Tamam Maliki yanlış yaptı. Ahmedi Nejat da yanlış yaptı. Hizbullah da..

İran Şiicilik yaptı. Suriye konusunda Esad’ın yanında yer alarak yanlış yaptı.

Hüccetiye hareketi başarılı olsaydı bu kez IŞİD’in yerinde onlar olacaktı.

IŞİD’e yükleniyoruz da, Yemen’de Husi’lerin yaptıkları ne! IŞİD’den ne farkları var.. Al birini vur ötekine. 

Müslümanları birbirine kırdırmak için birilerinin yazdığı senaryoya gönüllü asker oldular.. Agnostizmin, nötralizasyon projeleri sürerken, Mali’de yaşanan örnekte de olduğu bazı bölgelerde nötralizasyon merhalesine geçildi. Biliyorsunuz Mali’de Sufi-Selefi çatışması sonunda ülke Fransızlar tarafından işgal edildi..

Birtakım Arap aşiretleri, akıllarınca, Selefileri arkalarına alıp, Irak’ı Şiilerin ve Kürtlerin elinden kurtaracaklardı. Musul petrolünü ele geçireceklerdi.. Kimi Saddam yanlısı, kimi Arap milliyetçisi, kimi feodal Arap aşiret reislerinin evde yaptıkları hesap çarşıya uymadı. Bir de başlarına IŞİD gailesi çıkardılar. Yetmedi, dünyayı başlarına bela ettiler.. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldular..

Suudi kafası ile, Irak’taki Arap aşiretlerini İran’ın ve Irak Şiasının başına bela edecekler, kendileri de rahat edecekti.. Cin şişeden çıktı. Yarın bu ateş kendilerini de yakarsa şaşmamak gerek.. “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” ikazını hatırlamak gerek..

Daha ilk günden TIR şoförlerini ve Türkiye’nin konsolosluk görevlilerini kaçırarak, Türkiye’yi devre dışı bırakmayı düşünmüş olmalıydılar. Türkiye’siz bir Irak’ın ne hale geleceği ortada.. Türkiye’yi Maliki de istemiyordu. Belli Kürt grubları da istemiyordu.. Şimdi herkes Türkiye’nin gözüne bakıyor.. Arab’ı, Kürd’ü, Müslümanı, Sünnisi, Şiisi, Yezidisi, Hıristiyanı, Nuseyrisi sığınmak için Türkiye sınırında bekliyor.. Kürt aşiretleri, ekmek, petrol, ilaç istiyor..

Şimdi, Arab›ı, Kürd›ü, Sünnisi, Şiisi, barış içinde bir bölge için Türkiye›nin önemini anlamış olmalı. Bölgede Türkiye’ye rağmen, Türkiye’siz bir çözüm yok.

Bu olaylar, PYD gibi yapıların ne kadar kırılgan olduğunu da ortaya koydu. IŞİD karşısında Irak kuvvetleri ve Peşmergenin durumu da dikkat çekici..

Arap aşiretlerinin Şiilere öfkesi taraflar arasında yeni bir kan davasına kapı aralayabilir. Daha da kötüsü, bu çıkış 44 ülkeden oluşan uluslararası koalisyonu arkasına alan ABD ve batılı ülkeler, bundan sonra Irak ve Suriye üzerinde söz sahibi olacaklar..

Böyle giderse yarın Arap aşiretleri bu sonuçtan birbirlerini sorumlu tutabilirler ve IŞİD ile çatışabilirler. Şiiler ve Kürtlerle de araları kolay kolay düzelmez..

Bu arada, ABD ve batılı ülkeler bu durumu bir fırsat olarak görüp, bölgedeki, kendileri için tehdit olarak gördükleri, kişi ve toplulukları hedef seçerek imha operasyonu düzenleyebilir.. Düzenleyebilir değil, fiili durum bu. Bölgede örtülü bir savaş daha var.. Yani, görünen savaşın ötesinde bir başka savaş daha var bölgede..

Görünen o ki, Esed rejimi devrilip, Suriye’de milli iradeyi temsil eden güçlü bir iktidar kalıcı bir düzen tesis etmeden, bölgedeki karışıklıklar bugünden yarına bitmeyecek. Bu konuda ABD ve batılı ülkeler Suriye’deki diktatör Esed rejimi konusunda kafalarını kuma sokmaya devam ediyorlar.. Arap dünyasının en güçlü ülkelerinden Mısır; Sisi diktatörlüğü vesilesi ile sürecin dışına itilmiş durumda. ABD Mısır yerine yanına Suudi hükümetini ve BAE’yi alarak bölgedeki varlığına meşruiyet kazandırmak istese de bu durum, bu ülkelerin İslam dünyasındaki itibarını sıfırlamış durumda. Zaten Suudi Arabistan Mısır’da Sisi’yi desteklemek sureti ile kendi itibarını yerle bir etmişti.

Suudilerin Vehhabi’lere, Bedevi Selefilere destek verdiği biliniyor. IŞİD’in oluşum sürecinde, Suudi’lerin İran ve Şii’lere karşı, bu tür oluşumlara her anlamda destek verdiği biliniyor.

Irak’taki Arap aşiretleri de bir şekilde bu kirli oyuna alet edildiler.. Bu işten en fazla IŞİD kazançlı çıktı. Saddam’ın gizli Cumhuriyet Ordusunun gizli silahları ve askerleri deşifre oldu bu arada. Aşiretin gençleri IŞİD’e katıldı. Musul’a girdiklerinde Irak ordusunun silahlarına el koydular, Musul’daki Merkez Bankası’nın kasalarını boşalttılar. Büyük miktarda taraftar, para ve silah ele geçirdiler. Acımasız infazları ile tüm dünyaya seslerini duyurdular.. Ve bugünlere geldik.

Arap aşiretleri, çocuklarını, yer altındaki silahlarını ve Musul Merkez Bankası’ndaki petrol paralarını IŞİD’e kaptırdılar. Şimdi yapayalnız orta yerde kala kaldılar.. Neye sahip olmak istiyor iseler, onu kaybettiler, en azından o şeye ulaşmak bugün düne göre çok daha zor.. 

Selâm ve dua ile..