D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Irak-Şam İslâm Devleti” mi dediniz?

“Irak-Şam İslâm Devleti” mi dediniz?

Strateji uzmanları iri iri laflar ediyorlar. Bir kaç gün içinde hükmü kalmayan yorumlar yapıyorlar. Bizim aklımız pek öyle ermez. Erdiği kadarını yazalım. 

“İslâm devleti” modern döneme ait bir kavram. İslâmiyet’in zuhurundan sonra 20. yüzyıla kadar hiç bir devletin isminde “İslâm” olmamıştır. Buna Hz. Peygamber’in dönemi ve dört halife devri de dahildir. 

Benim bildiğim bu. Aksini bilen varsa, buyursun gelsin! 

Peki geniş İslâm coğrafyasında devletler nasıl adlandırılmıştır?

Hanedan isimlerinin, yer yer şehir ve coğrafya isimlerinin öne çıktığını söyleyebiliriz. Emevilerden Abbasilere, Selçukilerden Osmanlılara bu böyledir. Peki Osmanlılar devletlerini resmen böyle mi adlandırmıştır? Sanıyorum ki, 19. yüzyıla kadar böyle bir adlandırma yoktur. Devlet-i aliyye, yani yüce devlet demekle yetinmişlerdir.

İslâm cumhuriyetleri, 20. yüzyılın ürünüdür. İslâmilik iddiası yine bu yüzyıla has bir ifadedir. İran İslâm Cumhuriyeti’nden önce İslâm cumhuriyeti var mıydı? 

Pakistan olabilir. Pakistan Hind kıt’asında müslümanların ayrılarak kurduğu bir devlet. Hind kıt’asının böylece İngilizler tarafından ikiye hatta üçe bölündüğü iddia edilir. Malum şiar: Parçala hükmet! Pakistan doğu ve Batı Pakistan olarak Hindistan’ın doğu ve batısında kurulmuştur. Arada koca Hindistan bulunan iki parçalı bir devlet! Bir süre sonra Doğu Pakistan Bangladeş olarak ayrılmıştır. Şimdi orası ne cumhuriyetidir biliyor musunuz? “Bangladeş Halk Cumhuriyeti”!

Bir süredir, Suriye olayları dolayısıyla gündemimize giren Irak Şam İslâm Devleti isimli terör örgütünün Irak’ta yaptığı hamle, gerçekten dikkat çekici. Arap baharı ABD’nin, Batı’nın kafasını karıştırdı. Müslümanların kendi kendilerini yönetme ihtimali hoşlarına gitmedi. Otokratik yapıların yıkılmasını seyrettiler, fakat sonrasına pek seyirci kalmadılar. En bariz örnek Mısır. 

Suriye’de sonucu beklemediler. Yıkılacak sistemin kendilerine en yakın olduğunu fark ettikleri andan itibaren oyunu değiştirdiler. 

Şimdi Suriye’de olup bitenler için Çin’i, Rusya’yı, İran’ı suçlayıp duruyoruz. 

Ya batı ülkelerini? Ya ABD’yi?

Batı dünyasının Suriye’de rejimin yıkılıp yerine demokratik bir yapının kurulmasına razı olmamaları yeni bir tutum değil. İddialar demokrasi üzerinden yapılmakla beraber, uygulamalar otokrasi üzerinden yürüyor. Bir çok örneği var. 

Suriye meselesinin çözülmemesinin Irak’ın çözülmesi anlamına geleceğini bilmiyor olabilirler mi? Irak’ın ABD ve Avrupa için Suriye’den daha önemli olduğunu bilmemek mümkün değil. Petrol hâlâ çok değerli ve petrol bölgelerinin kontrolü bu yüzden vazgeçilmez. 

Irak Şam İslam Devleti Örgütü’nün Irak’ın petrol bölgelerinde kontrolü ele geçirmesi bu yüzden şaşırtıcı değil. 

Bu İslâmilik sosuna bulanmış yapının Ortadoğu coğrafyasında gerçekte ne hükmü olabilir ki? Terör, anarşi, karışıklık yapabilirler. Ya devlet yönetmek? 

Bu ne şekilde olursa olsun, ABD’nin, Avrupa’nın hükümranlık alanının genişlemesi anlamına gelecektir. 

Önümüzdeki günlerde eğer bu örgüt Kuzey Irak Kürt yönetimine bulaşmazsa, tabii sınırlarını biliyor demektir. Zaten, Bağdat’ın Şiî yönetiminin askerleri de onlar gelirken geri çekilmişlerdir. 

Siyasî konularda İslâmilik iddiasını ciddiye almaktan yana değilim. Dünyanın en İslâmî devleti hangisidir? İran mı, Suudi Arabistan mı, yeni kurulacak Irak-Şam Devleti mi? 

Benim cevabım “hiçbiri”dir!

Devlet isimle İslâmî olmaz. İcratıyla olur. Şeriat ilân etmekle İslâm devleti olunmaz, adaletle yöneterek olunur! Dünyanın önüne doğru örneği koyarak olunur. Bütün Müslümanların hayrına olmayan hiç bir uygulama, İslâmilikle yaftalanarak Müslümanlara yutturulamaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi