Gezi Parkı üzerine bazı notlar
Sivil bir kaç grubun salt Gezi parkı ile alakalı olarak başlatılan ilk günkü oturma eylemli süreç nasıl oldu da, bir anda Gezi Parkı’nı geride bırakarak karanlık ‘aydınlık’ (!) güçlerin devreye girmesiyle başka bir şeye dönüştü bunun üzerinde durmayacağım.
Çözüm süreci, içki satışı düzenlemesi olayların bir anda başka bir alana kaymasından bağımsız düşünülebilir mi demeyeceğim. Pazar gecesi saat gece yarısına yaklaşırken bir ellerinde bira şişeleri diğer ellerinde Atatürk resmi baskılı Türk bayrakları ile Bağdat Caddesi’ni inim inim inleten gençliğimiz hangi akibete koşuyor merak etmeyeceğim. Alkol lobisi bu resmin neresindedir sormayacağım.
Ergenekon’u taltif eden ulusalcı İşçi Partisi’nin kanalı Ulusal TV’nin açık kalmış mikrofonundan duyulan spikeri protestoları kastederek ‘keşke birkaç ölüm olsa güzel olurdu’ demekle aslında ne demek ister, düşünmeyeceğim. CNN’den tutun Reuters ve BBC’ye kadar batı basını dinledikçe insanın ağzını açık bırakacak taraflı haberleri neden servis eder, araştırmayacağım. Twitlerde Avrasya maratonu resmi altına nasıl olur da Gezi Parkı protestosu notu düşülür medyaca, anlamayacağım. Hele hele panzer altında ezildi oldu diyerek twitleyen oysa yüzerken motor kazasına uğramış yarı canlı ama parçalanmış insan bedenini dünya ile paylaşanlar, hangi ahlaka sahiptir, bilemeyeceğim. Ama şu iki soruyu soracağım:
Ertuğrul Günay’ın AK Parti’de ne işi var?
Üç dönemdir AK Parti’den seçilmiş, bakanlığın tadını aheste aheste çıkartmış, sayın eski bakan şimdi bülbül olmuş, AK Parti’yi eleştiriyor. Üç dönem bitmeye yakın, partinin bir ‘dördüncü’ dönem olmayacağına dair kararı ile kuşlar gibi şakıyor. Bilmem nereye göz kırpıyor. Nasıl olsa AK Parti’den alınacak alındı, şimdi başka yerlere mi yelken açma zamanı diye düşünüyor. Bilemiyoruz. Bakanlığı döneminde neden böyle konuşmazdı sormaz mı halk. Peki neden şimdi, niye demez mi millet. Madem öyle bas istifayı, önce partinden, sonra milletvekilliğinden ayrıl. Amma yok, hayır. Hem maaşa devam, o tıkır tıkır alınacak hem de partisi aleyhine konuşacak…
Gürsel Tekin sözünü tutacak mı?
Gezi parkına gezintiye çıkan CHP’li Gürsel Tekin bey, kameralar önünde ısrar ediyor. CHP’nin Gezi parkı kararında imzası yok diyerek. Karşısında bir başka milletvekili, BDP’li Sırrı Süreyya Önder, yapmayın Gürsel bey bir yanlışınız var, CHP’nin imzası var diye karşılık veriyor. Basın önünde iki vekil arasında geçen vardı yoktu diyaloğunda bir an, Sayın Tekin kendinden çok emin, CHP’nin bu yapılaşma kararında bir tek imzası olduğu ortaya çıksın, siyaseti bırakırım deyiveriyor. Resmi kayıtlar, CHP’nin Taksim projesinin karara bağlandığı 2011 tarihindeki onayına işaret ediyor.
Şimdi bekliyoruz, Sayın Tekin ne zaman ‘Allahaısmarladık’ diyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.