Normalleşmeye doğru
Türkiye ilginç bir ülke. Bazen insanı beise götürecek gelişmeler oluyor ve insana “hayır hayır hiç ümit yok, biz adam olmayız” cümlesini hatırlatıyor. Demokratikleştik, insan hakları kavramını biraz olsun öğrendik, değişiyoruz, gelişiyoruz, insanımıza daha çok değer vermeyi öğreniyoruz veya bir arada yaşamaya bir nebze daha çok yaklaşıyoruz derken bir anda herşey alt üst olabiliyor, sanki bir anda onyıllarca geriye gidiyoruz.
Sonra bir haber geliyor, herşey değişiyor adeta, asık yüzler gülümsemeye geçiyor, evet umut var, diyebiliyoruz. Bence bu haftanın iki siyasi gelişmesi daha doğru bir Türkiye’ye doğru emin adımlarla ilerlediğimizin isbatını içeriyor. Bunlardan biri 12 Eylül darbe davası bünyesindeki gelişme. Ne yapsaydık, asmayıp beslese miydik diyen zihniyet müebbet hapse mahkum edildi. Onlar körpe zihinlere kıymakta hiç bir problem görmemişlerdi. Çocuk yaşta idam edileceğini, annesine bir Allahaısmarladık demesini bile bekleyemediler de “anne beni şimdi götürecekler, sözlerime son veriyorum” yazdırabildiler. İpe götürdüler de bir dakika bekleyemediler de vatan kurtuldu (!) İşte şimdi onlar, halkın gözünde çoktan mahkum olmuş olanlar, kurtardıklarını iddia ettikleri, o çocuk yaşta astıklarından temizlediklerini iddia ettikleri Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi mahkemesinde de mahkum edildiler. Bundan dolayı umut doluyoruz. Gülümseyerek Türkiye’yi iyi günler bekliyor diyebiliyoruz.
Benzer duyguları hissettiren haftanın ikinci gelişmesi ise çatı adayı haberi. Beklenen çatı aday, yani MHP-CHP koalisyonunun cumhurbaşkanı adayı sır gibi saklanırken sonunda açıklandı. İslam Konferansı Teşkilatı-Örgütüne başkanlık eden Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdi muhalefet. Ben adayın kim olduğu, uygunluğu, seçilip seçilemeyeceği gibi konulara girmeyeceğim. İKÖ başkanı iken kendisine getirdiğim eleştiriyi de hatırlatmayacağım. Sadece böyle bir adayın, CHP’deki değişime ne denli delalet ettiğine dikkat çekeceğim.
Öyle gözüküyor ki CHP’de veya şöyle ifade edeyim CHP “bile” biraz biraz normalleşme yoluna girdi. İhsanoğlu’nun adaylığı bize bunu gösteriyor. Siyaseten bence AK Parti’nin işine yarayacak bir gelişme bu, amma velakin dediğim gibi bunun üzerinde durmayalım şimdilik. İhsanoğlu CHP’nin içinden çıkmış bir aday değil. Zaten ondandır ki adaylığına eleştirilerde AK Parti’ye pek bir yük düşmüyor şimdilik, farkındaysanız. CHP’liler kendi muhalefetini maşallah kimseye bırakmıyor, kendileri yapıyor!
Fakat şunu da söylemeden bitiremeyeceğim yazımı, beni acı acı gülümseten bir kare yansıdı ekrana bu arada: Çatı adayı’nın laikliğe olan bağlılığı sorgulanmış anlaşılan ki kendine uzatılan mikrofonlara, lütfen benim şu yayınevinden çıkan şu isimdeki kitabımı okusunlar, benim bu konularda ne düşündüğümü anlarlar, diyordu. Ah dedim içimden, “mesele o değil, siz daha anlamadınız mı!” pankartı açmalı biri bu zata...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.