en temel sorunu milliyetçilikten. İslam ümmetinin birliği ve dirliği bu beladan kurtulmasına bağlıdır. Kim hangi ırkın ırkçılığını yapıyorsa dikkat edin, büyük ihtimalle o, o kökten biri olmayabilir.
Herkes kendi sonuna bir baksın. Dedesinin dedesini bilen kaç kişi var. Anne-baba derken, düşünsenize, bir anne ve bir babanız var; annenizin de bir anne ve bir babası var. Babanızın da bir anne ve babası var. Siz iki kişisiniz. Sizin 4 anne babanız var. Onların anne babası 8 kişi. Bu hesap bu şekilde katlanarak büyür. Düşünsenize dedeniz bir başka kavimden birini sevmişse sizin geniniz değişiyor. Bundan dolayı birileri sizi yüceltebilir ya da aşağılayabilir mi.. Sahi mesela annemiz erkek ya da babamız kız olsaydı, biz kim olurduk! Kardeşlerinizin ve çocuklarının evlenecekleri kişilerin anne babalarının soylarını, onların anne babalarının soylarını araştırın bakalım. Aile dediğiniz şey, sılai rahim olarak, sadece anne, baba ve çocuklar bağlamında bir nesil sonra nereye gider.. Kimse kendini kandırmasın.. Saf ırk iddiası kocaman yalandan başka bir şey değil..
Gerçek olan aile, akraba ve kabiledir. Kaldı ki, kavmiyetçilik gibi kabilecilik de yasaklanmıştır. Bizim geleneğimizde başkaları ile akrabalık ilişkisi kurmamız tavsiye edilmiştir. Kabile içi evlilikler insan neslinin tereddisine sebeb olmaktadır. İslam toplumlarında eski cariye hukuku ve çok evlilik, başka kabilelere akraba olma isteği, tebliğ sonucu Müslüman olanlarla akraba olma geleneği İslam dünyasında saf ırkların yaşamasına imkan vermemiştir. Göçler sebebi ile zaten insanlar gittikleri yerdeki halklarla akrabalık kurmayı bir güvenlik ve dostluk vesilesi görmüşlerdir. Saf bir ırk yok. Kabileler bile bir insan ömrü içinde bile farklılaşırlar... Özellikle Müslüman Anadolu halkı için saf bir ırk iddiası tam bir safsatadır. Baskın bir özellikte söz edebilirsiniz o kadar. Madem Tekasür’le başladık, ırkçılığı yasaklayan, ırkçıları, kabilecilik yapanların azarlayan Tekasür suresi ile bitirelim yazımızı: Bu sure Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. Tekasür, “mal, mülk ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünmek” demektir Mealen: Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı. Hayır; ileride bileceksiniz! Hayır, Hayır! İleride bileceksiniz! Hayır, kesin olarak bir bilseniz. Andolsun, o cehennemi muhakkak göreceksiniz. Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz?” Ayet mealine bakarak, Allah tekrar tekrar kabileci/ırkçı yaklaşımlara “Hayır” demektedir ve onların Din günü ile korkutmaktadır! Bu sure bir rivayete göre, Abdi Menaf ve She oğulları kabileleri arasında şeref, güç ve çoğunluk rekabeti ile ilgilidir.. Bir başka rivayete göre Yahudi kabileleri arasındaki rekabetle ilgilidir.. Mal, mülk, güç, iktidar çokluğu ile övünmeyi yasaklamakta ve övünenleri kınamaktadır!
Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi