Timuçin’in yeni fedaileri!
Artık Tahrir’de devrimciler yok, anarşistler var. Anarşizm var. Devrimci kuşak iktidar oldu ve muhalefette kalanlar da anarşizmi seçti. Devrim, iktidarda örümcek bağlamış müstebit ve despot idareleri yıkma eylemi idi. Şimdi ise eski rejimle birlikte hareket eden sözde nevzuhur devrimciler, İslam’a tahammülsüzlüklerinden devrimin getirdiği idarelerini yıkmaya çalışıyor. Kendilerine verdikleri isim de çok ilginç: Temerrüt. Koyu isyan. Bizde artık oranı kalmamış ve orantısız hale gelen fahiş faize temerrüt faizi denmektedir. Bu duruma düşenlere ‘temerrüde düştü’ denilir. Kat be kat faiz. Zira orantısı kaçmıştır. Şimdi devrim dalgasının iktidara taşıdığı Muhammed Mürsi’ye karşı temerrüt hareketi var. Kendilerine devrimciler deseler de devrim bir kez olur. Ondan sonrası kural tanımazlık ve anarşizmdir. Komünistler arasında bile realistler ve idealistler vardır. Komünistlerin idealistleri anarşistlerdir ve hiçbir şeyle tatmin olmadıklarından dolayı Lenin gibi realistler bile onları tepelemiştir. Bu idealistleri ‘çocuksu devrimciler’ olarak tanımlamıştır. Bunların sloganı: Süreksiz devrimdir! Anlayacağınız sürekli yıkım. Şimdi Mısır’ın anarşistleri Muhammed Mürsi’ye kazan kaldırdılar. Buna devrim deseler de artık devrim diye bir şey yok. Bunları hiçbir şey kesmiyor. ‘Mürsi gitsin, gerisini düşünürüz’ havasındalar. Sanki bunlar Yecüc ve Mecüc soyu veya öncüleri. TRT Arapça’da İsam Necah’ın sunduğu Bilakuyut/ Sınırsız programına katılan Mısırlı Nasırcı ve ulusalcılardan Muhammed Seyyit Ahmet’i 30 Haziran (2013) tarihli programda bir dinlemeliydiniz. Bunların anarşinin ayak sesleri olduğunu göreceksiniz. Resmen insan azmanları ve karşılarında kimse duramıyor ve dayanamıyor. Tam temerrüt halini yaşıyor ve yansıtıyorlar. Muhammed Seyyid Ahmet’i anlamanız için Ergenekon davasından dolayı tutuklu bulunan Tuncay Özkan’ın halini birle değil temerrütle çarpmanız gerekir.
•
Sanki Mürsi’nin seçilmesiyle birlikte Yecüc ve Mecüc takımı Zülkarneyn Seddinin arkasında bekliyorlarmış ve seddi yıkmışlar gibi her taraftan sökün ettiler. Tevfik Ukaşe ve Muhammed Seyyid Ahmet gibilerini dinleyin, baltacılık neymiş bir görün. 2005 yılında Mübarek’i devirme hareketine Kifaye yani Yeter denmişti. DP döneminde de ‘Yeter Söz Milletin’ sloganı vardı. Bu yeni dalga bambaşka bir dalga. Ne saza ne de söze geliyor. Hepten sıyırmış. Gözü dönmüş. Temerrütçü Muhammed Seyyid Ahmet adlı Mısırlı ulusalcı, bayan muadili İlham Şahin gibi Gezi Parkçılarla dayanışma içine girerek Mürsi’yi Siyonist ve Amerikancı olarak suçladığı gibi, hızını alamayarak Türkiye’ye de girdi çıktı. Aynı şekilde Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da aynı sıfatlarla andı. Temerrütte sınır tanımıyorlar. ‘Merid’, şeytanın sıfatlarından ve lakaplarından birisidir. Kayıt kuyut altına girmeyen ve alınamayan şerir güçlere denilir. Marid ise gulyabani yani hortlak demektir. Bunlar insan kisvesinde hortlaklardır. İdeolojilerin ürettiği Frankenstein’lardır. Bu mütemerritler (merede) yani insanlık düşmanı ve kaçkınıdırlar. Evet! Bunlar devrimi yıkarak yerine anarşizmi ikame etmek istiyorlar. Zira ruh gıdaları isyan ve yakmak ve yıkmaktır. Ruhları şerden ve yıkmak ve yakmaktan besleniyor. Timuçin’in yeni fedaileri! Yecüc ve Mecüc’ün öncü kolu.
•
Çok ilginç bir biçimde Mısırlı isyancılar şeytanlarla aynı ismi almaktan hiç gocunmuyorlar. Bunda bir beis görmüyorlar. Hatta maal iftihar bu sıfatı kabulleniyorlar. Türkiye’deki muadilleri ve Gezi Parkçılar da Başbakan Erdoğan’ın haklarındaki isnadı baş tacı yaptılar. Utanılması ve teberi edilmesi gereken bir sıfatı şeref levhası gibi taşıyorlar. Mısır’dakiler mütemerrit, buradaki kardeşleri ise çapulcular! Küresel Yecüc ve Mecüc öncüleri. Yularını koparmış zındıklar. Muhammed Seyyid Ahmet, Mürsi’nin halkı dinle kandırdığını ve Mısır halkının bu defa uyandığını ve bütün setleri ve bentleri yıkacağını söylüyor. Kendisi de Mısır’ı ve Mısırlıları halk adına kandırmaya ve uyuşturmaya çalışıyor. Nasır ve Sedat gibi. Nasır, Sedat ve Mübarek gibiler kendisi gibi halkı halk adına boyunduruk altına almışlardı. Mısır’daki şeytanın dostları ve avaneleri her şeyi yıkıp yakmak ve Mısır’ı yeni bir Cezayir haline getirmek istiyorlar. İslamcılara, münazele yani minbere inmekten başka çare bırakmıyorlar. Geçmişte devlete isyan eden Cemaat-ı İslamiye gibiler iktidarda olmasalar bile şimdi uslandılar ve Mısır’ın en uysal ve özgürlükçü hareketini temsil ediyorlar. Temerrüt ise şimdi onları ‘Mürsi yandaşı teröristler’ olarak yaftalıyor ve damgalıyor. Pazar günü (30 Haziran 2013) yapılan Bilakuyut programına katılan Mısır Özgürlük ve Adalet Partisi’nden Muhammed Cemal Arefe bu duble ve trible Mısırlı Tuncay Özkan’a dayanamayarak minderi terk etti ve sahneden çekildi. Eğer halka ulaşamazsak ve yeniden onları ilim ve irfanla mücehhez hale getiremezsek Yecüc ve Mecüc nesli kapıda. İşin hiç şakası yok. Adam hem “Mübarek’i biz devirdik” diye böbürleniyor ve bu şerefi kimseye bırakmıyor hem de “Bütün Arap Baharı ABD imalatıdır” diyor. Mübarek’i devirirken demek ki ABD’nin oltasına takılmış! Asıl kendileri gavur imalatı. Kötülük çok derinlerde ve ehl-i imanın seferber olması gerekiyor. Yoksa Yecüc ve Mecüc temerrüdü her şeyi silip süpürecek. İsrail, Deccal dalgasının son halkası ve parçası. Bunlar ise Rusya ve Çin ile birlikte Yecüc ve Mecüc dalgasının ilk sürgünü. Setlerinizi, kule ve kalelerinizi koruyun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.