Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Bölge liderlerini kim atıyor?

Bölge liderlerini kim atıyor?

Al Riyad gazetesinden Dr. Mutlak Suud el Mutayrı, Obama’nın üçüncü dönem için Maliki’yi seçtiğini ifade etmektedir. Eskiden imparatorluklar, vasal ülkelerin krallarını ve yöneticilerini tayin ederlerdi. Şimdi de bu teamül pek değişmiş sayılmaz. Eski imparatorlukların yerini şimdi ABD ve benzerleri aldı. Lakin yine de birinci ve ikinci seçiciler var. Dolayısıyla Maliki’nin tekrar seçilmek için Obama’dan onay alması işin tabiatına uygundur. Meşru olup olmaması ise başka bir konudur. Ülkesini işgale özendiren bir siyasetçiden başka ne beklenebilir? Baas düşmanlığı üzerinden ülkesini işgale özendiren Cevad Nuri Maliki şimdi de İran’la birlikte Suriye’de Baas taraftarlığı yapıyor. Ülkesini Baas düşmanlığı ile yıktıran Cevat Nuri Maliki ve arkadaşları şimdi de ABD ile Kaide düşmanlığı üzerinden ortaklıklarını yenilemek veya geleceğe taşımak arzusunda. İran da Beşşar da Maliki de bölgedeki meşruiyetlerini Kaide ile savaşa bağlıyorlar. Şimdi Türkiye’yi de ikna ederek yanlarına çekmenin derdindeler. Bu durumda Türk pilotlarını kaçıran veya kaçırtan Hizbullah dost kategorisine girmiş olacak! Ürdünlü Yazar Yaser Zeatire’nin ifadesiyle, Beşşar geçmişte şöhretini İsrail’e karşı direniş odağı olmasına veya böyle tanınmasına borçlu idi şimdi Kaide’ye veya benzeri örgütlere karşı direnişin adresi haline gelmiştir! Bu nedenle yasak silahları veya kimyasalları Batı’ya teslim ederken, teslim etmediklerini veya geride kalanların icabına da İsrail bakmaktadır! Daha doğrusu imhada Suriye rejimine yardımcı olmaktadır. Suriye rejimi zaten bir imha rejimidir. Zaten rejim bunları da İsrail’e değil halkına karşı kullanmaktadır.

*
Obama yönetiminin de üçüncü dönem için Nuri Maliki de karar kıldığı anlaşılıyor. Peki! Amerikan tarafı üçüncü defa da başbakan olması karşılığında Maliki’den ne istiyor ve ne bekliyor? Irak petrolleri hepsine yeter! Eskiden petrolün millileşmesi darbe nedeni idi. Şimdi de siyasi ömür uzatmalar petrol peşkeşi üzerinden yapılmaktadır. Obama da ikili ilişkiler konusunda ve oturacağı temeller noktasında Nuri Maliki’nin bakış açısını ve söylemini paylaşıyor. İkisi aynı ağızla konuşuyorlar. Daha fazla demokratikleşme karşılığında Kaide’ye karşı silah arkadaşlığı teati edecekler. Bu, Nuri Maliki’nin istediğini aldığını gösteriyor. Herhalde Obama idaresi de istediğini almıştır. Obama, Nuri Maliki’nin kimyasının ve yapısının demokratlığa uygun olmadığını bilmiyor mu? Demokrasi adına Irak’a yıkım getirmişlerdi. ‘Kaçın demokrasi geliyor’ feryadı, şimdi ‘Nuri Maliki demokrasi getiriyor’ şıkkına dönmüştür. Irak’ta yıkımı İran’la birlikte ortak vekilleri Nuri Maliki yürütüyor. Bu açıdan gözleri arkada kalmayacaktır. Nuri Maliki’nin New York Times gazetesinde yazdığı gibi petrol bütün ortaklara yetecek kadar mebzul. Saddam’a 12 yıl boyunca ambargo uygulayanlar şimdi Irak’ın petrollerini hortumluyorlar. Terör adına savaş düzeni üzerinden sövüşlüyorlar. Halkın payına bombalar onların payına ise petrol ve para düşüyor.

