Ah London!
Birkaç gündür Londra’dayım.. GPU 2013 Global Barış ve Birlik Vakfı’nın etkinliklerine katıldım. Birçok İslam ülkesinden 100’e yakın konuşmacının davet edildiği bir kültür festivali bu.
Salamworld de etkinliğin sponsorlarından, Türkiye’den sadece Erkam yayınları ve bir gümüş işi yapan bir arkadaş katılmış.. Bir de İngiltere’de yaşayan Türklerden birkaç kişi var..
Burada Abdurrahmim Boynukalın’la buluştuk/ Aziziye Camii’nin yönetiminden Hakan Camus beyle beraber dolaştık biraz.. Tony Blair’in Müslüman olan baldızı ile de tanıştık..
Hakan Camus’un Hukuk bürosu var burada.. İngiltere’de Hıristiyanların durumunu sordum.. Kiliseye gidenler yüzde 12 kadarmış. Çoğu yaşlı ve kiliseye gidenlerin % 65 ise Afrika ve Asya’dan gelenler.. Yani kiliseye giden İngiliz Hıristiyanların oranı % 5 gibi bir şey..
Kilise son olarak rahibelerin de papaz olması yönünde bir karar almış. Bu da gelenekçiler ve muhafazakarların bölünmesine sebeb olmuş..
Her yerde gözünüze çarpan kiliselerin içi boş anlayacağınız. Batı ruhunu ve aileyi kaybediyor.. Alkol ve uyuşturucuya yöneliyor..
Peki Müslümanların durumu ne.. Camilerin sayısı ve cemaat artıyor. Cemaat genç ve kadınların ilgisi daha fazla.. Bizde taban güçlü ama derinlik az. Bir diğer sorun da camilerin farklı grubların elinde olması..
Aslında düne kadar bu cemaat yapıları lokomotif bir görev görüyordu. İktidar güçleri ve servetleri sayıları arttıkça daha izole bir hayat yaşamaya başlıyorlar.. Kendi kendilerine yeterli iseler artık mezhebi, etnik, ideolojik tercihler öne çıkıyor ve ayrışmaya başlıyorlar..
Cemaat yapılarının başında yaşlı ve belli konulara angaje kişiler var. Bunlar bana kalırsa dünyanın ve gençlerin taleplerini anlamakta zorlanıyorlar..
Kesinlikle daha fazla bilimsel, estetik; felsefi bir derinlik kazanmamız gerek..
GPU’da bunu hemen görüyorsunuz. İslamic Channel’in ana sponsor olduğu buluşma daha çok bir şenlik havasında.. Helal şekerlemeler, eğlence, ezgi grubları, biz terrorist değiliz tepkileri, yardım kampanyaları şeklinde..
Bunları aşmamız gerekiyor.. Zaman, mekan ve şartlar değişti.. Eski hal muhal.. Bizim sadece Müslümanlara söyleyecek sözümüz yok. Yüzümüzü insanlığa dönmemiz gerek.. Daha global düşünmemiz gerek.. Onun için de büyük bir zihniyet değişikliği gerekiyor..
İçine düştüğümüz şartların sebebini sadece ötekilerin hileleri olarak görmek de yanlış.. Karanlık aydınlığın yokluğu. Direneceğiz Allah yardım edecek ve kazanacağız.. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz.. Sadece İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar değil meselemiz..
Nedense bilim ve sanat konusunda hâlâ yayayız. Bugünki üniversitelerde okuyan çocuklar özel bir çabaya sahip değilse ve sadece öğretilenleri uyguluyorlarsa tıbbından mimarisine, sanayisine ve siyasetine kadar batının değerler sistemi, kavram ve kurumları ile bakıyorlardır dünyaya.. Farkında olmadan, batıya batı argümanları ile rekabet ediyorlar..
Bizim bazı şeyleri yeniden düşünmemiz gerekiyor. Övgü ve sövgüyü bir kenara bırakıp, geçmişi sorgulamamız ve bir gelecek tasavvuruna sahip olmamız gerekiyor.. Yeni bir medeniyet tasavvurumuz olmalı.. Bu işler de öyle siparişle olmuyor. Ya da bu işler sadece devlet ve siyaset eli ile olmaz. Herkesin sorumluluğu bu.
İnterneti daha etkin kullanmamız gerek.. Korkmak ve savunma refleksi ile hareket etmek değil sadece.. Evet korku ile umut arasında bir yerde duracağız ama umudumuz korkularımıza baskın olacak. Yoksa bu mücadeleyi kazanamayız..
Londra’yı dolaşıyoruz. 10 yıl öncesine göre daha yorgun ve solgun, eskimiş, umutsuz bir Londra görüyorum.. Gideceği yeri bilmeyen bir toplum.
Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz..
Batı tarihe geri dönemez, bir gelecek tasavvuru da yoksa, bu gidiş nereye.. Demokrasi ve insan hakları gibi değerler, batılı insanın yeni dini gibi gözükse de gün bu kutsallarına ihanet eden bir toplum, bu değerleri daha ne kadar muhafaza edebilir ki..
Bu durum sadece İngilizlerin sorunu değil, Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar, İskandinav ülkeleri, Hollandalılar..
Yılbaşı yaklaşıyor ya, şimdi hepsi eğlenmek için şarap stoklamaya başlamışlar bile.. Gelecek adına ise sadece fal ve kehanetlere ilgi duyuyorlar sanki..
Batı! Güneşin battığı yer. Güneş bir yerde batıyorsa başka bir yerden doğmaktadır.
Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirir çevirir.. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.