Havf ile reca
Havf ile reca arasında olmak. Yani korku ile umud arasında bir yerde..
Her şeyi gören, duyan, bilen, hükum sahibi bir Allah var.. Ve her şey O’nun iradesi içindedir.
Biz sadece O’nun rızasına talibiz.
IŞİD şöyle yapıyormuş, PYD, PKK böyle yapıyormuş. ABD, İsrail devrede imiş. İran Suriye’yi , Esed’i destekliyormuş.
Kuşkusuz herkes için yaptığının bir karşılığı var. Kim ne yaparsa kendine yapar.. Allah’ın iradesi, takdiri üstünde hiç bir güç yoktur. Haşa Allah’ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen aklına akıl yetirecek değiliz.
Herkes yaptıklarının hesabını verecek. Sadece yaptıklarının değil, yapması gerekirken yapmadıklarının da hesabını verecek.
Biz yaptıklarımız, ya da yapmadıklarımızla ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyor olacağız.
Şu şöyle olmasaydı, bu böyle olmadı gibi batıl varsayımlarla kendimizi oyalamayı bırakıp, olan olaylardan ders çıkartarak, daha iyi bir gelecek için çaba göstermemiz gerek.
Biz çaba gösterdikten sonra, sonuç ne olursa olsun, biz kazanacağız. Belki Allah bizim ellerimizle o zararı ortadan kaldıracaktır. Biz hiçbir şey yapmadan bekliyorsak, sonuç ne olursa olsun. O hayırdan bize bir pay yoktur.
Biz esbabına tevessül ederiz o kadar. Sonucu takdir edecek olan Allah’tır.
Hem değil mi ki, bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir.
Biz çaresiz ve çözümsüz değiliz.. Allah dilerse kafirler eli ile dahi iradesini gerçekleştirebilir.. Allah için, zor olan bir şey yoktur..
Kimileri haşa Allah’ı kıyamete zorlama derdinde, kimileri iktidara zorlamaya çalışıyor.. Herkesin bir planı var. Allah’ın da bir planı var. Sonunda galib olacak olan Allah’ın planıdır.
Allah zaman içinde zaman yaratandır. O uzakları yalın edendir. O Rezzak’tir, kadir-i mutlaktır. Yani mutlak iktidar sahibidir. O “Ol” der ve o iş olur. O’nun için güç olan hiçbir şey yoktur.. Bizim O’nun rızası peşinden koşmamız gerek. Yoksa gerisi boş iştir.. Mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, O’nun yolunda seferber olmamız gerekiyor.
“Bu işler ne zaman düzelecek?” Birilerinin en çok merak ettiği konu bu. Allah “Tamam” diyene kadar bu böyle devam edecek.. Sonunda düzelecek, ama ardından yine bozulacak. Sonra yine düzelecek ve kıyamete kadar bu böyle devam edecek. Gecenin gündüzü kovalaması, her yokuştan sonra bir iniş olduğu gibi..
Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecek. Sanırım bundan sonra sefvet ve iktidarla imtihan olacağız. Zor günler ve yoksulluk günlerinde de Cennete ve Cehenneme gidenler olacak, kolaylık günleri ve zenginlik günlerinde de Cennete ve Cehenneme gidenler olacak.
Birileri, bütün bu olup bitenler karşısında, Allah’ı hiç hesaba katmıyorlar. Allah da onların işlerini sarp dağlara sardırıyor.. İçtikçe susuzluğu artan adam gibi battıkça batıyorlar. Allah’ın gazabı da arttıkça artıyor..
Biz her zaman havf ile reca, yani korku ile umud arasında bir yerde durmalıyız. Bizim bir benliğimiz var. Ruhumuzun paralelinde bir nefsimiz var. Şeytanın işbirlikçisi bir nefsimiz var.. Bazen Siyonistleri, Masonları gözümüze çok yaklaştırınca nefsimizi gözden kaçırıyoruz..
Suriye ne olacak, Kudüs ne olacak, PKK ne olacak, paralel yapı ne olacak, Türkiye nereye gidiyor? Buna benzer 100 tane daha soru sorabiliriz.
Asıl düşünmemiz gereken, sorduğumuz sorunun temenni ettiğimiz cevabı için ne yaptığımız. Üzerinize düşeni yaptıysanız siz zaten kazanmışsınız. Artık Allah’a tevekkül edeceksiniz. O daha iyi bilir. Bizden daha merhametlidir.. O her şeyi hakkı ile bilendir.
Hz. Musa (a.s.)’ın Hızır Aleyhisselam’la yolculuğunu hatırlayın. Ya da Hz. Yusuf kıssasını hatırlayın.
Çok aceleciyiz. Sabır.. İman edenler, yaptığı iyi işleri en iyi şekilde yapanlar, sabredenler ve sabrı tavsiye edenler dışında herkes hüsrana uğrayacak. Evdeki hesapları çarşıya uymayacak.
Korku ve umud arasında bir yerde duracağız. Ne varlığa sevinecek ve ne de yokluğa yerineceğiz. Her ikisi de geçici. Allah bizleri, mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman da eksilterek imtihan edecektir.
Zor zamanlarda kaybedilen savaşların da kahramanları olduğunu unutmayalım.
Allah’ım bize hakkı hak, batılı batıl göster. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.