Bayrak değiştirmek, mevcut bayrak dışında semboller kullanmak...
Gezi olaylarında bazı yayın organları tarafından öne çıkarılan hususlardan biri de, göstericilerin Türk bayrağı hassasiyeti idi. Güya, millet bayraklarını kapmış ve heyecan içinde Taksim’e koşmuştu...
Gezi resimlerine bakınca, elbette ay yıldızlı bayraklar görülüyor. Fakat sadece ay-yıldızlı bayrak değil ki görünen... Birçok sol örgütün bayrakları, sosyalist -komünist remizleri ihtiva eden bayraklar-flamalar ve hatta PKK bayrağı dahi bu meşherde görülebiliyordu.
Bayrak hassasiyeti üzerinden hükümete hücum edenler, nedense diğer bayrakları/bayrak benzeri şeyleri görmezden gelirken, doğrudan “Türk bayrağı” dedikleri bayrakların önemli bır kısmının da, bildiğimiz bayraktan farklılaştırılmış olmasını dikkatten uzak tutuyorlar.
Hani şu “Atatürklü bayrak”lardan söz ediyoruz...
Bayrak, bir ülkenin, devletin remzi olarak seçtiği ve dünyaya ilan ettiği bir renge ve biçime sahiptir. Bayrağın biçimini şu veya bu şekilde değiştirmek, farklılaştırmak doğru değildir. Eğer düşünülürse, bir milli sembolün kabulünden, son halini almasından sonra herhangi bir şekilde değiştirilmesi ancak büyük bir uzlaşma ve o ülkenin yetkileri mercilerinin (Meclis’in) kararını gerektirir.
Amerikan bayrağına bir ABD liderinin, İngiliz bayrağına bir İngiliz kral veya kraliçesinin resmini koymak kimsenin aklına gelmez, gelse ve bunu fantezi olarak uygulasa bile, onu bayrak yerine geçirmeyi düşünmez.
Türkiye’de 28 Şubat’tan sonra bir bayrak farklılaşması meydana getirilmiştir. Yani bildiğimiz, 19. Yüzyıldan beri semalarımızda dalgalanan ay-yıldızlı bayrak böylece bir tadilata maruz bırakılmaktadır.
Evet ay yıldızlı bayrak, Osmanlı bayrağıdır! Esasen İslâm bayrağı olduğu için Osmanlı bayrağı olmuştur.
Hilâl ve Haç mücadelesi, Yakındoğu’nun tarihine damgasını vurmuştur. Dokuz asır önce Anadolu’yu, Ortadoğu’yu istilaya gelenler haçlı bayraklar taşımışlardır. Haç, bugün de Avrupa’nın birçok köklü devletinin bayrağında mevcuttur.
Haçlıları durduran, ülkelerinden kovan müslümanlar ise “hilâl”le temsil edilmiştir. Hilâl’in ebced hesabındaki değeri Allah’la aynıdır: 66.
Bayrağımıza “Allah” yazmamak için, hilâli yerleştirdik. Daha sonra, hilâlin yanına yıldız da eklendi. Şimdi beş şualı olan yıldız, İslâmî yazıda “Muhammed” isminin stilizasyonundan başka bir şey değildir.
Başımızın üstünde taşıdığımız bayrakta Allah ve Muhammed var! Bu bayrak modern dönemde millî sembollerin muayyenleştiği sırada Osmanlıların sembolü olmuştur.
Cumhuriyet’ten sonra Osmanlı’nın birçok şeyini reddettik, çöp sepetine attık, fakat bayrağını taşımaya devam etik. Elbette böyle geniş kabul gören semboller kolay kolay ortaya çıkmaz, ortaya çıktıktan sonra da kolayca değiştirilmez.
Mustafa Kemal Paşa’nın bir aralar bayrağımızı değiştirmek istediği söyleniyor. Fakat uygulamaya dönüşen, hatta kayda geçen bir şey yok. İslâm-Osmanlı bayrağı Cumhuriyet’ten sonra “Türk bayrağı” oluvermiştir! Türkiye’de günlük siyaset ne kadar değişse de, değişmeyen şeyler vardır ve bunların başında bayrak gelir. Bayrağa Cumhuriyet’ten sonra yüklenen anlamlar, daha önceki anlamını ortadan kaldıracak bir tesir uyandıramamıştır.
