Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

28 Şubat

28 Şubat

Sahi 28 Şubat’a kaç gün kaldı. Bu arada 28 Şubat davası ne oldu? 12 Eylül davası da, Balyoz da, Ergenekon da unutuldu gitti.. 

Muhsin Yazıcıoğlu davası ile ilgili de yeni bir gelişme yok.. Şimdi gözler derin devletten çok paralel devlette.. Merakla beklenen paralel devlet davası..

Daha 28 Şubat post modern darbesinin hesaplaşması bitmeden başımıza bir de paralel devlet olayı çıktı..

Aslında 28 Şubat davası ile paralel devlet birbirinin çok da yabancısı değil. 28 Şubat öncesi kurulan Refahyol hükümeti, Balyoz ve Ergenekon davası ile mahkûm edilmeye çalışılan derin devlet içindeki söz dinlemeyen çocukları yola getirme hareketinin ilk etabını oluşturuyordu. Yani Tansu Çiller bir gecede hidayete filan ermedi.. Baykal da “Muhtar bile olamaz” hale getirilen Erdoğan’ı kendi sırtında siyasete taşırken o da bir gecede hidayete ermemişti..

Balyoz ve Ergenekonda sanık sandalyesine oturtulan 3 ayrı grubtan kişilerdi.. Laikçi, Ulusalcı, Ilımlı İslam Projesine karşı çıkan Kemalistler. Bunların yerine gelmesi düşünülen ve bu proje açısından sorun çıkarma ihtimali olan, tasfiye edilmesi gereken potansiyel risk grubu ve tepedekilerin iddialarından vazgeçmeleri halinde onların yerine içeri atılması düşünülen günah keçileri..

Paralel devlet, derin devleti tahkim etmek için sisteme enjekte edilmesi gereken ılımlı İslamcılar ve yeşil sermayeden oluşan  kişilerdi ve derin yapıdan tasfiye ise, sistemin İslamcılarla tahkim edilmesine karşı çıkan kraldan fazla kralcılardı..

28 Şubat’ın sene-i devriyesinde, henüz 28 Şubat tartışmaları bitmeden, yeni bir tartışma ile karşı karşıyayız..

Biliyorsunuz Refah-Yol çökünce, Anasol-M hükümeti kurulmuştu.. MHP sisteme entegre edildi ve Özal’ın ANAP’ı içi boşaltılıp, derin yapının Truva atı haline getirildi.. Mesut Yılmaz’a da bu işin taşeronluğu görevi verildi..

Erdoğan’ın Mesut Yılmaz ya da Cindoruk olması isteniyor bugün de.. AK Parti ANAP’laştırılmak isteniyor..

Aslında paralel yargı, dün Çatlı’nın kendine bağlı kadrolarla gerçekleştirmediği hesaplaşmayı tamamlamak için devreye girdi. Bir bakıma Çatlı’nın rövanşı gibi idi.. Refah-Yol hükümetinin paralel yapının önünü açmasını engelleyenler bu operasyonla tasfiye edilecekti..

Gelinen noktada büyük ölçüde derin bir mutabakat sağlandı ve bugün gerçekleştirilmekte olan operasyon, içeride derin devlet ve paralel devletin ortak operasyonu.. Dışarıda ise İsrail, çeyrek asırlık bu projeye başından beri karşı çıksa da, bu kadar emek verildikten sonra böyle aniden bitmesini istemiyor. Onun için arkası arkasına ataklar yapıyor ve emrivaki siyaseti izliyor..

ABD ve AB ülkeleri biraz mahcup, biraz da ürkek bir tavırla, ne yapacakları konusunda derin bir tereddüt içinde günü kurtarmaya çalışıyor sanki..

Zaten Mısır’da, Suriye’de, Irak’da ve diğer daha birçok İslam ülkesinde giderek inisiyatif kullanamaz hale gelirken, bir de Türkiye’yi kaybetmek kendileri için kabul edilemez bir potansiyel risk oluşturuyor..

Kontrol edemediğin kriz sana hizmet etmez.. Ve de haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder..

Bu süreçte cemaat kötü bir şekilde deşifre oldu. Darbelerle ve derin devletle hesaplaşma adı altında oynanan kirli oyun ortaya çıkınca, bu derin ilişkiler Türkiye’nin gündemine otururken, batının kirli planları dünyadaki mazlum milletlerin gözlerinin açılmasına sebeb oldu..

Şimdi gelinen noktada ne cemaati bırakabilirler, ne de bu yapıyı kambur gibi sırtlarında taşıyabilirler..

Tam da seçim arefesinde yeniden 28 Şubat’ın tartışılması önemli.. Aslında 31 Mart da böyle bir rezaletti..

Toplum şimdi, ekonomik yolsuzluk ve kasetlerden çok, derin devlet ve darbelerle hesaplaşma adına, paralel devletle derin devletin milli iradeye karşı ittifak kurma çabalarına şahit olmanın şokunu yaşıyor.. Bu işe dinin alet edilmesine ve yeni üretilmeye çalışılan ya da toplumun dönüştürülmeye çalışılan din algısına yönelik komploların ortaya çıkmasının şokunu yaşıyor..

Paralel devlet, derin devlet kadar ya da bugün yaşadığımız süreç 28 Şubat kadar önemli bir hadise..

Darbe hesaplaşmasına tüme varım yolu mu kullanmalı, tümden gelim mi bilmiyorum. Ama sondan, yaşadığımız sıcak gelişmelerden başlayarak, tüm darbelerin paralel bir şekilde yargılamasının yapılması benzer özellikler, kavramlar, kurumlar, kadrolar ve kişileri daha yakından tanımak açısından daha açıklayıcı olabilir..

Bunlar aynı zihniyetin zebunu olan insanlar.. Bu tür darbe planlarında kullanılan şablonlar aynı.. Tüm darbeciler zihniyet ikizidir ve bunun sağı solu, dincisi yoktur..

28 Şubat’ın şeyhinin yediği haltları biliyorsunuz. Bir tane şeyhleri de yoktu. Bugün de paralel yapının paralelinde bir sürü dini grub var. Şimdilik onlar gelişmeler karşısında panikledikleri için seslerini kısmış vaziyetteler. Yoksa onlar da şimdiden bayrak gösterirlerdi.

28 Şubat’a direnenler, paralel devlete de direnirler.. Biz bu filmin başka bir versiyonunu daha önce görmüştük..

Bu işler böyledir. Ayakta iken elini öpenler, oturunca saldırır, düşünce vururlar..

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi