Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Darbenin çöküşü

Darbenin çöküşü

Mısır’da devrimin ruhu Rabiatü’l Adviye’de atıyor. Rabia ruhu, Tahrir ve darbe ruhunu söndürüyor. “Yanlış hesap Bağdat’tan döndü” derler burada da yanlış hesap Rabiatü’l Adviye’den döndü. Darbe yanlış bir süreç olduğundan dolayı ilk günden itibaren erimeye başladı. İstifa eden Kültür Bakanı Ala Abdulaziz, ‘darbe yanlış bir temeldi, bu temel üzerine kurulan ve yükselen her şey de yanlış olacaktır’ demiştir. ‘İnkilap el askeri batilun vema büniye ale’l batili batilun.’ Askeri darbe batıldır ve bu batıla istinat eden her yeni hüküm de batıldır. Darbe çivi tutmadı aksine darbeciler rezil olma sürecine girdiler. Artık 27 Mayıs darbesinde olduğu gibi ortada istikbali askere bağlanmış, örgütlenmemiş halk yığınları yok. Asker ortak payda falan değil. Durumdan vazife çıkartamaz. Darbecileri bundan böyle hangi yer taşır ve hangi sema gölgeler? Darbeciler ilk günden ibaren dökülmeye başladılar. Zira darbe yapma değil, yıkma üzerine kurulmuştu ve yıktıktan sonra geride kuracak bir şeyleri kalmadı. Dolayısıyla çöküşe geçtiler. Mürsi’nin görevden alma ve Vatikan’a elçi olarak atama kararına karşı direnen ve sonunda eski postuna dönen Mısır Cumhuriyet Savcısı Abdulmecid Mahmut daha sonra görevinden muafiyetini istemiştir. Zira devrilenlerle arasında siyasi husumet oluştuğunu ve bu nedenle de sadece sıradan bir savcı olarak görev yapmak istediğini söylemiştir. Daha doğrusu Salim Başol gibi yapamamış ve darbecilere güvenmediği gibi darbeye maruz kalanların da öfkesinden ve rövanşından korkmuş olmalıdır.

*
Darbe adım adım aşınmakta ve çökmektedir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’u kukla cumhurbaşkanı yaptılar ama altını dolduramıyorlar. Uyanık aptal darbeci General Sisi, işlerin yağdan kıl çeker gibi gideceğini düşünmüş olmalı, ama baltayı taşa vurdu ve darbe sarpa sardı. Kime teklif götürüyorlarsa muafiyetini talep ediyor. Bunlardan ilki Merkez Bankası Başkanı Hişam Ramiz olmuş ve kendine yapılan başbakanlık teklifini reddetmiştir. Bunun üzerine en büyük hamakatını yapan darbeciler düşük taraftar kitlesi nedeniyle Mürsi karşısında cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymaya bile cesaret edemeyen Mısır’ın Kemal Derviş’i Muhammed Ali Baradey’e kabineyi kurma teklifini götürmüş lakin gelen tepkiler üzerine bu görevlendirme şapa oturmuş ve yalanlanmıştır. Halbuki, Sisi’nin darbe konuşması sırasında sol cenahta duran adamdır. Ve Nur Partisi, darbe sürecine katılmasını, onun cumhurbaşkanlığını ve anayasanın tümden iptalini engellemek şeklinde gerekçelendirmişti. Buna rağmen Baradey isminin yeniden tedavüle sokulması üzerine Selefi Nur Partisi restini çekmiş ve darbe sonrası siyasi durum kilitlenmiştir. Mürsi’nin yasal otoritesine boykot uygulayanlar şimdi kaderin bir cilvesi olarak attıkları her siyasi adımda tökezliyor ve bir çıkış yolu bulamıyorlar. Kaderden tokat üzerine tokat yiyorlar. Askerler psikolojik harp ve milleti korkutarak sonuç almak istedilerse de süreç ters dönmüştür. 5 Temmuz tarihli (2013) The Washington Post gazetesinde yayınlanan makalesinde Jackson Diehl, ‘Egypt’s misguided coup’ başlıklı makalesinde darbenin yanlış yönetildiğini ifade etmiş ve dünyada darbelerle görevinden alınanların bilahare er veya geç görevlerinin başına döndüklerini ifade etmiştir. İnşaallah Mısır bunun en taze ispatı olacaktır.
*
Raşid Gannuşi de bunu hatırlatmış ve 2002 yılına Chavez’e yönelik olarak gerçekleştirilen darbenin geri teptiğini ve Chavez’in görevinin başına geri döndüğünü ifade etmiştir. Darbecilerin üst üste gelen yanlışları darbeye bağlanan umutları söndürmüştür. Şimdi hesaplaşma vakti. Darbeciler kendi aralarında nizaya ve çekişmeye düştüler bile. Baradey, Hamdin Sabahi ve Amr Musa darbenin sivil kanadını temsil ettiklerinden dolayı darbeye darbe demediler, hatta darbenin darbe olmadığını ikna için Batılılar nezdinde seferber oldular. Darbenin pazarlamacılığını yaptılar. Lakin post dağılımında ve paylaşımında şimdi anlaşamıyorlar. Hamdin Sabahi darbeden sonra kimsenin kendisini arayıp sormamasından şikâyet ediyor. Yüzüne bakan yok. Hamdin Sabahi unutulurken, bütün hesaplar örtülü darbenin uluslararası avukatı olan Baradey’e yönelmişti. Baradey Batılıların Mısır temsilcisi ve 1881 yılında başlayan İngiliz işgalinin ve Batı işgalinin Mısır’daki gölgesidir. Baradey isminin siyasi borsada tedavüle girmesiyle birlikte darbenin arkasında Batı’nın varlığı iyice sırıtmıştır. Baradey isminin başbakan olarak atanmasında iki amaç vardır. Birincisi, askerler tarafından Batı’ya yaranmak ve onun üzerinden arz-ı ubudiyet sunmaktır. İkincisi de, Batılıların görmek istedikleri adam Baradey’dir. Lakin bu Mısır halkının kırmızı çizgisidir. Baradey, Mısır’ın hiçbir değerini temsil etmediği gibi, Mısır halkının ve değerlerinin açık düşmanıdır. Bir başka Selman Rüşdi’dir. Mısırlı darbeciler ve onların dış bağlantıları üflemekle İslâm’ı söndüreceklerini sandılar. Duvara tosladılar. Şimdi halka hesap verme zamanı. İslâm dünyasında dahili ve harici temizlik vakti geliyor. İkinci Sisi’nin ya da Mısırlı Sisi’nin silahı şakağına dayayıp intihar etmekten başak çıkış yolu kalmamıştır. Zalimler için yaşasın cehennem!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi