Yeni bir başlangıç
Bu seçimi de halk kazandı! Ve zor bir seçimi geride bıraktık.
Elbette her seçimin galipleri ve mağlupları olur. Türkiye’nin bütünü ve mahalli seçim olması hasebiyle her ilin sonuçları ayrı ayrı dikkate alınarak geniş bir durum değerlendirmesi yapmak şarttır. Bunu öncelikle kaybedenlerin yapması beklenir. Fakat bu seçimin sonuçları üzerinde asıl kazananların durması gerekir.
Zafer kazananlar daha soğukkanlı düşünerek hareket etme ve hasımlarının görmediği hatalarını düzeltme gücüne sahiptir.
Seçim 2002 yılından beri Türkiye’yi yöneten ve geçen zamana rağmen seçim kazanmaya devam eden iktidar partisi açısından bilhassa önemlidir. Bir seçimden daha başarılı çıkmakla Türkiye’nin geleceği hususunda en fazla söz sahibi konumunda bulunmaları bunu gerektirmektedir.
Türkiye’nin 21. Yüzyıl başında yaşadığı dönüşüm, dünya sistemini doğru okuyarak kendini yeniden tanımlama çabası, elbette kolay başarılabilecek bir iş değildir. İyimserlik esas olmakla beraber, böyle bir çabanın karşı karşıya kalacağı zorluklar da tahmin edilemez değildir. Türkiye kendini konumlandırırken köklü bir devlet varlığının ortaya koyduğu verileri ihmal edemez. Bu çerçevede oluşturulacak siyaset, dışarıda karşılaştığı güçlükler yanında içeride de engellemelerle karşı karşıya kalabilir.
Türkiye dış güvenliğinin iç güvenlikle ilişkisini son olaylar sırasında bir daha kurmak zarureti ile karşı karşıya kalmıştır. Devlet kavramını önemsizleşirmeye yönelik sistemli tavırlar, ülkemizin ve milletimizin geleceğini tehdit eder boyutlara varmıştır. Devlet’i siyasetin merkezine almak, bugünkü yönetimin karşı karşıya kaldığı mühim bir meseledir. Son olaylar göstermiştir ki, görünür hedef mevcut iktidar partisi ve onun lideri olmakla beraber, asıl hedeflenen Devlet’tir. Devlet kavramının bütün boyutlarıyla ele alınıp, güvenlik başta olmak üzere bir çok konu üzerinde ciddi şekilde düşünmek ve zaaf noktalarını görerek düzenlemelere gitmek gerekmektedir.
Seçimin galibi olan parti, 12 yıllık hükümet döneminde birçok başarıya imza atmıştır. Türkiye’nin dönüşümünü birçok alanda başarılı şekilde başlatmış ve sürdürmüştür. Fakat bu kadar uzun süren bir iktidarın bazı zaaflara düşmesi kaçınılmazdır. Bu zaafları en iyi bilecek ve gidermek için harekete geçecek olan da yine onu yönetenlerdir.
Yakın dönemde yaşananlardan herkes payına düşeni almıştır. Fakat, asıl hisse alanın Başbakan olması beklenir. Onun Türkiye’nin son 25 yılındaki rolü, büyük bir başarı hikâyesi olduğu kadar, ciddi bir tecrübe birikimidir. Bu tecrübe birikiminin son üç ayda ikiye, üçe katlandığını tahmin edebiliriz.
Mevcut iktidarın, soğukkanlılıkla gerçek anlamda bir arınmaya, iç temizliğe hazır olması beklenir. Siyaset alanında yapılacak düzenlemeler, elbette bürokratik alanda da kendini gösterecektir. Yönetim bu seçimle bir taraftan siyasetini, siyasetinin aktörlerini yeniden gözden geçirmek fırsatını yakalamış, diğer taraftan da idareyi ve devlet sistemini güçlendirecek sağlam bir halk bir desteği elde etmiştir.
Bu seçimden sonra Türkiye’nin geleceğinde muhalefetin müessir rol oynama ihtimali ortaya çıkmış bulunmaktadır. Körü körüne iktidar karşıtlığı yerine, geleceğin Türkiyesini kuracak reformlarla ilgili olarak yapıcı muhalefet için zemin hiç bir zaman bu kadar müsait olmamıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.