ABD’ye kafa tutan kahraman!
Ortada İsrail için çırpınan ve onun çıkarına ABD’ye kafa tutan bir adam var. Kafanızı biraz yoklayın acaba bu adam kim olabilir? Evet! İsrail çıkarları için ABD’ye kendisini siper eden ve kafa tutan adam mahallenin kahramanı Sisi’den başkası değil. Meselenin gerisinde biraz şahsi sürtüşme biraz da ideolojik bir takıntı var ve bu nedenle Kerry’nin Mısır’ın ateşkes planını Hamas’ın istekleri doğrultusunda biraz yumuşatmasını istemesine karşılık Sisi ve Dışişleri Bakanı Samih Şükri asla ve kat’a deyip eski metni dayatıyorlar. Ateşkes için devrede bulunan ve Hamas’ın talep veya itirazlarının da dikkate alınmasını isteyen Amerikan diplomatik heyetine veya takımına karşı çıkıyorlar. Sisi, ‘Hamas’a asla taviz vermeyiz’ diye kestirip atıyor. Haaretz gazetesinin ‘Kerry Sisi’nin Mübarek olmadığını öğrendi’ başlıklı haberini takip ettiğiniz zaman sanki Sisi’nin Gazze’ye dair ateşkes planını kendi meselesi ve kendi savaşı gibi gördüğünü fark ediyorsunuz (Error! Hyperlink reference not valid.). Bu metin üzerinden Hamas’a karşı zafer kazanmak istiyor. İsrail Hamas ile Mısır’ın arasını açmaya çalışırken Sisi ve Mısır hariciyesi de Hamas ile İslami Cihad’ın arasını açmaya çabalıyor. Sözkonusu analizde İslami Cihad’ın Mısır’ın ateşkes teklifine veya girişimine daha yatkın ve sıcak olduğu söyleniyor. Halit Meşal’in de Doha’daki basın toplantısında söylediği gibi Hamas ise Mısır’ın arabuluculuğunu veto ediyor. Yanlı ve İsrail yandaşı buluyor. Onun ötesinde Türkiye ve Katar’ın -Mısır’ı kastederek- başkaları gibi bu işi diplomasi ticaretine dökmediğini söylüyor. Sisi’nin Mısır ordusunun şimdiye kadar Filistin için 100 bin kayıp verdiğini söylemesi de bu duygu sömürüsünün boyutlarından birisi. Bu rakam abartılı olmasının yanında düpedüz yalan. Sisi Gazze çatışmaları üzerinden zor zamanda Hamas ile hesaplaşmaya çalışıyor. Lakin Hamas askeri olarak İsrail’in burnunu sürttüğü gibi diplomasi olarak da Mısır’ın burnunu sürtmüştür. Zaferinin tek boyutu kalmıştır bu da siyasi zaferdir. O da vaktini bekliyor.
•
Mısırlılar sadece Hamas ile hesaplaşmıyorlar aynı zamanda diplomasi cambazlığında Türkiye ve Katar ile bilek güreşi yapıyorlar ve Gazze üzerinden bir iradeler çarpışması ve çekişmesi sahneye koyuyorlar. Osmanlı dönemindeki Bekri Mustafa’nın çağdaş ve Mısır versiyonu olan altüst Mustafa Bekri, Hamas’ın Mısır’ın milli güvenliğini tehlikeye attığını ve Katar ve Türkiye’nin rolünü öne çıkarmaya çalıştığını söylüyor. Herkes biliyor ki Sisi, Hamas’ı pas geçerek aslında İsrail’den fazla daha İsrailci davranmıştır. Hamas, kendisini dışlayan bir ülkenin diplomaside niye öne fırlamasını istesin ki? Aptal mı? Sisi Kendi kendine Mahmut Abbas’ı da Hamas’a vasi tayin etti. Bununla birlikte Sisi’ye rağmen FKÖ yürütme kurulu Hamas’ın taleplerinin milli talep olduğunu ilan etti. Sisi bununla tam anlamıyla şapa oturdu. O İsrail’i kurtarmaya çalışırken galiba İsrail onun imdadına yetişecek! Sisi gibi ahmak dostun olacağına Hamas gibi akıllı düşmanın olsun yeter! Haaretz gazetesi, Kerry’nin Sisi’nin Mübarek olmadığını deneme yanılma metoduyla yani bittecrübe öğrendiğini ve ABD ile Mübarek arasında şakalaşma ilişkisi yaşanırken Sisi’nin demir leblebi çıktığını ve politikalarının tahta cetvel olarak nitelendirildiğini belirtmektedir. Lakin nobranlığı ve kibri Hamas’ın kararlılığı karşısında ezilmiştir. İsrail’den daha rezil bir duruma düştü. Büyük bir çıkmazda. Sisi’nin yaklaşımı tahta cetvel yerine aymaz kafa veya kuru kafaya benzetilse daha yerinde olurdu. Araplar bu tip adamlara ‘muh camit veya naşif’ yani kuru kafa derler. Kininin esiri olmuş ve kini kendisini köleleştirmiş. Meseleyi kendi kavgası haline getirdiğinden ABD’nin bile realiteye uygun olarak ateşkes metninde yumuşamaya gidilmesi taleplerine itiraz ediyor. Bunu da ABD’ye kafa tutmak olarak da pazarlıyorlar. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Şöhret olmak için zemzem kuyusuna bevleden Arabi gibi Sisi de direnişi karalayarak kinini tatmin etmeye yöneldi. Meseleyi şahsi kavgası haline getirdi ve İsrail’in meselelerini kendi meselesi yaptı. Kifayetsiz muhterisin somut örneği oldu.
•
Sisi diplomatik olarak Gazze bataklığına battı. İsrail’in rolünü devralarak ve İsrail’in taleplerini seslendirerek kendini pek zavallı konumuna düşürdü. Buna mukabil 7 yıldan yani 2007 yılından beri ilk defa Filistinliler arasında birlik ve beraberlik ruhu yakalandı. Yahudiler arasında ayrılık ruhu eserken Filistinliler ortak dava etrafında kenetleniyor. Bu açıdan da ‘bir musibet bin nasihatten evladır’ demişlerdir. Şu hale bakın. İsrail bile Hamas’a taviz vermek zorunda kalırken Sisi taviz vermeyeceğim diye tutturuyor, diretiyor. Halbuki bunlar taviz değil olsa olsa Filistin halkının anasının ak sütü gibi helal hakkı ve hukukudur. Kimse ona lütufta bulunmuyor. Belki çalınan ve gasp edilen haklarından bazısını geri vermek zorunda kalıyor. Sisi ona bile razı olmuyor. Sisi İsrail boyun eğdiremezse Hamas’ın uluslar arası baskı ile yumuşatılmasını ve Mısır planına razı edilmesini istiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.