Türkiye’de bayrak toplumun genel kabullerindendir. Onun dinî muhtevasını bilerek muhabbet besleyenler yanında, o tarafını ihmal ederek yüceltenler de vardır. Tabii, bayrağın dinî bir arkaplanı olduğu bilinemeyecek, kavranamayacak bir şey değildir. O yüzden, ay yıldızlı bayrakdan rahatsız olan, din karşıtı ve laik kesimler de –az da olsa-vardır, hatta bir aralar Avrupa Birliği’ne girince dini muhtevasından ötürü bayrağın da değişeceği iddiaları ortaya atılmıştır.
Bu iddiayı ortaya atanların, İngiltere başta olmak üzere Avrupa birliği üyesi ülkelerin haçlı bayraklarına dikkatle bakması gerekiyor!
Muhtemelen kendini din karşıtı veya “laik” olarak ifade etmeyi tercih edenler, yeni bir bayrakla ortaya çıkmak yerine, teklifleri olan bayrakta yer alacak sembolü mevcut bayrağa eklemek yolunu seçmektedirler. Piyasada dolaşan Atatürklü bayraklara başka bir varlık sebebi bulmak zor.
Atatürklü bayrakçılara söyleyeceğimiz şu: Yaptığınız yanlıştır. Bayrak hepimizi ifade eden bir semboldür, ona bir şeyler ilave etmek veya bir şeyleri çıkarmak önce millete saygısızlıktır. Kanun nezdinde de suçtur. (Bayrak Kanunu, madde 8)
Bayrağın yanına başka semboller asmak: Başbakanın Erzurum’daki konuşmasında, bayrak yanında üç hilâlli Osmanlı bayrağının asılabileceği yönündeki beyanı üzerine bazı tartışmalar ortaya çıktı. Bazıları Osmanlı (ve tarih) düşmanlıklarını böylece sergilemek fırsatı buldular. Bunun bir geçmiş özlemi olarak niteleyenler oldu. Aslında, şu andaki bayrağımızın da Osmanlı zamanında teşekkül ettiğini düşünerek konuşmak gerekiyordu.
Bayrak yanında Osmanlı, Selçuklu vs. bayrağı asmak tuhaf değil, düne kadar birçok devletlinin arkasında 16 Türk bayrağı denilen birçoğunun mahiyeti meçhul bayraklar vardı! Asıl mesele edilmesi gereken bayrakta kafasına göre tadilatta bulunmaktır. Bu yüzden, Atatürklü bayrakların bayrak yerine kullanılması fahiş bir hatadır ve bunun önüne geçilmesi gerekir.
Cahiliyet!
Basınımızın cehaleti ile iştihar eden tek yazarı Yılmaz Özdil değil elbette. Fakat onun cehalet hiyerarşisinde müstesna bir yeri olduğu şüphe götürmez. Her yazısı bu görüşü destekleyen malzeme ile dolu. Başbakan’ın son olarak Erzurum mitinginde kullandığı dini muhtevalı cümlelerinden seçmeleri sıraladıktan sonra, “Bırak millî iradeyi, demokrasiyi... Vatikan’daki papa seçimlerinde bile din bu kadar kürsüye taşınmaz!” diyor.
Tebrik ederiz! Müthiş bir noktaya parmak basmış! Biz de ona destek olmak için, yine Erzurum’da yapılmış bir konuşmanın son cümlelerini aktarmak istiyoruz. Bakalım Özdil efendi bu konuşmayı yapanı tanıyabilecek mi?
“En son olarak niyazım şudur ki: Cenab-ı vacibülâmal hazretleri, Habib-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve diyanet-i celile-i Ahmediye’nin ila yevmü’l-kıyame haris-i esdakı olan millet-i necibimizin ve makam-ı saltanat ve hifalet-i kübrayı masun ve mukaddesatımızı düşünmekle mükellef olan heyetimizi muvaffak buyursun. Âmin!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.