Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Nereye kadar?

Nereye kadar?

Batı demokrasilerinin yüzsüzlüğü, iki yüzlülüğü nereye kadar idare edecek? Ya Müslüman ülkelerin “karaktersiz” tavrı? Nasıl içe sinecek? İnsanlık buhranlı bir dönemden geçiyor. Özetle ne söylüyor ne yapıyoruz dönemi de denebilir. Misal ABD. Yıllarca körü körüne yani şartsız İsrail destekçiliği yapmış olması bugün onu “büyük şeytan” konumuna getirdi. Mısır’da yaşanan katliamın asıl faili halinde “işte burası katillerin yuvası” söylemiyle özdeşleştirdi. Bardağı taşıran son damlalara birçok yenisi eklendi. Onları dost edinmeyiniz şiarının hikmetini dipdiri bir kere daha gözler önüne serdi. Çünkü onlar ancak birbirlerine dosttur. Yüzünüze güler arkanızdan bıçaklarlar ve hatta ona da ihtiyaç duymaz açıktan yaparlar. Kem küm siyasetine sığınırlar. Muhataplarının zekasına hakaret etmek pahasına da olsa bunu yaparlar. Sanki görülmüyor sanki farkedilmiyor. Kuralların bir anda nasıl değişiverdiğini sözde ödünsüz, değişmez bir ABD’nin suçu işleyen İsrail olunca nasıl öte taraflara bakınıverdiğini, Naom Chomsky’nin tabiri ile anjelik biz-kötü siz çerçevesine nasıl sarıldığını sanki görmüyor. Bugün Mısır’da yaşanan katliama seyirci kalanlar kolonyal mirasın sahipleri olarak onu ayakta tutmaya çalışanların ta kendisi. Katledilen Müslüman olunca onu insandan dahi saymayan zihniyet insanlığa yabancı değil. İnsanlığın unutacağı kadar geride de değil. Bilakis her daim kendini gösteren bir şey. Bunun açıktan, mertçe ifade edilmiyor olması da kategorik üstünlük iddiasının dışavurumu adeta. ‘biz sadece biz olduğumuz için üstünüz’ demekten farksız. Hesap verilirlikten uzak, açıklama yapmaksızın kuralları değiştirivermek bundan kolay onlara.

Batı böyle de İslam dünyası çok mu farklı? Belki de ilk defa içi dışı bir, söylediği yolda yürüyen, “karakterli” bir dış siyaseti AK Parti döneminde gördü İslam dünyası. Eğmeden bükmeden, açıktan Filistin halkına sahip çıkan, Mısır’daki katliamdır diyebilen bir Müslüman ülke ile ilk defa karşılaştı çünkü. Zulme zulüm bu diyebilen şeffaf bir anlayışı Türkiye ile tanıdı bölge insanı. Öte taraftan Mısır’daki demokrasi dramının ilk alkışçılarının Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olması da Müslüman ülkelerin siyasetlerinin kokuşmuşluğuna en güzel örneği teşkil ediyor. Batı dünyasının iki yüzlülüğüne felsefi bir açıklama getirebilirken müslüman geçinen ülkelerdeki bu iki yüzlülüğü nasıl izah edeceğiz… İslam’laşmanın neresine oturtacağız…
Gözlerin gördüğünü kalplerin idrak etmediği varsayımı üzerinden yürütülen bu reel siyaset çökmeye mahkumdur. Tahrir’e karşı Türkiye’yi yanında bulan Adeviyye bunu temsil ediyor. Perdeler bir bir inerken isyan bayrakları er yada geç göndere çekiliyor. Öyle veya böyle dün değilse bugün, bugün değilse yarından da yakın bir zamanda. Adeviyye sadece bir başlangıç… Dönüşü olmayan bir yola girildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Merve Kavakçı İslam Arşivi