Küçük Stalin!
Putin, lider boşluğunda veya kaht-ı rical devri gölgesinde giderek dünya barışını tehdit eden tehlikeli bir siyasi figür olarak sivriliyor. Rüzgâr kaht-ı rical sayesinde arkasından esiyor. Batılı ülkeler zayıf zamanında bilerek veya bilmeyerek Rusya’yı güçlendiren politikalar izlediler. Fırsatları heba ettiler. Rusya’yı zayıflatmakta ve çevresindeki orta ölçekli ülkeleri güçlendirmekte isteksiz davrandılar. Bildik şeytana tapındılar. SSCB’den kopan ülkelerin Rusya aleyhine güçlenmelerine imkân vermediler. Kazakistan ve Ukrayna gibi ülkelerde izledikleri politika buna misaldir. Aksine, ABD; İslam âlemine yönelik saldırgan politikalarıyla enerji fiyatlarının artmasına hizmet ederek Rusya’yı düştüğü çukurdan kurtarmıştır. Bush savaşmış, Putin hazinesini doldurmuştur. Şimdi savaşma sırası ona gelmiştir. ABD, AB ve Japonya ekonomik olarak durgunluk içinde yüzerken (en az 10 yıldan beri) Rusya enerji fiyatlarının artması nedeniyle toparlanmıştır. Çin ise, her sahada büyümekte ve serpilmektedir. Elbette yine de Senatör McCain’ın yaptığı gibi, Rusya’yı benzin istasyonu Putin’i de pompacısı diye küçümseyebilirsiniz. Ama sadece hafife almış olursunuz. Fiiliyatta bir işe yaramaz. Herkesin yumuşak güç olmaya özendiği bir sırada Ruslar haşin bir güç haline gelmişlerdir. Ve ayı postuna bürünmüş olarak da Ruslar, bu güç gösterisine inanmakta ve iman etmektedirler. Dolayısıyla Rusları ve Putin’i yumuşak güç olarak durdurmanın imkânı yoktur. Bundan dolayı ambargo Putin’e sökmeyecek ve işlemeyecektir. Japonya ve Batı bir bütün olarak bazı alanlarda ambargo kararı aldılar ve alıyorlar ama; Rusya bunlara meydan okuyor. Batı, dünyanın yarısına ambargo uygulayamaz. İran ve Rusya derken mesele dolaylı olarak Çin’e dayandığında, Batı kendisine ambargo uygulamış olacaktır. Suud İstihbaratının efsanevi ismi (24 yıl bu görevde kalmıştır) Prens Türki el Faysal, Obama’nın dikkatini sadece Filistin meselesiyle İran’a teksif ettiğini söylemektedir. Putin göz açıp kapayıncaya kadar Kırım’ı Ukrayna’dan koparırken ve yutarken Obama Filistin’de olmayacak dualara amin demekle meşguldü. Onlar için İsrail’in bekası her şeyden önemli! Bundan dolayı siyasi kabirlerini kendileri kazıyorlar.
*
Obama Filistinlilerle İsrail’i barıştırmaya çalışıyor. Halt ediyor. İsrail’in acelesi olduğunu düşünüyor. İki nedenden dolayı. Birincisi, demografik/nüfus yapısının zamanla Filistinlilerin lehine gelişmesi. İkincisi de, İsrail’in girerek yalnızlaşması. İsrailliler bu yalnızlaşma söylemine ifrit oluyorlar. Obama bu buzlanmanın kırılması için barışın şart olduğuna inanıyor. Filistinlilerin nüfus artışı nedeniyle Netanyahu, İsrail ismini yeterli görmeyerek Araplara ve Filistinlilere Yahudi devleti ismini de tasdik ettirmeye ve dayatmaya çalışmaktadır. Yarın nüfusları azalsa bile burası Yahudi devleti olarak varlığını koruyacaktır! Demokrasi ise hak getire! Yine de Kırım meselesinin ortasında Filistin meselesine kapaklanan ve odaklanan Obama, Mahmut Abbas’dan risk almasını istemiştir! Daha önce de Netanyahu’dan zorlu kararlarla karşı karşıya olduğunu söylemiştir. Abbas’a risk almayı tavsiye eden Obama acaba Suriye’de niye risk almamıştır? Suriye’de risk alamayan İran’da risk alamaz ve İran karşısında risk alamayan Putin karşısında hiç risk alamaz! Pısırıklığıyla Obama bütün kartlarını yakmıştır. Dünyayı küçük Stalin tehlikesiyle karşı karşıya ve başbaşa bırakmıştır! Suriye’de saldırgan Esat’la bir olan Putin’i kendisine ortak almış ve ödüllendirmiştir. Halbuki, Putin ile Esat aynı hamurdan ve mayadan mamul kişiliklerdir. Küçük Esat büyük Esat’ı şimdilik beşe katlamıştır. Bundan sonrasını ise hayal bile edemiyoruz. Küçük Bush olarak anılan oğul Bush da zulümde babasını katlamıştır. Çoklarının nazarında Putin, küçük Stalin’dir ve amacı Sovyetler Birliği’ni yeni dönemde küllerinden diriltmek veya hortlatmaktır. Gürcistan’dan sonra Kırım ikinci hamlesidir. Peş peşe askeri maceraların peşinde dolaşıyor. Bir taraftan toprak meselesi üzerinden Japonya ile sürtüşüyor. Diğer taraftan ise dünyanın gözü önünde oldu bittilerle Kırım’ı Ukrayna’dan koparıyor. Hem de anestezi yapmadan!
*
Bir de Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasından dolayı timsah gözyaşları eşliğinde kederli ve üzgün olduğunu söylemektedir. Bu taşıdığı yalan ve nifak gibi hasletler onun sıra dışı bir zorba olduğunu göstermektedir. Deli Petro, Birinci Nikola ve Stalin bazı selefleri arasında sayılabilir. Maalesef hâlâ Putin hafife alınmaktadır. Bizde iç kavgaya gömülen basın, Kırım meselesini geçiştirmiştir. Referandum sırasında neredeyse Türk basını meseleyi birinci sayfadan bile görememiştir. Kendimize vurmaktan Putin’e vurmaya mecal kalmıyor ve sıra gelmiyor. Hükümet olarak da; elbette kabahatlerimiz var. Kırım meselesi gündemde iken filoyu Ümit Burnuna sevkediyoruz. Ne alaka? Süleyman Şah’la ilgilenmek önemli ama; Boğazlar ve Boğazlar’ın kilidi olan Kırım daha önemli değil mi? Hayret etmemek mümkün değil. Zorbalar kim veya nerede olursa olsun aynı değil mi? Ama fiiliyatta öyle görünmüyor. Küçük Bush’a kızanlar nedense küçük Stalin’in tehlikesi karşısında kulaklarının üzerine yatıyorlar. Lal-u ebkem kesilmişler. Putin karşısında süt dökmüş kedi gibi duruyorlar. Amerikan solu ile birlikte dünya solunun sefalet ve rezaletini izliyorum. Tarihin bir diliminde donup kalmışlar. Onları Kırımlı komünistler değil, Ukraynalı faşistler ilgilendiriyor! Türkiye’deki benzerleri gibi iğrenç adamlar! Hâlâ soğuk savaş kalıplarıyla düşünüyorlar. Bazı İslamcıların da onlardan etkilendiklerini ve onların kayığına bindiklerini görebiliyoruz. Suriye’de pusulayı doğrultamayanlar Kırım’da da kıbleyi bulamadılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.