*
Nuri Maliki Obama idaresinden yeni dönem için vize aldı. Maliki sadece kendisi için vize istemiyor aynı zamanda aynı kampın yolcusu olan Esat için iltimasta bulunuyor. Onun siyasi falına Rusya ile bakacaklar! Zaten Esat da vizeyi Madeleine Albright’dan almıştı. Şimdi pazarlık masasında bunun uzatılıp uzatılmaması var. Amerikalılar ona buna taht vizesi dağıtıyorlar. Ya da faraiz ilmindeki ifadesiyle kendi çıkarlarını uymayanları veya hoşlanmadıklarını da hacbediyorlar. Yani eliyor ve defterden siliyorlar. Sözgelimi bir ara ortalarda görünmeyen ve Walker Bush ile münasebetinden dolayı ‘küçük Bush’ lakabıyla taltif edilen Bender Bin Sultan, bir iki yıldır yeniden Suudi istihbaratının başına getirildi. Yine Washington onaylı. Galip Kandil isimli yazarın ‘Antariyyat Bender ve vikahetü Kerry’ başlıklı makalesinde (http://elbadil.com/?p=564139 ) Bender Bin Sultan’ın istihbaratın başına getirilmesini dönemin CIA Başkanı David Petraeus’un etkisine bağlıyor. Bender Bin Sultan, Suriye konusundan dolayı son sıralarda isyanları oynuyor. Hatta Suriye bağlamında CIA ile işbirliğini askıya almaktan söz ediyor. Bender Bin Sultan’ın, Petraeus’un postundan ve makamından ayrılmasıyla birlikte özellikle Suriye cephesinde partnersiz kaldığı ifade ediliyor. Demek ki, ABD’nin tepesinde de ayak oyunlarıyla eski oyunlar yıkılıyor ve yeni oyunlar kuruluyor. Esasında bu noktadan ötesiyle alakalı olarak Mustafa Erdoğan’ın ilginç bir analizini aktaralım: “Gelinen noktada Batı sistemi dışına çıkmış Mursi iktidarıyla birlikte Mısır’ın yanında Türkiye de artık Batı’dan onay almaksızın bölgesel politikalar geliştiriyordu. Bu noktada bunun böyle devam edemeyeceğini düşünen ABD devleti içinde bir grup darbe yaptı. Bir yıl içinde kurgulanan operasyonlarla eski ekibi tasfiye ettiler.

Libya’da bir Selefi’nin ABD Büyükelçisi’ni öldürmesiyle 1. Kanadın (Hillary Clinton, David Howell Petraeus, Leon Panetta) politikaları hem devlet hem de Amerikan halkı nezdinde sorgulanır oldu. ABD toplumunda “Ortadoğu’dan gelen sıkıntılar yeter havası” egemen oldu. Başkan Obama’da 2. dönemi için dünya üretim dengesinin ve ekonomik gücünün kaydığı Pasifik(Asya)’yı kendine hedef seçmişti. Bu gelişmeleri fırsat bilen karşı kanat tarafından, büyükelçi cinayetiyle önce Hillary Clinton “topal ördek” konumuna düşürüldü (yerine John Kerry geldi). Daha sonra “klasik bir seks skandalıyla” CIA Başkanı Petraeus istifaya zorlandı. CIA’nin başkanlığına en başından beri “Suriye muhalefetine silah verirsek, İslamcıların eline geçer. Başımıza bela olurlar” söylemindeki (işkenceleriyle maruf) Brennan getirildi. Savunma Bakanı Leon Panetta önce perde arkasına çekildi; şimdi de yerine Chuck Hagel atandı….”

Obama’nın yeni ekibi, Suriye’de sonsuza kadar Hizbullah ile Kaide birbirini kırsınlar havasında.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi