Mısır’da yeni Emevi rejimi !
‘Öldürmek bizim işimiz’ diyen ve uygulayan Sisi aslında bu misyonunu işgalci Amerikalılardan tevarüs etmiş ve devralmış. Vietnam Savaşı sırasında bir Amerikan üssü duvarı şu ibareye tanık oluyor: “Killing is our business and the business is good”. Yani; “Öldürmek bizim işimiz ve işler iyi gidiyor.” İşlerin iyi gitmesi aslında karanlıkta ıslık çalmaktan ibaret! Evet Amerikalı askerler duvarlara bu sloganı yazmış olabilirler ama işlerin iyi gitmediği sonra anlaşıldı. Amerikalılar tarihlerinde en büyük hezimetlerinden birisini Vietnam’da tattılar. 8-10 yıl süren işgal denemesinden sonra hüsrana uğradılar. Ruslar da Afganistan’da onlara özendi ve yenildiler. İmparatorluklarını kaybettiler. Amerikalılar Vietnam bozgunlarını bir kez daha Irak’ta tattılar. Ama Yusuf Neda’nın dediği gibi insanlar tarihten pek ders almıyorlar. Toplumlar ve devletler olarak tarihin kötü talebeleriyiz. Amerikalıların başka halklara karşı yaptıklarını yerel ve iç işgalci olarak dizayn edilmiş ordular kendi halklarına reva görüyorlar. Bununla birlikte hesaba katılmayan bir husus var. Tarihin bu diliminde insanlar sinmeyi kabul etmiyorlar. Asimetrik ve orantısız güç kullanılsa da direniş de ona göre şekilleniyor, gelişiyor. Nasır’ın tuğyanına karşı Allah Seyyid Kutup gibi karşısına Everest Tepesi gibi bir direnen adamı çıkartıyor. Mısır’da nifak da derin, iman da.
*
Köşe kadılarından Muhammed Haseneyn Heykel askerlere yalakalığın ileri örneklerinden birisini göstererek; Sisi’nin zorunlu/zoraki aday olduğunu savunmuştur. Sisi onun takdim etmeye çalıştığı gibi zorunla ve zoraki aday değil, zorba adaydır (ızdırari değil kasri). Köşe kadılarının açtığı bidat çığırını kazaskerler tamamlıyor. Veya derinleştiriyor. Madem Sisi zorunlu aday ve Heykel’in ifadesiyle programa ihtiyacı yok! Kendisi program sayılır. Ve kampanyaya da ihtiyacı yok. O zaman seçime de ihtiyaç yok! Zaten kampanyayı onun adına Nur Partisi ile Ezher deruhte ediyor, meccanen yürütüyor. Daha ötesi Sisi için Emevi modeli uygulamasına geçiliyor. Sisi zoraki veya zorunlu adaysa bu durumda kampanyaya ve hatta seçime ihtiyacı yok. Tarihin bir döneminde kahraman olarak Mısırlıları kurtarmak için yalın kılıç ortaya atılan veya kendini tehlikeye atan Sisi’ye varsın biat edilsin gitsin ve bu iş bitsin! Formaliteye ne gerek var. Riyakârlığın da bir samimi yönü varsa, bu olmalıdır. Halkı ve diğer adayları yormaya ne gerek var! Aradan formaliteleri kaldırmak lazım. Köşe kadısı Muhammed Haseneyn Heykel’den sonra kendi misyonuna agâh olan Ezher de Sisi’ye biata çağırmıştır. Böylece 25 Ocak 2011 devrimi yalakalarla birlikte yoz Emevi idaresi tarzına geri dönmektedir. Dördüncü cebabire döneminden yeni ve ikinci hilafet dönemine geçileceği yerde Obama ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton gibilerin riyakârlığıyla birlikte Mısır yeni Emevi rejimine uyanıyor veya tarihi Emevi rejimine geri dönüyor.
*
Ezher, Haseneyn Heykel’in çığırını tamamlıyor. Mürsi aleyhinde sokaklara inilmesini meşru addeden lakin Sisi karşısında aynısını yapmayı yasaklayan Ezher yine çifte standarda imza atmış bulunuyor. Bundan dolayı bihakkın ‘ılımlı İslam’ modelini temsil ediyor. Tam da Amerikalıların istediği türden. Bundan dolayı Afganistan vesair yerlerde şubeleri açılıyor. Neden olmasın? Daha iyisini mi bulacaklar? El Ahram el Arabi meseleyi kapağına çekmiş ve Ezher’in yeni başkanın biat usulüyle seçilmesini istediğini duyurmuştur! Yeni Emevi ulemasından olan Dr. Muhammed İbrahim Hafnavi iyi olmasa bile fitne şüphesiyle otorite ve yöneticiye karşı çıkmanın haram olduğuna dair fetva veriyor. Heykel’in kazasker (asker müftü) dostlarından Dr. İsmail Şahin de Sisi’nin ehli hal ve akd vasıtasıyla seçilmesi gerektiğini savunuyor. Yani halkı aradan çıkartıyorlar. Urfalıların deyimiyle bi’ye si’ye formülü uyguluyorlar! Devlet erkanı biat etse kâfidir. Kalabalıklar kalabalık etmesin! Heykel ile bazı saray ulemasının biat etmesi kâfi sayılır. Bu çığlıkları veya çağrıları değerlendiren gazeteci-yazar Nadiye Ebu’l Mecd bunun demokrasi ve siyasetle de alakasının bulunmadığını ifade ediyor. Nadiye Ebu’l Mecd baştan beri Sisi’nin seçim kampanyaları düzenlemeyeceğini ilan ettiğini hatırlatıyor. Biat aynı zamanda Sisi’nin kemer sıkma programına da uygun düşüyor! Zaten diktatörlük veya otoriterlik yani tek adamlılık da adam israfını önlemiyor mu? Her kafadan ses çıkacağına en güçlü olan konuşsa ve bütün aykırı veya akortsuz sesleri bastırsa ne lazım gelir? Sadece Ezher’dekiler değil aynı zamanda orada burada serpiştirilmiş saray uleması da Müslüman Kardeşler’in de Sisi’ye biat etmesi gerektiğini telkin ediyor. Kuveytli hatiplerden Hay Hay, Müslüman Kardeşler’in Sisi’ye biat etmesini istiyor. Ölenleri için de bir formül düşünüyor olmalı! Sisi’ye kurşun parası ödeseler uygun olur herhalde. Biz ne dersek diyelim; Vefd gazetesinden Ala Arabi’nin yazdığı gibi, Mısır’da Sisi’ye biat çılgınlığı alıp başını gitmiş. Biat törenleri ve biat merasimleri çılgınca devam ediyor. Bunu İslamcılar Mürsi için yapsalardı alimallah yer yerinden oynardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.