Lise sondaydım... 

Müdür muavinimiz bir tören konuşmasında, belki onuncu kez "eller gider aya, biz kaldık yaya" demesine öğrencilerin gevrek kıkırdamalarla karşılık vermesine mi bozulmuştu bilmiyorum...

Karadenizli sıra arkadaşım patlayıvermişti: "Tutan mı vardı hocam, becerip gitseydiniz!"

Arkadaşımın kulağının çekilerek bayağı uzatıldığına şahit olmuştuk sonra. Dönemin semtimizdeki inşaat faaliyetleri çerçevesinde güçlü soyadlarından birine (Ekşioğlu) sahip olmasaydı, tek bir kulakla kurtarır mıydı, emin değilim.

Bir de bayram ziyaretlerinden hatırlıyorum.

Şeker üzerine likör ikramının ardından akrabalar ve ahbaplar toplu halde "ne kadar geriyiz Yarabbim!" ayinine geçerlerdi!

"Tutan vardıysa, kim?" sorusuna asla cevap verilmez; muğlak bir anti-emperyalizm ile tutkulu bir batı hayranlığı birbiriyle harmanlanırdı.

İşte o yüzden uzay araştırmalarından dem vurarak akıl(!) yürütmelere karşı ta o zamanlardan kalma bir tiksintim var.

Geçti, o günler çok geride kaldı, sanıyordum.

Eh, çok geç kaldığımız çalışmalara nihayet giriştik, 2023'e kadar 17 uydu göndereceğiz, falan filan derken...

Bu bayat, ucuz, kompleksli bakış açısı ve bazen açıkça "kolonyal ajan" tavrı hortlayıverdi.
Neden?

Çünkü muhalefet etmek için en uyduruk, en bayat yollar bile mubah sayılıyor.

Geçen gün "paralel ilahiyat" tv kanallarından birinde meşhur bir iktisat profesörüne "Milli Eğitim Şûrası'nın Osmanlıca teklifine ne diyorsunuz?" diye sordular.

Ofladı, pufladı.

Dağınık saçı sakalını elleriyle biraz daha karıştırdı.

Sonra söze şöyle başladı: "Artık Mars'a insanlı yolculuk çalışmalarından söz ediliyor dünyada. Daha yeni bir uzay aracını Plüton'a indirdiler."

Ve ardından beklenen lafı yumurtladı: "Biz yeni kuşaklara bunları öğreteceğimize, eski alfabeyi öğretmeye kalkışıyoruz, aklımızı Osmanlı'yla bozuyoruz."

Midem bulandı.

Zaplayıp geçtim.

Bunların solcusu, sağcısı; ulusalcısı, liberali fark etmiyor.

Hepsi halkı sersem, kendini âlim sanıyor.

Senin "Osmanlısız" rejimin seksen senede değil uzaya gidecek füze teknolojisi, toprağını savunacak basit füze bile geliştiremedi, desem onlara, ne fayda!

Senelerce Hollanda'dan gelecek ve NATO askerleri tarafından yönetilecek dört Patriot bataryasına muhtaç olan Osmanlı mıydı?