Bir zamanlar
Kimileri, “himmet ederlerse himmet görecekleri” düşüncesi ile Pensilvanya’ya koşuyordu. Kimileri ise, hapishane kapısında “Dokunan yanar” diye bağırıyordu..
Bugün “kaçan kurtulur” diyorlar.
Tıpkı dün “terörü bitireni bitirler” denirken, bugün “barışı bitireni bitiririz” der gibi..
Kuşkusuz çeyrek asırlık bir uluslararası projenin tasfiyesi öyle hemen olacak iş değil.. 160 ülkeye yayılmış uluslararası bir projeden söz ediyoruz. İşin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, teolojik boyutu var. İşin içinde CIA, MOSSAD, Vatikan var..
Olay büyük ölçüde deşifre oldu.. Bu önemli.. Örgütün yapısı hakkında da çok geniş bilgi sahibi oldu resmi kaynaklar. Hem içeriden, hem de istihbarat kaynaklı çok geniş bir bilgiye sahip hükümet..
Gezi ile, aslında Oslo süreci ile başlayan örtülü bir hesaplaşma vardı..
Derin ittifak Gül Cumhurbaşkanı seçildiği gün bozulmuştu..
En son 17 Aralık süreci ile saflar ayrıştı ve derin hesaplaşma gün yüzüne çıktı..
Cemaat denen yapı, bir haftada iktidarın işini bitireceğini düşünüyordu. En kötü senaryoda bile bu günkü hezimet düşünülmemişti..
Çeyrek asırlık bir proje, üstelik, İsrail, ABD ve Vatikan’ın desteğini aldıktan sonra nasıl başarısız olabilirdi ki!
Bunu kabullenmek zor. Geri dönüş ya da tasfiye imkânsız.. O zaman geriye tek yol kalıyor, direnmek. İntikam almak, zarar vermek, hesap sormak..
Geri dönerlerse, o teolojilerini kaybedecekler.. Geçmişleri, bu günleri ve gelecekleri, hayalleri ile birlikte yokolacak.. Tam “sona geldik” derken, bir anda her şeylerini kaybetmelerini kabul etmeleri öyle kolay olmayacak..
Şimdi zaman kazanmaya, güçlerini korumaya çalışıyorlar..
Sempatizanlar hızla çözülüyor. Asıl kriz işadamlarına yönelik operasyon başladığında kopacak. Ve bir de sıra profesyonellere geldiğinde.. Adamlar işlerinden olacak, sanık durumuna düşecekler. Kimse de yardım etmezse çok zor durumda kalacaklar.. Zaten çoğu aileleri ile de sorunlu olduğu için ciddi bir kriz sözkonusu olacak..
Cemaat sürekli tarih veriyor. Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandılar.. Erdoğan gider, iktidar düşerse onlara gün doğacak. Öyle zannediyorlar ama, aslında işleri çok zor.. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar sonra yakalanır..
Cumhurbaşkanlığı sonrasında da milletvekili seçiminden söz edecekler.. Ama o saatten sonra kimseyi daha fazla tutacaklarını sanmıyorum..
Profesyonellerden himmet kesintileri bitti, şimdi maaşlarının yarısını ödeyerek durumu idare etmeye çalışıyorlar..
Daha kısa süre önce Bank Asya’nın finans açığını kapatmak üzere, herkes arabasını satsın parasını bankaya yatırsın çağrısı yapmışlardı.. Yarın para alamayıp, işten çıkartıldıktan ve hesap sorulmaya başladığında kızılca kıyamet kopacak.. Daldıkları derin uykudan bazıları o zaman uyanacaklar, ama korkarım o zaman çok geç olacak..
Artık o görkemli Türkçe Olimpiyatları olmayacak. Ne katılacak bakan bulabilirler, ne de iş adamı..
Tek sorun Türkiye değil.. 160 ülkede krizler birbiri arkasına patlayabilir.. Batan bir gemide kimse yola devam etmek istemeyecektir.. Amerika da Gülen aşkına Türkiye ilişkilerini riske sokmak istemeyecektir.. Paralel yapı her taraftan sökün edecek sağanak karşısında çok fazla direnemez..
Yakın bir zamanda karşılarında el pençe divan duranlar hesap sormaya başlarlarsa şaşmamak gerek.. Bu işler böyledir.. Ayakta iken elinizi öpenler, yorulup oturduğunuzda saldırırlar ve düştüğünüzde vururlar..
Paralel yapının hizmet ettiği çevreler, düne kadar ona övgüler düzerken, yarın aleyhinde konuşabilirler.. Alay konusu edebilirler.. Bu işler böyledir.. Kendileri de başkalarına aynen böyle davranıyordu. Bu dünya etme bulma dünyasıdır..
Bu dünyada vefa yok. Hele o dost zannettikleri, bu işin kendilerine zarar vermeye başladığını gördüklerinde, bir anda gerisin geriye dönecek ve hesap sormaya başlayacaklardır. Onların öteki yüzlerini o zaman görürsünüz..
Bugüne kadar işi yine iyi götürdünüz.. İçeride yolsuzlukları bayrak yaptınız, dışarıda birilerine gidip “bunlar İrancı” dediniz, ötekilere gidip bunlar “El Kaide’ci” dediniz!
Takiye de bir yere kadar, hem zaten kime takiye yaptığınız da belli değil. Şimdi birileri AK Partililere takiye yapmaya çalışırken, takiyeci bir ahlaka sahip oldukları için sakın birileri de size takiye yapıyor olmasın!
Bir zamanlar büyük hayallerin peşinde koşanlar, bugün büyük korkuların ağırlığı altında eziliyorlar.. Özgül ağırlık dedikleri şey, taşıyamayacakları kadar ağır bir vebal, bir korkuya dönüştü..
Ve sonuçta ava gidenler avlandılar.. Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan oldular.. “Oyun bitti” diyeceğim de, bu oyun öyle hemen bitmeyecek, şimdi zor ve sancılı yeni bir dönem başlayacak.. Oyunun bitmesi belki bir kurtuluş olurdu ama, oyunun ikinci perdesi yeni başlıyor.. Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.