Tutarlılık bu mudur?
Kırk gün önce, “Fakir çocuklarının askere gitmesi, zengin çocuklarının ise bedel ödeyerek askere gitmemesi olmaz” denilecek!
Kırk gün sonra, “Bir müjdem var” diye kürsülere çıkılacak ve bedelli askerliğin yolunun açıldığı söylenilecek!
Tutarlılık bu mudur?
Kırk gün önce söylediklerini, kırk gün sonra adeta tekzip edercesine ortadan kaldıran bir anlayış ile karşı karşıyayız!
Bu öyle bir anlayış ki, on gün önce, “Birileri çıkıp zaman zaman bu işi kaşıyor, bunlar doğru yaklaşımlar değil” demek suretiyle “bedelli askerlik” ile arasına mesafe koyuyor!
Bugün ise, “Size sürprizlerim var” denilerek bedelli askerlik kucaklanıyor!
Bedelli askerlik olayına bu kadar sıcak bakılıyor idiyse kırk gün önce niye meydan okundu?
Ve niye bedelli askerlik talebi ile kamuoyunun karşısına çıkanlar “yara kaşımakla” suçlandı?
Ve niye bunların “doğru yaklaşımlar” olmadığı ilan edildi?
Kırk gün içinde ne oldu, ne bitti de bedelli askerlik bir “müjde konusu” haline geldi?
AKP’nin açılımını “Aklı Karışıklar Partisi” olarak yapanları illa haklı çıkarmaya çalışmanın ne manası var?
Biz iktidar partisini eleştirdiğimiz zaman onlara arka çıkan ve yapılan icraatları savunmaya çalışan dostlarımız şimdi “bedelli askerlik” olayını nasıl izah edecekler?
Hangi mazeret bu kadar büyük bir tutarsızlığı örtbas etmeye yetebilir ki?
Evet, iktidar mensuplarının kafaları fena halde karışık!
Öylesine karışık ki “kırk gün önce” ne dediklerini bile akıllarında tutamıyorlar!
Ve kırk gün sonra ilk dediklerinin tam tersini yapıyorlar!
Böyle bir tutarsızlık sergilemeden, kırk gün önce bedelli askerlik meselesine sahip çıkmış olunsaydı, ne kaybedilirdi?
Hiçbir şey kaybetmedikleri gibi “sözlerine sahip çıkan” bir iktidar modelini ortaya koymuş olurlardı!
Şimdi ise ne yapacakları belli olmayan bir kadro izlenimi vermekten başka bir şey yapmış olmuyorlar!
Kırk gün önce şiddetle karşı çıktıkları işleri şimdi dört koldan sahiplenerek kararsızlıklarını ispat ediyorlar!
Sahi nedir bu tutarsızlık?
İktidar mensupları hiç mi bir araya gelip gündemdeki konular üzerinde kafa yormazlar?
“Şu konudaki tavrımız ne olsun” diye kendi aralarında hiç mi konuşmazlar acaba?
Öyle anlaşılıyor ki “günübirlik politikalar” ile devleti yönetmeye çalışıyorlar!
Bir gün öyle, bir gün böyle!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.