M.Kemal’in ilk ve son meclis nutku
Din-i İslâm ve Vatan-ı İslâmiyye üzere yapılan Millî Mücadele’nin ruhuna sadakatsizliğin birçok örneklerinden biri de M. Kemal’in yüzde yüz zıtlık ihtiva eden, dünya görüşü olarak birbirini temelden tekzip ve reddeden ilk Meclis ve son Meclis konuşmalarıdır.
“HİLAFET… MAKAMINI ESARETTEN KURTARMAK İÇİN MECLİSTEYİZ”
24 Nisan 1920’de M. Kemal’in Meclis Başkanı seçilmesinin ardından yaptığı konuşması, Millî Mücadele’nin başlatılmış olmasının mâna ve maksadının bütünüyle İslâmî müesseselerin ve hilafetin korunacağı bir devlet yapısını devam ettirmek olduğu üzerinedir:
“Saygıdeğer Efendiler, milletin alınyazısına doğrudan ve tamamen el koyarak Hilafet ve Saltana makamını uğramış olduğu esaretten kurtarmaya ve ülkenin bütünlüğü ve güvenliği uğrunda her özveriyi büyük bir kesinlikle göstermeye karar vermiş olan Yüce Meclisinizin Başkanlığı’na seçilmek suretiyle hakkımda açıklanmış bulunan güven ve yakınlığa teşekkür borçluyum. Hayatımın bütün evrelerinde olduğu gibi, son zamanların buhranları ve felaketleri arasında da bir dakika geçmemiştir ki her türlü huzur ve dinlenmemi, her çeşit kişisel duygularımı milletin kurtuluşuna ve mutluluğu adına feda etmekten zevk duymamış olmayayım. Gerek askerlik ve gerekse siyasi hayatınım bütün zaman ve evrelerini dolduran mücadelelerimde daima hareketim ilkesi milli iradeye dayanarak milletin ve vatanla ihtiyacı olan gayelere yürümek olmuştur. Bugün Yüce Heyetinizin oybirliği ile sonuçlanmış olan milli güveni değerlerimin çok üstünde görmekle birlikte şahsım için bir amaç olarak değil birlikte giriştiğimiz kutsal mücadelenin yönelmiş bulunduğu gayeleri elde etmek için milletin bağışladığı bir dayanak olarak kabul ediyorum. Bu milli birliğin bana yüklemiş olduğu sorumluluk, biliyorum ve hepiniz de bilirsiniz ki, çok ağırdır. İçinde yaşadığımız örneği ender bulunan dakikaların tehlikelerine rağmen bu ağır milli sorumluluğun altında ancak Yüce Heyetinizin yardım ve desteği ile ve hak yolundaki mücadelede Yüce Allah’ın koruyuculuğunu ümit ederek çalışacağım. İnşallah Yüce Padişah Efendimiz Hazretleri’nin sağlık ve esenlikle her türlü yabancı kayıtlardan kurtulmuş olarak hükümdarlık makamında sonsuza dek kalmasını Yüce Tanrıdan dua ederim.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri)
1923’de ilân ettirilen Cumhuriyetin siyasî ve askerî gücünü tek elde toplayan M. Kemal asıl zihniyetine rücu eder, yâni Batılı, pozitivist ve laikçi görüşlerini adım adım gerçekleştirir ki 1937 yılına gelindiğinde onun gerçek yüzü ve zihniyeti 1Kasım 1937 tarihli son Meclis açılış konuşmasıyla ortaya çıkar. Uzun konuşmasının sonundaki sadece bir pasaj onun ilk Meclis’te konuştuklarına temelden karşı olan bir düşünceye doğru evrildiğini göstermeye yetiyor:
“PRENSİPLERİMİZ GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLARIN DOGMALARIYLA BİR TUTULMAMALIDIR”
“Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipler gökten indirildiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”
Müslüman millete sadakatsizlikte sınır tanımayan ve sürekli aldatan Kemalizm bu ülkede daha ne kadar yaşayacaktır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.