Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ah!

Ah!

ihvan eğer Mübarek rejimine karşı direnmeseymiş, bunlar başına gelmeyecekmiş.

İhvan’ı Türkiye yoldan çıkarmış.. Sisi’cilerin aklına uyan içimizden birileri insanların hafızası ile alay edercesine garip iddialar öne sürerek İhvan’ın politikasını eleştirirken aynı zamandaTürkiye’yi suçluyor...

Bu zata hatırlatmak gerek: Geriye dönük sorgulama akıl işi değildir. Babam kız olsaydı ben kim olurdum sorusunun cevabını vermek mümkün değil. “Şöyle olmasaydı böyle olmazdı” gibi akıl yürütmelerle bir sonuca gitmek mantıklı bir yol değil...

Sonuç ne olursa olsun, ama biz şunu yapmamalıydık, bunu yaptık, sonuç böyle oldu demek başka bir şey, öbürü başka bir şey...

İhvan meydanlara çıkmadan çok önce insanlar sokağa çıktılar... İlk cenazelerin camiye gelmesinin ardından cemaat sürece müdahil oldu ve ilk cumadan sonra da inisiyatif İhvan’ın eline geçti.. Hapishanelerin boşaltılması ile de İhvan, hareketi kontrol etmeye başladı. Kargaşaya, katliam ve yağmaya izin vermedi...

Seçim vardı, ne diyecekti İhvan “Bize oy vermeyin, biz bu işten anlamıyoruz” mu diyecekti.. Bize oy verecekler, liberallere, solculara, sekülerlere oy versin mi diyeceklerdi...

Türkiye, İhvan’a destek sözü verdi, onları yüreklendirdi. Bu doğru.. “Hayır bize güvenmeyin, size yardım etmeyeceğiz, otorite ile anlaşın” mi diyecekti Türkiye...

Olaylar Tunus’ta Mısır’da, Libya’da aynı şekilde başladı ve aynı şekilde devam ediyor...

Aslında ABD 25 yıldır bölgede çalışıyordu. Türkiye’deki paralel yapının benzerleri oralarda da örgütlenmişti.. İslam ve Demokrasi Hareketi, liberal ve seküler çevrelere her türlü desteği veriyordu...

Batının istediği Türkiye’nin öncülüğünde 22 ülkedeki bu kadroları iktidara taşımaktı. BOP böyle bir şeydi.. Paralel yapı bunun sivil ve bürokratik ayağını, BOP da bu işin siyasi kanadını koordine edecekti...

Bu ülkelerdeki olaylar bir anda ortaya çıkmadı. Bu batılıların desteklediği gruplar yıllardır bu işe hazırlanıyordu zaten. Ama bu inisiyatif bir anda İhvan’ın kontrolüne geçti.

Bizim içimizdeki birileri şimdi diyor ki, “Hayır İhvan, bu inisiyatifi almamalıydı.” Peki bu inisiyatifi kim ele almalıydı? BOP’un bu ülkelerdeki uzantıları olarak İslam ve Demokrasi Hareketinin elemanları...

İhvan böylece BOP’un taşıyıcısı olacaktı...

Evdeki hesap çarşıya uymayınca, Sisi’yi devreye soktular. Nobel barış ödüllü Baradey’i deSisi’ye danışman yaptılar. Baradey artık utancından ortalığa çıkamıyor. Ama içimizden birileriSisi’yi bırakıp İhvan’a yükleniyor...

Cumhurbaşkanlığı için de Erdoğan öne çıkmamalı. Ekmel Bey’e vermeliyiz oyumuzu değil mi?

Beyaz efendilerimizin önümüze koydukları ve onları rahatsız etmeyecek ölçüde taleplerde bulunmalıyız.. Tom amca olmalıyız...

Baradey onurlu adammış. Kayboldu ve sustu utancından!. Ama birileri hâlâ Esad’ı savunabiliyor ve İhvan’ı eleştirebiliyor, Mursi’yi suçlayabiliyor...

Baradey’in rolünü şimdi Tony Blair’e verdiler. Sisi’ye o danışmanlık yapacak... İngilteredoğrudan olaya el koyma gereği koydu. Blair bir bakıma İngiliz hükümet komiseri olarak Sisi’yi denetleyecek...

Yani neymiş, nasıl İHH  Gazze’ye giderken otoriteden izin alacak ise, İhvan da Mısır’dakiMübarek otoritesinden izin almalıydı öyle mi? Haksızlıklar karşısında susmalı, zalim otoriteye tabi olmalıydı...

Sahi, Mursi din dışı, ahlak dışı, hukuk dışı ne yaptı da, ona reva görülen zulmü görmezden gelipSisi cuntasının ya da Mübarek cuntasının günahlarını es geçiyorsunuz... Eleştirecek başka bir konu, başka bir zaman mı bulamadınız da böyle bir zamanı seçtiniz...

Ya da bunu kim adına ve ne için yapıyorsunuz...

Neyse, herkesin eteğindeki taşı dökmesi iyi oluyor. Kim kimdir, öğrenmiş oluyoruz...

Birileri nasıl cennete gidecek ve birileri nasıl cehennemi boylayacaktı. Durmak yok, yola devam, herkes ne için kimle beraber oldu ise, öbür dünyada da haşroldukları gün, aynı günahın cezasını birlikte çekecekler...

Bir zamanlar Ağar ile birlikte siyaset yapmak için lobi yapanları, cemaatle kanka olanları,Erbakan’ı Libya’ya göndermek için girişimde bulunup, sonra da, tezgahlanan oyun karşısında seslerini çıkarmayanları biliyoruz...

Paralel yapı bir tane değil ve sadece Türkiye’de de değiller... Her kesimden insanlarla bir şekilde bağlantı noktaları bulmuşlar.

O birileri eğer yardıma ihtiyaç duyuyorlarsa yardım edicilerin en güçlüsü Allah’tır... O, izin vermedikçe de kimse kimseye yardım edemez. Korkulacak biri varsa o da Allah’tır!

Bazı şeyler Allah’ın gücüne gider... Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste denmiştir. AylardanRamazan’dır. Eğer bunu Müslümanlık adına yapıyormuş gibi yaparsanız bunun faturası daha da ağır olur... 

Müslümanların duasını almak varken, onların öfkesine muhatap olmak anlaşılır bir şey değil... Ama sonunda herkesin yaptığı kendine... 

Yapıp ettiklerimizle, yazıp söylediklerimizle sonuçta ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyoruz, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun... 

Selâm ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi