Birileri hep Türkiye ile IŞİD’i ilişkilendirmeye çalıştı. MİT operasyonu da bu algı operasyonunun bir parçası idi aslında. İddia vahimdi. AK Parti iktidarı Suriye’de Esad karşıtı terör örgütlerine doğrudan ve dolaylı destek veriyordu. Dahası Erdoğan, İslam ülkelerinde darbe yapmak için, buradaki kamplarda İslamcı devrimciler yetiştiriyordu. Bu kadrolara insan, silah, mühimmat desteği sağlamanın ötesinde dini, askeri, ideolojik ve politik eğitim veriliyordu.

Bu iddiaların arkasında kimler olduğunu biliyoruz artık. MOSSAD ve Paralel yapıya destek veren ülkeler ve örgütler bu senaryoya da destek veriyorlardı.

Bu arada, bir çok kişi IŞİD ile ilgili sorular sormaya başladı. Nasıl oldu da bir anda El Kaide buharlaştı ve yerini IŞİD aldı. El Nusra bu işin neresinde idi. Selefilik, Vehhabilikle bu hareketin ilişkisi neydi. Bu kadar insan, silah ve parayı nereden buldular? Cevabını arayan daha bir sürü soru var..

Böylesine organize bir hareket, MOSSAD, CIA, M15 gibi istihbarat örgütlerinin dikkatinden kaçmış olabilir mi?

Suriye’de, herkes biliyor ki, İran askerleri vardı. Lübnan üzerinden Hizbullah da bölgede operasyonlar yapıyordu. Ve yine Şii Irak askerleri de İran askerleri ile birlikte bölgede operasyonlara katılıyordu.. Ayrıca PKK Kürdistan koridoru üzerinden Suriye’de PYD’ye doğrudan ve dolaylı olarak savaşçı ve silah, mühimmat desteği sağlıyordu. Ama kimse bu gerçekleri sorun yapmadı. Tartışma gereği de duymadı. Teröre destek vermekle de suçlamadılar bu çevreleri. Ama birileri Türkiye’yi terör örgütlerine yardım ve yataklık etmekle suçlamaya kalktı. Paralel yapı da bu karalama kampanyasına destek verdi.

Mesela Sisi’ye destek veren Suudiler ve BAE sadece Esad’a karşı değil, İran’a, Irak şiasına karşı Vehhabi oluşumlara başından beri destek verdiler..

Şimdi bazı gerçekler ortaya çıkmaya başladı. En azından silah ve insan kaynağının büyük ölçüde nereden sağlandığını biliyoruz. 

IŞİD’in cephanenin yarıya yakınının ABD ve Çin yapımı olduğu ortaya çıktı. Diğer yarıya yakını ise Rus ve Sırbistan menşeli silah. İran’dan gelip, örgütün eline geçen silahlar da var.. Haberlere göre “’Conflict Armament Research’ kurumunun, IŞİD’ten ele geçirilen silahlar ve örgütün kullandığı cephane örnekleri üzerinde Avrupa Birliği’nin desteğiyle yaptığı incelemenin sonuçları, Irak ve Suriye hükümetleri ile bu ülkelerde bulunan örgütlere gönderilen silah ve mühimmatın IŞİD’in eline geçtiğini gösteriyor.” IŞİD’in kullandığı silahların çoğunun Irak ve Suriye ordularına satılan silahlar olduğu belirlendi. Aynı haber kaynaklarının tesbitlerine göre “İncelenen askeri malzemenin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan ABD menşeli silah ve cephanenin, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlaması amacıyla Irak ordusuna verilen askeri malzemeler, Rusya-Sovyetler Birliği yapımı silah ve mühimmatın ise yıllar içinde Esed rejimine satılan askeri malzemeler olduğu tespit edildi.”

Öte yandan; ele geçen Çin menşeli mühimmatın da ele geçirilen toplam malzemenin yüzde 26’sını oluşturduğu ve bu silahların İran üzerinden bölgeye intikal ettirilmiş olabileceği ve bu durumun Çin’in son yıllarda giderek artan miktarda silah ve mühimmat satışının sonucu olduğu ileri sürülüyor. Örgütün silah ve mühimmat envanterinde İran yapımı silah ve mühimmatın da az miktarda da olsa bulunduğu tahmin ediliyor. Sözkonusu araştırma sonuçları, IŞİD’in cephaneleri arasında az miktarda da olsa İran yapımı silahların da bulunduğunu gösteriyor. Bunların Irak ordusundan ele geçirilen silahlar olabileceği ileri sürülüyor.

Özellikle Irak ordusunun IŞİD’le mücadele etmeden silahlarını da bırakarak kaçmaları, ABD’nin, ellerinde ABD yapımı silahlar bulunan bir örgütle mücadele etmesine neden oluyor.

Uzmanlar, bölgede emir-komuta içinde düzenli bir yapısı olmayan güvenlik güçleri ve örgütlere verilen silahların IŞİD örneğinde olduğu gibi terör örgütlerinin eline düşme riski taşıdığını belirtiyor. İncelemede IŞİD’in silah kaynakları arasında, Suriye’de Esad’a karşı mücadele eden diğer örgütlerden IŞİD saflarına katılan savaşçıların getirdiği ve temin ettiği silahlar ile bu gruplardan satın alma yöntemiyle elde edilen silahlar da bulunuyor.

Gerçek şu ki, IŞİD’in elinde Türkiye’den giden silah yok..

IŞİD’in elindeki silahların bir kısmı “ganimet”. Bir kısmı Saddam’ın kayıp Cumhuriyet ordusunun gizli silahları, bir kısmı IŞİD’e iltihak eden Selefi grublar yoluyla gelen silahlar. Diğerleri nereden gelmiş olabilir, ya da kim vermiş olabilir sorusu çok zor bir soru değil.. Bu konuda Türkiye’yi suçlayanların arkasında kim varsa onlar.

Selam ve dua ile.