Saygı görmek isteyenler!
Toplum içinde “saygı görmek” isteyenlerin yapacakları ilk iş başkalarına “saygı göstermek” olsa gerek!
Başkalarına “saygı göstermeyi” akıllarının kenarından bile geçirmeden “saygı görmeyi” bekleyenleri koskocaman bir hüsran bekliyor demektir!
“Saygı görmek” isteyenlerin karşısındakiler yasalara göre “suçlu” bile olsalar onlara hakaret etmek doğru değildir!
Suçunun cezasını verirsiniz, olur biter!
Adam bir suç işledi diye toplum içinde hakarete uğraması ve aşağılanması yakışıksız bir davranış olur!
Evet, toplumdan “saygı görme” beklentisi içine girenler öncelikle başkalarına karşı “saygılı olmayı” ve herkesi içinde önüne çıkanı “ulu orta” suçlamamalıdırlar!
Özellikle de “devlet adamına” yakışan budur!
“Ben devlet adamıyım, beni gördüğü halde suç işlemeye devam ediyor” demek hayra alamet bir gelişme olmasa gerek!
“Devlet adamı” suç işleyeni toplum içinde “rezil rüsva” etmekle yükümlü değil ki!
Bir “suçüstü” yapılmışsa yapılması gereken görevlileri harekete geçirerek işlenen suça ait “cezai işlemi” yürürlüğe koymaktır!
Hele hele “Bana rağmen suç işlemeye devam ediyor” diyerek öfkelenmek hiç doğru bir şey değil!
Devlet adamı sabırlı olmalıdır!
Devlet adamı hoşgörülü olmalıdır!
Devlet adamı yeri geldiğinde affedici olmalıdır!
Bağırmak-çağırmak devlet adamına yakışan bir hâl değildir!
Kızgınlığını açığa vurmak ve o anda “ağzına geleni” söylemek de devlet adamına yakışmaz!
Devlet adamı olanlar Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye yönelik tavsiyelerini kulaklarına küpe yapmalılar!
Gelin isterseniz bu, kulaklara küpe yapılacak tavsiyelerden bir kaçını tekrarlayalım:
“Ey oğul bundan sonra öfke bize uysallık sana!
Güceniklik bize gönül alma sana!
Suçlamak bize katlanmak sana!
Acizlik yanılgı bize hoş görmek sana!
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize bağışlama sana!
Bölmek bize bütünlemek sana!
Üşengeçlik bize, uyarmak gayretlendirmek sana!
Sabır çok önemlidir.
Bir bey sabretmesini bilmelidir.
Vaktinden önce çiçek açmaz.
Ham armut yenmez, yense bile bağırda kalır!”
Devlet adamları toplumda “saygı görmek” istiyorlarsa Şeyh Edebali’nin bu tavsiyelerine bir kez daha kulak vermeli ve ona göre davranıp ona göre konuşmalılar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.