Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre önce Ankara Tevfik İleri İmam Lisesi’nde yapılan toplu açılış töreninde konuşurken lafı “paralel yapılanmaya” getirerek şöyle diyor:

“Vakarımızdan, sabrımızdan, sebatımızdan kararlılığımızdan asla vazgeçmedik. Öyle ki içimizden gibi görünen, bizimle birlikteymiş gibi görünenler bize ihanet ettiklerinde başörtüsüne füruat, imam hatip okullarına gereksiz, kapatılmalı dediklerinde bile yılmadık, yıkılmadık. Bu büyük ihanete rağmen haklı davamızdan vazgeçmedik.”

Bu konuşmayı televizyonlardan dinlediğiniz ya da gazetelerden okuduğunuz zaman sanırsınız ki “paralel yapılanmanın” mensupları bu lafları yeni etmişler!

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu lafları duyunca hemen isyan bayrağını açmış!
Yahu bu laflar edileli yıllar oluyor!

Paralel yapılanmanın mensupları yıllardır bu görüşleri dile getirip duruyorlar!

Laflar ilk edildiği günlerde böyle bir tepki ortaya konulsa tepkiyi koyanlara hak vereceğiz ama yıllar sonra böyle bir tepki ile ortaya çıkılınca kendilerini anlamakta bir hayli zorlanıyoruz!

Biraz üstlerine gidince de, “Saflığımızdan yararlanmışlar, böyle olduklarını bilmiyorduk” gibi savunmalara başvuruyorlar!

İşin açığı herkes birbirini biliyor ve birbirini iliklerine kadar tanıyordu! 

Ne var ki, birileri iktidara gelebilmek için bildikleri şeyleri bilmezden geldiler! Ötekiler de daha rahat hareket edebilmek ve bürokrasi içine daha fazla yerleşebilmek için bugün isyan ettikleri konuları görmezden geldiler!
“Al gülüm, ver gülüm” işi idare edip giderken aralarında her ne geçti ise birbirlerine düşman kesilip kanlı bıçaklı oldular!

Ve şimdi her fırsatta birbirlerine demedik laf bırakmıyorlar! 

Ve bekliyorlar ki bizler de onlar arasındaki bu ağız dalaşına ortak olalım ve her dediklerine inanalım!
Yahu biz onlar kadar saf mıyız?

Her iki taraftan birçok dostumuz arkadaşımız var!

Ne yaptıklarını en azından ne yapmak istediklerini yakından biliyoruz!

Sizler de tarafların bugün birbirlerinden böylesine yakınıyor olmalarına sakın aldanmayın! Onlarınki bile bile ladesten başka bir şey değil!

Bugün böylesine sert tepki verenlerden beklenen elbette füruat sözcüğünü duydukları ilk günden itibaren onlarla selamı sabahı kesmeleriydi!

Ya da, “İmam hatip okullarına gerek yok, kapatılmalı” denildiği anda yollarını ayırmalarıydı!

Zamanında böyle bir tavır sergilenmeyip şimdi sadece lafının ediliyor olmasını samimiyetle bağdaşır yanı var mı?