Fırsat bu fırsat mı?
İsrail vuruyor! Gazze, Kudüs, Batı Şeria.. Topyekûn bir saldırı başlattı..
Bahanesi hazır. Kaçırılan 3 yerleşimcinin öldürülmesi.. Bunun misillemesi 15 yaşlarında bir çocuğa zorla benzin içirilip, canlı canlı ateşe atılarak, yakılmak sureti ile öldürmek..
Bu vahşeti kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.. Eğer bu bir haksa, bu bir meşru müdafaa ise, o zaman uluslararası sularda saldırarak 9 kardeşimizi şehid eden İsrail’e karşı da bizim tepkimiz, gidip Telaviv’i vurmak olmalı..
Ve ardından Gazze’ye saldırdı.. Gazze’yi yoketmek istiyor..
Başlangıçta Hamas’ın ortaya çıkmasına ses çıkartmadı. Filistin’de İslamcı-Laikçi çatışması çıksın istiyordu.. Böylece Filistinlileri birbirine kırdıracaktı. Onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar üreteceklerdi..
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Süreç Hamas’ın lehine gelişti.. Hamas İhvan’ın siyasi kanadı.. Mısır’da Sisi’nin kanlı diktatörlüğüne karşı sabırla direnen bir topluluğun Filistin’deki uzantısı..
Zaman içinde Hamas, FKÖ ile anlaştı. Bu durum İsrail’in oyununun bozulmasına sebeb oldu. Filistin direnişi Kudüs’le özdeşleşti ve sol-laik bir hareket dini bir karakter kazandı..
İsrail bu arada Şiilerin Lübnan’da varlığına da göz yumdu. Çünkü gerektiğinde bölgede bir de Şii-Sünni çatışması için zemin oluşturulabilirdi.
Sonuçta, bu gün gelinen noktada İsrail, Gazze’den kurtulmak istiyor.. Mısır darbesi, Suriye ve Irak’ta yaşanan kriz, Türkiye’de seçim süreci İsrail’in gözünde bir fırsat olarak farklı bir anlam kazandı. Zaten her Ramazan’da saldırıyordu.. Mavi Marmara ve one minutenin üzerlerindeki baskısından da kurtulmaları gerekiyordu. Kararlılık ve cesaret gösterisine ihtiyaçları vardı..
Mavi Marmara sonrası Ankara’yla diyalog arayışlarını bitirme riskini de göze alarak saldırdılar..
Aslında bir kişiye yapılan bir haksızlık, bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir. Bu gün Filistin halkına karşı başlatılan bu topyekûn saldırılar aynı şekilde bütün İslam ümmetine karşı bir meydan okumadır. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle kabilinden İslam dünyasına bir mesaj verilmektedir..
Bu süreçte bir kez daha, gerçekler karşısında kafalarını kuma sokan batılı ülkeler, sözde STK’lar, uluslararası örgütler ve onların içimizdeki ajanları suçüstü oldular. Deşifre oldular..
Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır.. Onların kim olduklarını, sessiz kalmak şöyle dursun bu katliama kimin nasıl destek verdiğini hep birlikte gördük..
Beyaz Türkler, beyaz Araplar, içimizdeki İsrailliler bir kez daha deşifre oldular..
Bu planda Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün kralı, İngiltere, İsrail’le birlikte hareket ediyorlar sanki..
Yapılmak istenen şu gibi; İsrail Gazze’den kurtulmak istiyor.. Daha doğrusu İslami bir Filistin direniş hareketini kendi gelecek planları açısından tehdit olarak görüyor. Seküler-Laik bir Filistin hareketi, İslam dünyasının daha az ilgisini çekeceği açısından İsrail’in elini güçlendirecek..
İsrail’in gelecek planı içinde Sina’da var.. Gazze’nin bir şerid şeklinde Sina yolu üzerinde durması, İsrail’i rahatsız ediyor..
Gazze açıklarında zengin doğalgaz yatakları var.. İsrail bunu kendisi işletmek istiyor ve Gazze’yi bu işe ortak etmek istemiyor..
İsrail’in 3 hedefi var bu operasyon kapsamında:
1- Gazze’den kurtulmak.
2- Kudüs’ü tamamen kontrolü altına almak.
3- Kendi geleceği ve planları için sorun çıkartan Filistinlileri, ya öldürmek veya sakat bırakmak ya da tutuklamak.. 3. yol ise ülke dışına çıkmasını sağlamak.. Ülke dışına çıkmak, ya kaçmaya mecbur bırakmak ya da Ürdün’e gitmesi için kapıları açmak..
Ürdün, Filistinliler için yeni yaşama alanı olarak dizayn edilmek isteniyor. Ürdün kıralı meşruti krallığa geçip, Suriye ve Filistinlilerin ağırlığında oluşacak bir parlamento ile kendilerini yönetmeleri sağlanacak. Böylece Filistin’in işgal altındaki toprakları dikensiz gül bahçesine döndürülecek, Filistin İsrail’e altın tas içinde sunulacak..
Bu konuda Ürdün’le mutabakat sağlandığı iddiaları var.. Ve tabi, yeni siyasi oluşum İsrail’le güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalayacak ve Ürdün’den İsraile yönelik şiddet eylemlerine karşı İsrail’in bölgede operasyon yapmasına imkân tanınacak..
Bu plan, gerçekleşme imkânı olmayan ham bir hayalden ibaret..
Kuşkusuz plan bundan ibaret değil. BOP kapsamındaki 22 ülkenin sınırlarının, rejim ve iktidar yapılarının değişmesi sözkonusu.
Arap emirler, krallar, şeyhleri, ölümü görüp, hastalığa razı olmuş durumdalar. ABD, İngiltere, Fransa, İsrail’in çizeceği çerçevede kendilerine tanınan imtiyazlarla sınırlı yeni bir yola girecekler..
Halkın bu değişime karşı çıkmaması için daha fazla refah, sembolik de olsa daha katılımcı ve şeffaf bir yönetim şekli oluşturulacak. Ilımlı İslam ve sekülerleştirme, dini ritüellere ve sembollere indirgeme operasyonları da başlayacak.. Yani sadece sınır, rejim ve iktidar yapılarını yeniden dizayn etmekle kalmayacak, yeni paralel bir din de icad edecekler..
BOP projesine Türkiye olmadan devam ediyorlar.. Paralel yapıyı da beklemiyorlar.. Geçen zamanın aleyhlerine işlediğini gördükleri için düğmeye bastılar ve harekete geçtiler..
Bütün bunları gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahımız var bizim.. Onlar plan yapıyorlar, ama Allah’ın bu planlar üstü hükmünü hesaba katmıyorlar.. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a Sultan eden Allah, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetini yeryüzünün varisi kılmak istediğini görmek, bilmek istemiyorlar..
Yehuda pişman olacağı bir cinayetin planı içinde.. Zalimlere yardım edenler, ateşin kendilerine dokunacağı günü beklesinler..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.