Aydın Doğan, yaşlandıkça çöp karıştırmaya merak salmış belli ki… Eskilerin peşinde, hurdacılık yapıyor. Ortalıkta kapı önüne bırakılmış ne kadar atık varsa toplayıp biriktiriyor. İkide bir de, bizim mahallenin geri dönüştürülebilir atıklarını kurcalayıp, içinden işine yarayacak birilerini devşiriyor. Sosyolojik bir çevrecilik yapıyor aklınca. Medya kurnazı ya! “Atık, çöp değildir” hem nasılsa! Bizim mahalledekilerin gözlerinin içine baka baka, “eskimiş” isimleri cebe indiriyor.

Karşı mahallede adam kıtlığı mı var? Yoksa öteki mahallede akredite olmaya can atan komplekslileri daha mı ucuza kapatıyor? Aç gözlü ya… Sıfır km’de onca kalem tutan gıcır gıcır yazar varken, adam hala ikinci ele tamah ediyor. 
Eh, bir de Başbakan’dan gıcık kapınca… AK Parti’yle yollarını ayıranlar için bir tür Mor Çatı fonksiyonu yükleniyor. Başbakan’ın elinin tersiyle ittiği kim varsa, soluğu Doğan Grubu’nda alıyor. İktidara muhalif, “elden düşme” muhafazakâr kim varsa, Aydın Doğan işe alıp, “besleme”ye koyuluyor. 
Bir de bu insan “vefasız” bir kifayetsiz muhterisse, değme Doğan Grubu’nun keyfine… Hiç yüzü kızarmadan kalemine sarılıp, cepheye atlayıveriyor… Hele bir de öteki mahalleye yaranma telaşından, muhafazakârlara bir iki nanik yapıp, iktidara çaktıysa ver gazı, sonra yaslan arkana! 
Mesela Akif Beki gibi Gezicilerin sloganlarıyla, Başbakan’a racon kesiyorsa, seyredip tadını çıkartmak kalıyor Aydın Doğan’a! Muhafazakâr camianın yıllanmış dedikodularını dinlemek… Başbakan hakkında atıp tutmalarını…
¥
Akif Beki Başbakan’ın danışmanıyken, Ertuğrul Özkök’le aralarından su sızmıyormuş, bak, bak, bak! 
Şimdi kapı komşu olmuş…
Ne diyelim, tencere kapak!
Kıssadan Hisse…
Atasözü güncelleme ünitesi gibiyim bu aralar. “İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli…” Fatiha Suresi’nin son ayetiyle, alnı secdede yalvarmalı, dua etmeli. Yamuk yapar da yörüngeden şaşarsa, böyle şefkat sillesi yediği gibi tepetaklak olabilir Müslüman!
Sadece bir niyet bozukluğu, elde avuçta olanı murdar edebilir. Bir gün padişaha akıl hocası iken, apansız baş aşağı edip yere çakar Allah! Garson kılıklı birinin beslemesi olur, neye uğradığını şaşırırsın maazallah!