Beşşarın kara kutusu
Suriye, Beşşar Esadın İran ziyaretiyle Türkiye ziyareti arasındaki dönemde el Hayat gazetesinin faş ve deşifre ettiği bir cinayeti yaşadı. Keskin bir nişancı Esadın en hassas dosyalarına hakim Danışmanı Tuğgeneral Muhammed Süleymanı öldürdü. Bu, sıradan bir cinayet değil. Adam gizli sırların belki de tek şahidi. Bunun iki sebebi olabilir. Bunlardan birisi Hariri suikastına dair bildikleridir. Hariri suikastına dair bildiklerinden ve derin ve gizli bilgilere haiz olmasından dolayı öldürülmüş olabilir. İkincisi de, Şamda bir suikasta kurban giden İmad Muğniye dosyasıyla bağlantılı olarak yine bu dosya ile alâkalı bildiklerinden dolayı öldürülmüş olabilir. Zayıf olsa da üçüncü bir ihtimâl daha var. O da Beşşar Esadın takımı arasındaki iç çekişme ve sürtüşmedir. Zira Süleyman, Beşşarın iç çekirdeği arasında yer alıyordu.
Dolayısıyla büyük ihtimalle bildikleri sebebiyle ve bildikleriyle birlikte tasfiye edildi ve ortadan kaldırıldı. Bilgi ya güçtür ya da yüktür. Bilgiyi kullanabilenler için o bir güçtür. Başkalarının kullanabileceği bilgi ise sinede bir yüktür. Muhammed Süleyman, Beşşar Esadın sağ kolu ve bütün gizli ve kirli işlerini bilen birisi olarak tanımlanıyor. Şarkul Avsat gazetesine göre, üç hassas alandaki bütün dosyalar onun elinden geçmişti. Bunlar, güvenlik, finansman ve ordu reformu. Orduda bütün subayların atanması ve terfîsi bir dönem onun elinden geçmiş. 49 yaşında olan Muhammed Süleymanın hassas güvenlik dosyalarından sorumlu olduğu biliniyor. Bunlar arasında Hizbullah ile Suriye makamları arasında bağlantıyı sağlamak da var. İşte bu nokta bizi İmad Muğniye meselesine götürüyor. Şarkul Avsat gazetesine göre Muhammed Süleyman, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri cinayetiyle ilgili kurulması tasarlanan BMye bağlı uluslar arası mahkemeye celbi istenen isimler arasındaydı.
***
Ammar Abdulhamid gibi Suriyeli muhalifler ise cinayetin gerisindeki parmağı kendilerine göre keşfetmişler bile. Bunlara göre, Refik Hariri cinayeti konusunda arkada delil ve şahit bırakmak istemeyen Şam yönetimi bu hassas bilgilere haiz olduğundan dolayı Muhammed Süleymanı ortadan kaldırmıştır. ömer Beşirin Darfur sebebiyle uluslar arası bir mahkeme ile karşı karşıya geldiği bir süreçte korkuları depreşen Beşşar rejiminin gerideki bilgi ve şahitleri ortadan kaldırmak için bu yola başvurmuş olabileceği ileri sürülüyor. En azından Suriyeli muhalefetin inancı bu istikamette.
Bu rivayetlere şüpheyle yaklaşanlar ve karşılayanlar da var. Bunlardan birisi de Oklahoma üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merrkezinden Joshua Landib. Bununla birlikte Landibe göre, Beşşar rejiminin ilk iki yılında Muhammed Süleyman çok önemli roller oynadı ve adeta Beşşarın müsteşarı gibiydi. Landib, İsrail gazetesi The Jerusalem Posta bu suikastın Esad rejimini sıkıştırma amaçlı olarak muhalifleri tarafından işlenmiş ve tertip edilmiş olabileceğini söylüyor. Buna göre, Kaideye ve aşırılığa cephe alan Beşşar rejimi bu kesimlerin hedefi haline gelmiş olabilir! İsraile göre, Süleyman, Hizbullah kaynaklı iç çekişmenin kurbanı olabilir. Başka bir ihtimâle göre yine İsraile göre, bizzat Beşşar ortadan kaldırılmasını istemiş olabilir. İsrailli Ortadoğu Uzmanı Profesör Moshe Moaz, Süleymanın öldürülmesinde İsrailin bir çıkarı olmadığı için dahli ve payının da olduğunu da zannetmediğini söylemektedir.
***
Gerçekten de esrarengiz bir şekilde öldürülen Muhammed Süleyman Suriyenin kara kutusuydu. Beşşarın sağ kolu ve gölgesi olarak anılıyordu. Suriye muhaliflerine göre karanlık adam olarak anılan Süleyman perde gerisinde bakanları ve valileri atıyordu. Hatta gücü damat ve Askeri İstihbaratın Başı Asıf Şevketi bile aşıyordu. Onu gözetim altında tutuyordu. Bu yüzden aralarına kara kedi girmişti. Buna mukabil, Beşşarın küçük kardeşi Mahir Esad ile araları gayet sıcaktı. Aralarından su sızmıyordu. Suikast şekli de esrarengiz. Tartusta denize nazır evinde iken bir Kanas silâhıyla denizdeki bir bottan açılan ateşle öldürülüyor. Akabinde, bütün bölge askerî kordon altına alınıyor. Cenazesine Mahir Esad da katılıyor. Suriyede gerçekten de garip şeyler oluyor. Beşşar Esadın gelişiyle birlikte ülkede birçok intiharlar ve suikastlar yaşandı. Süleyman bunların en sonuncusu. Bunlardan önce Mahmut Zubi, Gazi Kenan da vardı. Zubi için yönetim 8 kurşunla intihar ettiğini söylüyordu. Halbuki bir kurşunla tamamda diğerlerini kim ikmal etti? Gazi Kenan da öyle oldu. Bazen sultanla yatan ölü kalkar. Eskiler ne demişler: Kurbussultan ateş-i suzan... Sultana yakın olmak ateşten bir gömlektir. Hele de sultanın kirli işleri çok olursa...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.